
Takis Hacidimitriu onuruna gerçekleştirilen etkinlikte AKEL Genel Sekreteri Stefanos Stefanu tarafından yapılan konuşma
Bu akşam AKEL olarak bu mütevazı, ama anlam ve mesajlarla dolu etkinlikle Takis Hacidimitriu’yu onore ediyoruz. Siyasetçi, bilim adamı ve aydın insanı onurlandırıyoruz. Bunlar onun çok çalışarak, özveriyle ama her şeyden önce etik değerlerle hizmet ettiği vasıflardır.
Takis Hacidimitriu’yu, faaliyetlerini ve kamusal yaşamdaki genel mevcudiyetini karakterize eden bir başka özelliğinden, yurtseverliğinden dolayı da onurlandırıyoruz.
Elbette yurtseverliğin her kişi için ifade ettiği anlam farklı olabilir. Ama Takis Hacidimitriu’nun Kıbrıs’a olan büyük ve derin sevgisini kim inkâr edebilir? Onun hiçbir kişisel çıkar ve kazanç gözetmeden, tüm gücüyle vatanı için mücadele ettiğinden kim şüphe duyabilir?
Kuşağının diğer önemli insanlarıyla birlikte farklı bir Kıbrıs’ın; yaratıcı, öncü, demokratik, ilerici bir Kıbrıs’ın hayalini kuran ve gençliğini, tüm yaşamını bu vizyona adayan Takis Hacidimitriu’yu onurlandırıyoruz. Zira Takis, siyasal olarak olgunlaşmaya başladığı, siyasal yönelim ve pusula edindiği andan itibaren, sadece vizyonun oluşturulmasıyla yetinmeyip, onu gerçekleştirmek için her türlü imkânı, her fırsatı değerlendirmeye çalıştı.
Takis daha küçük yaşlardan itibaren okul sıraları ve ders programlarıyla sınırlanmayan, kalıplara sığamayan ve dizginlenemeyen bir ruha sahip olduğunu gösterdi. Onu adeta bir mıknatıs gibi çeken şeyler de babasının kütüphanesi, binlerce sayfalık kitaplardaki gizli hazineler, öğrenmeye susamış bir şekilde keşfettiği yeni ufuklardı. Ve okudukça kafasında hayata, vatana, geleceğe dair planlar, hayaller, vizyonlar şekilleniyordu.
Evrim çarkının dönmesi ve ilerleme yasasının sadece elit ve ayrıcalıklı bir azınlık için değil, halkın çoğunluğu için geçerli olması gerektiğini merkezlerine alan o dönemdeki büyük toplumsal mücadeleler, grev mücadeleleri onu derinden etkilemişti. Ancak onu adeta büyüleyen de Kıbrıs’ın hak ettiği başarıya ulaşması arayışıydı ve bu o dönemde Kıbrıslı Rumların algısında neredeyse tamamen hâkim olan Yunanistan’la birleşme hedefiydi.
Takis valizine bu donanımları koyarak Limasol’dan Pire’ye giden gemiye bindi. Atina Diş Hekimliği Fakültesi’nde öğrenci hareketine katıldı ve orada Kıbrıs için, Yunanistan için, bütün dünya için verimli bir faaliyet alanı buldu. Liberal Parti Gençlik Örgütü’ne ve Kıbrıslı gazeteci, yazar ve siyasetçi Lukis Akritas’ın Siyasi Bürosu’na katıldı.
Lukis bir keresinde ona “İletişim köprüsü ol, çıkmaz yol değil” diye yazmıştı. Ve bu tavsiye Takis Hacidimitriu’nun çıkmazlar karşısında çıkış yollarını, çözümleri ısrarla aradığı, yollar açıp, iletişim kanalları kurduğu kamusal alandaki tüm sürecine sanki damgasını vurmuştu.
