Home  |  Konuşmalar   |  Niyazi Kızılyürek’in “Bir Hınç ve Şiddet Tarihi” kitabının sunumunda AKEL Genel Sekreteri Andros Kipianu’nun konuşması

Niyazi Kızılyürek’in “Bir Hınç ve Şiddet Tarihi” kitabının sunumunda AKEL Genel Sekreteri Andros Kipianu’nun konuşması

AKEL Merkez Komitesi adına Niyazi Kızılyürek’i “Bir Hınç ve Şiddet Tarihi” kitabının yayınlanmasından dolayı yürekten tebrik ederiz.

Kitabının daha ilk sayfalarında Niyazi “geçmişin eklektik bir biçimde kullanımı bugünün milliyetçi anlatımını besliyor ve yarını rehin tutuyor” diye belirtiyor. Bu, hatırlatmamız gereken acı bir gerçektir. Bu, yurdumuzun yakın tarihi hakkında konuşmak için pek çoklarının seçtiği daima yanlış olan bir yoldur. Yani hangi yanını aydınlatacaklarını, hangi kısımları hakkında konuşacaklarını ve hangi kısımları hakkında susacaklarını seçiyorlar. “Tarihin nasıl sessizleştirildiği” mısraları derinden Marksist’tir, çünkü somut bir anda hangi sınıfın ya da güçlerin hâkim olmasıyla bağlantılı bir şekilde tarihin yazıldığını ya da çarpıtıldığını tam olarak hatırlatmaktadır.

AKEL olarak, hiçbir zaman tarihi sessizleştirmeye çabalamadığımızı mütevazı bir gururla hatırlatmayı hak ediyoruz. Tarihi değil sessizleştirmek, tam aksine biz cesaret gösterdik. Yaralar hakkında konuşma cesaretini gösterdik. Halkımız aleyhine işlenen itiraf edilmemiş suç ve cinayetler hakkında, ihanet hakkında konuşma cesaretini gösterdik.

Yurdumuzun acı, kana bulanmış tarihinden dersler alarak siyasal olarak eşit iki toplumdan söz etme cesaretini gösteriyoruz. Halkına ait tüm Kıbrıs için, Kıbrıslırumlar ve Kıbrıslıtürkler olarak “anavatanlar”dan göbek bağımızı kesme ve ortak vatanımızda barış içerisinde birlikte yaşama için konuşma cesaretini gösteriyoruz.

On yıllar boyunca halkımızı bölen çerçeve Kıbrıs’ta iki ayrı varlığın olduğu anlayışını temel alıyordu. Biz bu anlayışa karşı çıkma cesaretini gösterdik. Etnik köken temelinde ayrım duvarlarını yıkan önerileri masaya koyma cesaretini gösterdik. Zıtlaşmayı etnik değil, siyasi, sınıfsal kılan, Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti’ni Kıbrıslırumların ve Kıbrıslıtürklerin ortak evi kılan önerileri masaya koyma cesaretini gösterdik.

Kıbrıs tarihinin acı gerçeklerini ve gizlenen yanlarını hatırlama ve müzakere masasına bu tezleri öneriler olarak sunma cesaretini gösterdiği için rahmetli Dimitris Hristofyas’a ve AKEL’e karşı ne kadar yoğun ve ne kadar adice saldırıldığını hepimiz hatırlıyoruz.

Bu saldırıların hareket noktası milliyetçilerin duygusal ruh hali değil, Kıbrıslırumları ve Kıbrıslıtürkleri birleştiren her şeyi yok etmek için yıllardır sürdürdükleri çabadır. İki toplumda da milliyetçilik yıllarca sömürgeciliğe ve emperyalizme hizmet ederek, bağımsız bir yurt fikrini öldürmeye çabaladı. Milliyetçilik sistematik bir biçimde bölünmeyi geliştiriyordu. Kendisinin de eseri olan coğrafi bölünme öncesinde sistematik bir biçimde ideolojik ve politik bölünmeyi geliştiriyordu.

Milliyetçiliğe karşı açık ve kararlı bir şekilde siyasi olarak mücadele edilmelidir. Biz böyle mücadele ediyoruz. Kıbrıslırumları ve Kıbrıslıtürkleri ortak, antiemperyalist, antifaşist cephede birleştiren kitlesel bir halk hareketi inşa ederek.

Bu, AKEL’in yıllardır yaşama geçirdiği politikadır. Bu, yurdumuza ihanet eden ve yurdumuzu yaralayan her şeyin nihai ve kesin bir şekilde geride kalması için tek yoldur. Bizim için Kıbrıs’ın davası dar bir biçimde bir toplumun davası değildir. Kıbrıslıtürklerin doğdukları topraklarda yaşamda kalabilme kaygısı bizim de kaygımızdır. Biz tüm Kıbrıs için haykıran bir sesiz. Bunun için, iki toplumun da sadece bir federasyon çerçevesinde birlikte yaşamayı başardıklarında, ortak yaşamın, ortak sosyal ve siyasal faaliyetin temellerini tekrar atmaya başladıklarında yaşamda kalmalarını tehdit eden her şeyi kesin bir biçimde ortadan kaldıracaklarında ısrar etmeye devam ediyoruz ve edeceğiz.

İşgali ve yasadışı nüfus taşınmasını sonlandıracak çözüm çerçevesinde birlikte yaşamaları güvence altına alındığında Kıbrıslırumların ve Kıbrıslıtürklerin gelecek umudu olabilir. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenliğini, bağımsızlığını, toprak bütünlüğünü ve birliğini yeniden sağlayacak, BM kararlarını, Doruk Antlaşmalarını, uluslararası hukuku ve Avrupa hukukunu temel alan bir çözümle, Kıbrıs’ı askersizleştirecek ve yabancı güçleri garantörlük ya da ülkemizin içişlerine müdahale hakkından men edecek, BM metinlerinde belirtildiği şekilde siyasi eşitlikli, iki bölgeli iki toplumlu federasyon çerçevesinde halkı, toprağı, kurumları ve ekonomiyi yeniden birleştirecek bir çözümle Kıbrıslırumların ve Kıbrıslıtürklerin gelecek umudu olabilir.

Halk olarak yeni bir sayfa açmamız için tarihin bilinmesi, dersler ve sonuçlar çıkartılması şarttır. Bu akşam burada sunulan Niyazi’nin kitabı gibi kitaplar bu yönde katkıda bulunuyor.

Niyazi’yi tekrar tebrik ediyoruz. Şiddetin yaralarının yurdumuz için en kısa zamanda kapanmasını ve halkımız için umut dolu bir geleceğin yolunun açılmasını diliyoruz.

24 Ocak 2020

PREV

AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu'nun Niyazi Kızılyürek ve Panikos Hrisantou’nun Yeni Filmi “Çiçekler Ve Kurşunlar”ın Galasında Yaptığı Konuşma

NEXT

Troodos'ta gerçekleştirilen etkinlikte EDON Genel Sekreteri Hristos Hristofyas’ın Konuşması