8. «Klio Hristodulidu ve Katina Nikolau» Kadın Katkı Ödülleri töreninde AKEL Genel Sekreteri Stefanos Stefanu’nun konuşması
POGO Kadın Hareketi Kadın Katkı Ödülleri’yle bu akşam Kıbrıs’ın iki seçkin kadınını, Despo Englezu Zisimu ve Leyla Hüseyin Kıralp’ı onurlandırıyor.
İsimleri ülkemizin altmış yıldır yaşadığı dramın yanı sıra halkımızın adalet, yeniden birleşme ve barış mücadeleleriyle birlikte anılan, biri Kıbrıslı Rum ve biri Kıbrıslı Türk, Kıbrıslı iki kadın. Bu akşam kendilerine takdim edilecek olan ödüllerden dolayı Despo ve Leyla’ya AKEL Merkez Komitesi’nin en içten tebriklerini sunuyorum. Umarım Kıbrıs trajedisinin yaraları bir an önce kapanıp iyileşir ve hem Despo’nun hem de Leyla’nın mücadelelerinin yanı sıra binlerce Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türk yurttaşımızın mücadeleleri hak ettiği sonuca ulaşır. Ve böylece Kıbrıs, işgalden ve yol açtığı acılardan kurtularak, yeniden özgürce soluk alır. Sizi bir kez daha temin ederim ki, AKEL’in öncelikli hedefi budur. İşgalin sona ermesi, ülkemizin ve halkımızın yeniden birleşmesi sadece yurdumuz, demokrasi ve özgürlük için nice fedakârlıklarda bulunanlara değil, aynı zamanda gelecek nesillere de borcumuzdur. Onlara hayallerini ifade edebilmelerinde ve gerçekleştirebilmelerinde destek olabilecek bir Kıbrıs borçluyuz. Çilekeş coğrafyamızda barış ve işbirliği köprüsü olacak özgür bir vatan, yaralarını sarmayı başarıp güvenlik içerisinde yaratıcılık ve uyumla barış içerisinde bir arada yaşamın sağlam geleceğini inşa edebilecek örnek bir ülke borçluyuz.
Geçtiğimiz günlerde New York’ta gerçekleştirilen üçlü buluşma Kıbrıs sorununu çözüme kavuşturma umudunu canlı tutabilmemiz yönünde değerlendirmemiz gereken bir umut ışığının var olduğunu gösterdi.
Önümüzdeki ikilemin ne olduğu bellidir: Ya teslim olup Kıbrıslı Rumlara ve Kıbrıslı Türklere, Kıbrıs’a karşı işlenen suçun tamamlanmasında çıkarı olanlara, Kıbrıs’ın bölünmesini hedefleyenlere izin vereceğiz ya da çözüme ulaşmak için mücadele edip başaracağız. Kıbrıs Türk toplumuyla yıllar boyunca üzerinde anlaştığımız ve uluslararası toplum tarafından da benimsenen zemine dayalı bir çözüme, Birleşmiş Milletler kararlarında belirtilen ve Cran Montana’ya kadar da içeriği hakkında anlaştığımız şekilde siyasi eşitliğin olacağı iki bölgeli iki toplumlu federasyon çözümüne ulaşmayı başaracağız. AKEL, özellikle de çözümün partisi ve sorunlara çözümler bulunması için her zaman somut öneriler ortaya koyan bir parti olarak, süregiden çıkmazın nasıl aşılıp müzakerelerin yeniden başlatılabileceğine dair somut önerisini Cumhurbaşkanı’na sundu. Önerimiz, uzun ve zorlu müzakerelerde bugüne kadar üzerinde anlaşmaya vardıklarımızı koruyup, müzakerelere 2017 yılında kesintiye uğradığı yerden devam ederek çözüme ulaşma çabasını sürdürme felsefesine dayanıyor. Kıbrıs sorununda süregiden çıkmaz ve uzun durgunluk, çözüm umudu açısından büyük bir karamsarlığa neden olabilir, ancak tüm bu yıllar boyunca yaşanan birçok yalpalamalara, hatalara ve kararsızlıklara rağmen, büyük çabalarla gerçekleştirilen çalışmaları ve üretilen işi küçümsememeliyiz. Biz müzakerelere kesintiye uğradıkları yerden ve varılan yakınlaşmalar korunarak Guterres çerçevesi temelinde yeniden başlandığında çözüme ulaşmak için yolun uzun olmayacağına, çünkü çözülmemiş konuların az olduğuna inanıyoruz. İhtiyaç duyulan şey, gerekli siyasi irade ve üzerinde anlaşmaya varılmış olan hususlarda tutarlılıktır. Türk tarafının iradesini kontrol edemeyiz. Kıbrıs Rum tarafı belirsizliklere yer vermeden net olmalıdır, çözümü samimiyet ve kararlılıkla istediğine ve bunun için çalıştığına uluslararası faktörü ikna edecek somut inisiyatifler üstlenmeli ve dinamizm yaratma yönünde sürekli olarak çabalamalıdır.
Değerli arkadaşlar,
Elli yıldır Kıbrıs’ın kadınları sabrediyor, ısrar ediyor, direniyor, mücadele ediyor. Bu akşam bu kadınları onurlandırıyoruz. Despo ve Leyla ile birlikte, 1974’te yurdumuz aleyhine işlenen çifte suçun sonuçlarının ağır yükünü omuzlayan Kıbrıslı kadınları onurlandırıyoruz.
Bir günde her şeyini kaybeden kadınları onurlandırıyoruz. Her iki toplumda da milliyetçiliğin ve şovenizmin kurbanları için acı gözyaşları dökenleri onurlandırıyoruz.
Faşizmin evlerine girip sevdiklerini tehdit etmesi karşısında ayağa kalkıp direnen kadınları onurlandırıyoruz.
Silahların tehdidi altında bebeklerini, çocuklarını, büyükanne ve büyükbabalarını kucaklarına alıp evlerini, köylerini terk etmek zorunda kalan kadınları onurlandırıyoruz.
Bebeklerini çadırlarda, kumanyalarla ve insani yardım battaniyeleri ile büyüten kadınları onurlandırıyoruz.
Yerinden edilen, esir düşen, tecavüze uğrayan ama konuşmaya cesaret edemeyen, sahip oldukları ne varsa öldürülen ama ağlama lüksü olmayan kadınları onurlandırıyoruz.
Acılarını gayrete, gözyaşlarını dirayete, umutlarını mücadeleye dönüştüren kadınları onurlandırıyoruz.
Onların dirayetleri, azimleri ve mücadelecilikleri hepimiz için önemli bir örnektir. Halkımızın mücadelesinin hak ettiği sonuca ulaşması ve Kıbrıs’ın kurtuluşu için onların güçlü arzusu yurdumuzda yeniden birleşmenin ve barışın günü doğuncaya kadar mücadelelerimizin pusulası olmaya devam edecektir.
Despo ve Leyla’yı ödüllendirilmelerinden dolayı ve POGO’yu yaptığı tercihlerden ve bu sade ama önemli mesajlar dolu etkinliği organize etmesinden dolayı yürekten tebrik ederim.