Kıbrıs’a döndükten sonra artık bir diş hekimi olarak Takis steril kliniğine kapanmadı ve gelecek vaat eden bir bilim adamı olarak sadece mesleğini icra etmekle sınırlı kalmadı. Onun planları, hayalleri ve vizyonları kliniğinin metrekarelerini çok aşıyordu. Gerçekten de onun barış, demokrasi ve demokratik sosyalizm vizyonları, büyüklüğü ne kadar olursa olsun, bir odaya nasıl sığabilirdi? Ve dahası, kuşatma altındaki bir özgürlük ve altı oyulan, tartışmalı bir bağımsızlık ortamında, halkımızın ilk adımlarını atmaya çalıştığı bir dönemde, müreffeh ve barış içerisindeki bir Kıbrıs vizyonu bir odaya nasıl sığabilirdi?
Takis diğer şahsiyetlerle, dostlarla, yol arkadaşlarıyla birlikte hayatın yeni sayfalarını açar ve kamusal yaşamla ilgili konulara girer. “Kıbrıs Günlükleri” ve “Kıbrıs Günlükleri Evi” Kültür Merkezi hayal etmekten vazgeçmeyen Takis için bir başlangıç ve varış noktası olur. Yol arkadaşlarıyla birlikte Kıbrıs’ta bir Üniversite, herkese açık bir kültürel yaşam talep eder; tiyatroları, konserleri, entelektüel gelişimi öne çıkarır ve Paris’teki 1968 Mayısından ve savaş karşıtı hareketten etkilenerek yeni ortaya çıkan aydınlar arasında bir tartışma ve mayalanma süreci yaratır. Ve o dönemde Atina cuntası tarafından uygulanan sansür ve susturma nedeniyle Seferis, Anagnostakis ve Helenizmin diğer büyük şahsiyetlerine “Kıbrıs Günlükleri” sayfalarını açar ve böylece onlar da Kıbrıs’ta değerli bir sığınak bulmuş olurlar.
Aynı coşku ve şevkle Takis, eşi Katya ve İsveçli Jerry Svensson ile birlikte “Eksormisi” (Atılım) Kültür Vakfı’nın kurulması ve finansmanı için çalışır.
Takis Hacidimitriu’nun cunta karşıtı eylemleri onun siyasi faaliyetlerinde önemli bir yere sahiptir. Yunanistan’da Demokrasiyi Yeniden Tesis Etme Komitesi’nin ve “Demokratik Savunma” direniş örgütünün kuruluşuyla diktatörlüğe karşı mücadelede en ön safta olanlar arasında yer alır.
Cumhurbaşkanı Başpiskopos Makarios’a karşı yapılan ve Türkiye’yi Kıbrıs’a getiren hain darbeyle doruğuna ulaşan terörist ve faşist eylemleriyle Cunta ve EOKA B Kıbrıs’ta demokrasiyi şiddet uygulayarak rafa kaldırdığında da o aynı kararlılıkla demokrasiyi savunma mücadelesine katıldı. Devamında, Takis, Kıbrıs sorununun çözümü, ülkemizin ve halkımızın yeniden birleşmesi için ortaya koyulan muazzam çabada yerini aldı ve bu, onun bugüne kadarki sürecini, “mevcudiyetini” belirledi.
Değerli dostlar,
Takis Hacidimitriu siyasetten kendisine hizmet sağlamadı, o siyasete hizmet etti. Halkın ve devletin kendisine emanet ettiği her makamda, etik ve dürüstlükle memlekete ve halka hizmet etti.
Kurucu kadrosu olduğu EDEK’ten Milletvekili olarak, Kıbrıs’ın ve Temsilciler Meclisi’nin temsilcisi olarak Afrika-Asya Dayanışması’nda, Avrupa Konseyi’nde, Parlamentolar Arası Birlik’te, Avrupa Konseyi Kültürel Miras Alt Komitesi’nde, Akdeniz Meclisi’nde, Batı Avrupa Birliği’nde, Kıbrıs için konferanslarda ve etkinliklerde yer aldı.
Avrupa Parlamentosu ve Kıbrıs Temsilciler Meclisi Karma Komisyonu üyesi ve Kıbrıs’ın Avrupa Birliği’yle Uyum Koordinatörü olarak Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Avrupa Birliği’ne katılımı için büyük gayretle çalıştı.
