«Klio Hristodulidu ve Katina Nikolau» Kadın Katkı Ödülleri töreninde Despo Englezu Zisimu’nun konuşması
Sevgili dostlar,
İki değerli kadının, Klio Hristodulidu ve Katina Nikolau’nun adını taşıyan bu önemli ödülle beni onore ettiği için POGO Kadın Hareketi’ne teşekkür etmek istiyorum.
Gurur duyuyorum çünkü kendi yurdumuzda mülteci olmamızın ilk yıllarında POGO Mağusa Örgütü’nün etkinliklerinde Katina Nikolau ile şahsen tanışma şansına ve onuruna sahip oldum.
Ödüllendirilmemizin sebebi olmasaydı ve bu tür ödüllere ihtiyacımız olmasaydı elbette daha iyi olurdu. 50 yıl önce köyümüz Aşşa’da mutlu bir şekilde yaşıyorduk. EOKA B’nin hain darbesi ve ardından Türkiye’nin istilasıyla her şey tersine döndü. Mutlu bir aileyken, aniden kendimizi yollarda bulduk. 2 kuzenimle birlikte ailemin tüm erkekleri kayıp oldu.
Babam, kocam ve 3 erkek kardeşim olmadan, 22 aylık oğlum Frangis ve hasta annemle birlikte bilmediğimiz yerlerde, tanımadığımız insanlarla henüz 21 yaşımdayken yapayalnız kaldığımda ne olduğunun farkına varabilmem ve kendi ayaklarımın üzerinde durabilecek gücü bulabilmem için çok çabalamam gerekiyordu. Çocuğumun bakıma ve desteğe ihtiyacı vardı. Ne olduğunun, herkesin nasıl kaybolduğunun ve başlarına ne geldiğini bilmediğimizin her geçen bilincine varırken büyük zorluklar yaşadık.
Aşşa’da Türk askerleri tarafından tespit edilip yakalanmamızdan serbest bırakılışımıza kadar yaşadıklarımızın her anını hatırlıyorum. Birkaç gün kaldığımız Pavlidis garajına götürülüşümüzü hatırlıyorum. Bir gün bizi otobüslere bindirip Lidra Palas’a götürdüler. Artık özgürdük!!! Otobüs Lefkoşa sokaklarından geçerken, kafelerde oturan, dolaşan insanları gördüm. “Burada hayat devam ediyor” diye düşündüm ancak bizim için hayat durmuştu!
Bizi Strovolos İlkokulu’na götürdüler, orada üzerinde uyumamız için bize kamp yatağı verdiler. Orada 3-4 gece kaldık, sonra amcam geldi ve bizi Ormidya’da 50 kişinin kaldığı evine götürdü. İlk günlerden itibaren vaftiz annemle birlikte bahçelerde çalışmaya başladım. Bir yıl bahçelerde, tarlalarda çalıştım, sonra Larnaka’ya gittik. Mahallede dolaşıp oradakilere elbise dikmeyi bildiğimi söyledim ve bu şekilde ilk müşterilerim olmaya başladı.
1976-1977’de tek başımıza Çakillero’daki küçük bir eve taşındık. Bu başımıza gelebilecek en iyi şeydi çünkü devlet yerleşim biriminde 65 köyden gelen mülteciler kalıyordu. Çoğunun kayıp ya da ölen yakınları vardı. Orada birbirimizi anladığımız insanlar bulduk. Orada 43 yıl çalıştığım Kooperatif Tekstil Mağazası’nda iş buldum.
Oğlum bütün gün diğer çocuklarla birlikte tarlalarda oynuyordu. Orada örgütlendik, derneğimiz Maraton’un inşası başladı ve daha sonra tüm gençlerin ilgi odağı oldu. EDON, POGO, AKEL ile yaptığımız toplantılara, eylemlere, yürüyüşlere, protestolara, etkinliklere orada başladık.
İkinci eşim Spiros’la da orada tanıştım ve o oğlumla daima gerçek babasıymış gibi ilgilendi. Tüm Zisimu ailesine teşekkür etmek istiyorum çünkü ben ve oğlum kardeşlerimizden, teyzelerimizden, amcalarımızdan, kuzenlerimizden kocaman bir kucaklama bulduk. Hepsi sevgiyle bize sarıldılar. Elbette ki aklımda ve yüreğimde hep acıyla taşıdığım, kaybettiğim ailemin yerini almadılar. 4 çocuğumun, Frangis, Andreas, Yeorgia ve Kristia’nın aileleri ve 7 torunumla birlikte hayatıma girmelerinden duyduğum mutluluğu ifade etmek istiyorum.
Kayıplarımızın kemikleri bulundu ve Ekim 2013’te cenazeleri yapıldı ama kuzenim Hristakis’in kemikleri hala bulunamadı.
Umudum ve kaygım ülkemizin ve genel olarak dünyanın geleceğidir. Dünya hepimizin sığacağı kadar büyük ve hepimizi besleyecek kadar zengin. SAVAŞLARI DURDURUN!.SAVAŞLARI DURDURUN! Savaşları, yıkım ve felaketleri emredenlerin çocukları geceleri yataklarında uyuyorlar ama onların aldıkları kararların ağır bedelini halklar canlarıyla, yıkım ve felaketlerle, yoksulluk ve sefaletle ödüyorlar.
Bu Ödülü kurumsallaştırdığı için POGO’yu tebrik ediyorum ve bu akşam onore edildiğim için tekrar teşekkür ediyorum.