EDON’un 28. Gençlik ve Öğrenci Festivali’nde AKEL M.K. Genel Sekreteri Andros Kiprianu tarafından yapılan konuşma
EDON ile her zaman gurur duyuyoruz. Gerçekleştirdiğiniz Festivalle gururumuz her yıl daha da artıyor. Karşılaştıkları tüm güçlüklere ve engellere rağmen, EDON gençliğinin mücadeleyi sürdürdüğünü görüyoruz. Gençlik için yaratıcılığın, kültürün, bilgi ve düşüncelerin yoğrulduğu bir umut penceresini açmaya devam ettiğini görüyoruz. İşte EDON Festivali budur.
Yüzlerce gönüllü EDON’cu genç yoğun bir biçimde çalışarak küçük bir beldeyi tasarlayıp kuruyorlar. İşte bundan gurur duyuyoruz, buna hayran kalıyoruz. Bize umut veren de budur. Boyun eğmeyen, direnen, onurlu bir yaşam için mücadele eden bir gençliğin var olmasıdır. Çünkü son tahlilde, kimilerinin bizden çalmayı hedefledikleri şey onurlu bir yaşamdır.
En kötüsü de, kimilerinin bütün halkı ve özellikle de gençliği boş sözlerle uyutup bunu gerçekleştirebileceklerini sanmalarıdır. Sayın Anastasiadis yeni vergiler koyulmadığını ve maaşlarda kesintiler yapılmadığını söyleyerek övünüyor. Anlaşılan o ki, kendisi Kıbrıs’ta yaşamıyor. Çünkü burada yaşıyor olsaydı, ev sahibi olan herkesin kendisinin hükümet olduğu dönemde ağır bir biçimde vergilendirildiğini bilmesi gerekirdi. Bugün 400 avroluk maaşların, 300 avroluk emekli maaşlarının verildiğini bilmesi gerekirdi. Maliye Bakanı birikimleri traşlanan, ekonomik olarak zor durumda olan halka umut vermeye kalkışarak, Memorandum’un güçlüklerinin şimdi bittiğini ve ekonomiye büyük zararlar veren anlayışlara geri dönmememiz gerektiğini söylüyor. Hangi anlayışlardan söz ediyor? İnsanların haysiyetli işlerinin, maaşlarının olduğu dönemlerden söz ediyor mu? Krizle ve evlerinin yok pahasına satılmasıyla yaşamları alt üst olan insanların korunması gerektiğinden söz edebiliyor mu? Soluduğumuz havanın dahi özelleştirilmesini istemediğimizden söz edebiliyor mu? Çalışma Bakanı kendi tabirleriyle “radikal reform”la, Asgari Güvenceli Gelir uygulamasıyla krizin kurbanlarının korunacağına dair bizi ikna etmeye çalışıyor. İnsan, ister istemez kendi kendisine soruyor: Bunlar bir ailenin 500 avroyla geçinmesinin ne demek olduğunu biliyorlar mı? Engellilerin, emeklilerin ödeneklerinden yaptıkları kesintilerin ne demek olduğunu biliyorlar mı? Milyonerlerin devletten ödenek aldıkları laflarına son versinler. Aldıkları küçük emekli aylıkları kesintiye uğrayan 17 bin emeklinin milyoner olduklarını mı iddia ediyorlar? Emekli aylıklarında ve sosyal yardımlarda yaptıkları kesintilerle 10 milyon avro tasarruf ettiler. Devletin desteğine ihtiyaçları olanların sayısının hızla arttığı bir dönemde, devletin onlara bütünlüklü destek değil, kararnamelerle “sadaka” vereceği yanıtını verdiler. AKEL’in önerilerini anayasaya aykırı olduklarını iddiasıyla reddediyorlar. Anastasiadis hükümetinde hâkim olan mantık işte budur. Onların mantığına göre, insanların ilk konutlarının korunması, kiraların düzenlenmesi, çalışma saatlerinin düzenlenmesi, sosyal devletin güçlendirilmesi anayasaya aykırı taleplerdir. Anastasiadis hükümetinin mantığına göre, anayasa sadece yurttaşların birikimlerinin traşlanmasına, evlerinin yok pahasına satılmasına ve yarı işgal altındaki bir ülkede özelleştirilmelere izin vermektedir. İşte onların mantığı budur.
Bu mantık halkımızın, gençlerimizin onurunu yerle bir eden, gelecek için hayaller kurmalarına izin vermeyen bir mantıktır. Umut var mı? Direniş oldukça umut da var olacaktır. Yurdumuzun yeniden birleşmesinin, halkımızın ilerlemesinin ve refahının yolunu gösteren güç var oldukça, umut da var olacaktır. Halk hareketinin mücadelelerinde öncü olan EDON’un desteklediği AKEL, halk için güç olan AKEL var oldukça, umut da var olacaktır. EDON var oldukça, umut da var olacaktır!