Tüm bunların yanında Takis, Sosyopolitik Araştırmalar Vakfı’nın başkanlığı, Sosyalistler Hareketi, Sosyalistler İnisiyatifi ve İki Toplumlu “Kıbrıslıların Sesi” Hareketi üyeliği görevlerinde de bulundu. 75 Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türk örgütü temsil eden “İki Toplumlu Barış İnisiyatifi – Birleşik Kıbrıs”ın Şener Elcil ile birlikte öncüsü ve temsilcisidir.
Takis Hacidimitriu talep ettiklerimizi, kaybettiklerimizi ve kazandıklarımızı ve her şeyden önce ne yazık ki yanılsamaların, milliyetçiliklerin, dogmatizmlerin, kendinden farklı olana düşmanlıkların, hoşgörüsüzlüklerin ve ihanetlerin engel olduğu barış ve iş birliği koşullarında Kıbrıs’ımızı inşa etmek için değerlendirebileceklerimizi kaydeden gerçekçiliğin ama aynı zamanda vizyonun kalemi ve ciddiyetin, ölçülülüğün ve aynı zamanda dinamizmin tüm bu yıllar boyunca yorulmak bilmez sesi oldu ve olmaya devam ediyor. Takis tüm bunları Kıbrıs’ın yakın tarihine odaklanan önemli eserlerinde kaydetmektedir. Onun çok yoğun bir şekilde yaşadığı, evrildiği, Kıbrıslı Rumlar ve Kıbrıslı Türklerin çözüm için, siyasi eşitliğin olacağı iki bölgeli iki toplumlu federasyon çerçevesinde ülkemizin yeniden birleşmesi için verdikleri ortak mücadelenin sembolü olan şahsiyet haline geldiği bir tarihten söz ediyorum.
Takis zamanın tüm güçlüklerine rağmen, çözüm ve yeniden birleşme mücadelesine damgasını zaten vurmuş olarak, Kıbrıs’ın ne Türk ne Yunan değil; Kıbrıslı Rumlara ve Kıbrıslı Türklere, kendi halkına ait olduğuna inananlarla birlikte bu yurtsever, ilerici mücadeleyi sürdürmektedir. Nitekim Anayasası temelinde Kıbrıs devletinin iki toplumlu olduğunu unutmamalıyız.
Ülkemizin geleceği için bu hayati ve kritik mücadelede AKEL’in var olduğunu ve var olmaya devam edeceğine bir kez daha vurgulamak istiyorum. Takis Hacidimitriu ve bu vizyona inanan herkesle birlikte bu mücadelede yol arkadaşlarıyız, ortak mücadele arkadaşıyız.
Takis Hacidimitriu, Kıbrıs Rum ve Kıbrıs Türk toplumlarının işbirliği ve daha geniş olarak Kıbrıs sorununun çözümü yönünde ortaya koyduğu çalışmalarından dolayı İhsan Ali Vakfı, Yeni Kıbrıs Derneği, İşgal Altındaki Belediyeler Komitesi ve diğer kuruluşlar tarafından onurlandırıldı. Avrupa Kültür Katkı Ödülü “Europa Nostra” ile onore edildi. Avrupa Parlamentosu tarafından Avrupa Vatandaşı Ödülü’ne ve Kıbrıs devleti tarafından Kıbrıs Cumhuriyeti’ne “Fevkalade Katkı” Madalyası’na layık görüldü.
Takis’in hayatında ayrı bir bölüm de Kıbrıs’ın Kültürel Mirasının Korunması Teknik Komitesi’dir. Takis, Teknik Komite’nin diğer üyeleriyle birlikte on dört yıl boyunca 99 anıtın kurtarılmasına ve korunmasına kararlı bir şekilde katkılarda bulundu. Bu anıtlar, kimliğin ve tarihin tartışılmaz tanıklarıdır ve aynı zamanda geleceğin pusulasının göstergeleridir.
