AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu’nun Niyazi Kızılyürek ve Panikos Hrisantou’nun Yeni Filmi “Çiçekler Ve Kurşunlar”ın Galasında Yaptığı Konuşma
Bu akşam burada gösterilecek olan filmin hazırlanması ve yapımında çalışan herkese, Niyazi Kızılyürek’e ve Panikos Hrisantu’ya AKEL Merkez Komitesi adına en içten tebriklerimizi sunuyorum. Bu film aktardığı gerçeklerle etkileyici olmasının yanı sıra çarpıcıdır.
Yurdumuzun 1974’ten itibaren yaşadığı ve yaşamaya devam ettiği trajedinin arka planını oluşturduğu bu film Yorgos Liasis’in ve ailesinin, Suppuris’in ailesinin, 1974’ün en utanç verici cinayetlerinden birinin yaşandığı Palekitre’nin hikâyesi, sivil insanların katledilmeleri, acı, gazap, bilinç, sonuç olarak tüm Kıbrıs’ın tarihidir.
2015 Eylül’ünde AKEL olarak Birleşik Kıbrıs Partisi ile birlikte Muratağa, Sandallar ve Atlılar köylerindeki kurbanların mezarlarını ziyaret edip çiçek koyma yönünde bir adım atmıştık. Sayıları parmakla sayılacak kadar az bazı yöre sakinleri bizi fanatizmle “karşılayıp”, barış istemediklerini haykırdılar. Onlar karşılarında kendilerine Kıbrıs’ta barışı hiçbir şeyin engelleyemeyeceğini hatırlatan Kıbrıslırumları ve Kıbrıslıtürkleri buldular. Aynı gerilim, aynı zıtlaşma göreceğimiz filmin ilk sahnelerinde de yer alıyor.
“Kim eksik ve eksikse nerede?” diye soruyor Yorgos. Devamında “hayatımı ortasından kestiler” diyor kendi kendine.
Yaşadığımız vatan bu.
Komplo ve ihanet. Az sayıda hain, pek çok kahraman. Milliyetçilik ve faşizm. Ordular ve tel örgüler. Kan ve gözyaşı. Titreyerek siyah beyaz fotoğrafları kaldıran eller. Antropoloji Enstitüsü’nün masaları üzerinde bir araya getirilen kemikler. Cenaze törenleri. Hala üzerlerinde kurşunları taşıyan yurtseverler. Asla pişman olmamış olan sahte delikanlılar. İktidar koltuklarına yerleşen ve bugün bize ders vermeye kalkan kâbuslar.
Yaşadığımız vatan bu.
Ancak bir de istediğimiz bir vatan var.
Kıbrıslırumların, Kıbrıslıtürklerin, Maronitlerin, Ermenilerin ve Latinlerin oluşturduğu tek halk, tek vatan.
On yıllardır bize dayatmaya çalışan ideolojik ve politik taksime karşı mücadele etmekte ısrar eden Kıbrıslırumların ve Kıbrıslutürklerin çoğunluğu, AKEL.
Yarının Kıbrıs’ı için vizyonumuz var ve somut tezlerle bunu ete kemiğe büründürdük. Hristofyas’ın Cumburbaşkanlığı döneminde ortaya koyulan çaba, yıllardır savunduğumuz tezlerimizde tutarlılık, büyük-küçük çeşitli mücadelelerde Kıbrıslırumları ve Kıbrıslıtürkleri yeniden birleştiren inisiyatiflerimiz bu yurdun yaşam heyecanı ve mücadelesidir.
Sadece BM kararlarında belirtildiği şekilde siyasi eşitliğin olacağı iki bölgeli iki toplumlu federasyon çerçevesinde Kıbrıs’ı ve halkını yeniden birleştirecek, işgali ve yasadışı nüfus taşınmasını sonlandıracak çözüm çerçevesinde birlikte yaşamamız sağlandığında Kıbrıslırumların ve Kıbrıslıtürklerin, Kıbrıs halkının gelecek umudunun olabileceğini vurgulayan bilinçli politikamız da ısrar ediyoruz.
“Çocuklarımıza gerçekleri söylememiz boynumuzun borcudur” diyor Yorgos. Tamamen haklı. Çocuklarımıza acı gerçekleri söylememiz boynumuzun borcudur. Milliyetçilerin büyük yalanlarla çocuklarımızın geleceğini en büyük tehlikeye, taksime doğru sürüklediği koşullarda bu hepimizin borcudur.
Barış, çocuklarımıza borcumuzdur. Onlara başka bir Kıbrıs borçluyuz. Halkımızın kendi geleceğini birlik içerisinde inşa edeceği başka bir Kıbrıs.
Bu yurt için, bu Kıbrıs için mücadeleye devam edeceğiz.
Konuşmamı tamamlarken filmin yapımcılarına, katkıda bulunan herkese tekrar tebriklerimi sunarım.
13 Ocak 2020