«İletişim köprüsü ol, çıkmaz sokak değil». Bu sözlerle Lukis Akritas’ın bir zamanlar genç Takis’e verdiği öğüt, onun vicdanında filizlenen, tüm bu yıllar boyunca ve özellikle de Teknik Komite’de çalıştığı yıllarda meyvelerini veren bir tohum oldu. Çünkü karşılaşılan tüm sorunlara ve zorluklara rağmen, bir çıkış yolu bulundu, ortak hedefler üzerinde mutabakata varıldı, ortak bir yol izlendi ve çalışmalar gerçekleştirildi.
Ülkemizin kültürel mirasının kurtarılmasına ve korunmasına yaptığı katkılardan dolayı Takis Hacidimitriu’yu ve Kültürel Mirasın Korunması Teknik Komitesi Eşbaşkanı Ali Tuncay’ı AKEL Merkez Komitesi “Tefkros Anthias – Thodosis Pieridis” ödülü ile onore etti.
Değerli davetliler,
Değerli dostlar,
Takis Hacidimitriu verdiği çok sayıdaki röportajlardan birinde şu retorik soruyu sormuştu: “Biz bu ülkeyi ne zaman sevdik?”
Kesinlikle, sevgili Takis, ülkemizi herkes sevmiyordu, en azından kimileri kendi emellerinden veya kariyerlerinden daha fazla sevmiyorlardı.
Ama Mağusa ve Girne sahillerindeki her bir kum tanesini, Omorfo’nun, Lapta’nın ve Karavas’ın portakal ağaçlarının her çiçeğini, Mesarya ovasının her meyvesini, bölünmüş Lefkoşa’nın sokaklarındaki her taşı, Beşparmak kayalıklarında yetişen her siklameni sevenler vardı ve var olmaya devam ediyorlar. Onlar anonim olabilirler ama sayıları az değildir. Lüks gökdelenlerin balkonlarından Kıbrıs’ı seyretme lüksüne sahip olmayabilirler, ama onlar Kıbrıslıların tümünün özgür, barış içerisinde ve yeniden birleşmiş bir Kıbrıs’a ulaşma arzusunun ve heyecanının birleştiği Kıbrıslı Rumların ve Kıbrıslı Türklerin her bir araya gelişlerinde, sokaklarda, mahallelerde, barikatlarda tarihi yazıyorlar. Anonim olanlar, sayıları çok olanlar, işte onlar Kıbrıs’tır. Ve sonunda kazanacak olan, sevgili Takis’im işte bu Kıbrıs’tır!
Takis’in gençliğinde babasının kütüphanesinde keşfettiği ve hayran kaldığı kitaplardan biri de “Perikles’in Cenaze Töreni Söylevi” isimli Atinalı antik tarihçi Thukididis’in kitabıydı. Thukididis bu kitabında şöyle yazıyor: “Yönetim şeklimiz Demokrasi’dir, çünkü iktidar çoğunluğun elindedir ve çoğunluk tarafından uygulanır. …. Yasalara uyarız, özellikle de güçsüzleri korumak için yapılmış olan ve yazılı olmasa da çiğnenmesi utanç verici olan yasalara…”.
Bu satırlarda Takis Hacidimitriu’nun tüm hayatının ve birikiminin özü var. O yaşamı boyunca, iktidarın çoğunluğun elinde olduğu bir yönetim şekli olan Demokrasi’ye tutku ve özveriyle hizmet etti. Bu hizmeti sırasında, her şeyden önce kamusal şahsiyetlerin sahip olmaları gereken etiklik, dürüstlük, doğruluk ve hukuka saygı çıtasını hiçbir zaman alçaltmadı. Korkudan değil, bilinçli olarak! Yasalar öyle dediği için değil; adaletin ne demek olduğunu bize gösteren ve bizi yönlendiren pusulanın, ilerlemenin, evrimin yazılı olmayan, tamamen insani ve evrensel yasalarına olan saygısından dolayı…
Sevgili Takis, Demokrasi’ye, Kıbrıslı Rumlara-Kıbrıslı Türklere-Maronitlere-Ermenilere ve Latinlere, Kıbrıs’ımıza ve halkına sundukların için büyük şükran duygularıyla yüreğimizin derinliklerinden sana çok teşekkür ederiz!
Seni onurlandırma onuruna erişmek bizim için büyük bir mutluluktur!
Daima iyi olman dileklerimizle!