Home  |  Kıbrıstürk Toplumu   |  AON-EDON : Kıbrıstürk Gençliği ve Yeniden Yakınlaşma

AON-EDON : Kıbrıstürk Gençliği ve Yeniden Yakınlaşma

Ortak özgür vatan ve sosyal ilerleme mücadelesinde Kıbrıslırum ve Kıbrıslıtürklerin işbirliği Kıbrıs sol hareketinin tarihinde ayrı ve büyük bir öneme sahip olmuştur. Bu tarihsel olgu Kıbrıs halkının verdiği mücadelenin çeşitli evrelerinde ve aşamalarında somut sosyo-ekonomik ve siyasi koşullarla bağlantılı çeşitli aşamalardan geçmiştir. Sol’un Kıbrıstürk toplumu ile ilişkilerini -ve bunun gençlik hareketine yansımasını- genel olarak dört evreye ayırabiliriz.

Birinci dönem KKP be KKG’in (Kıbrıs Komünist Gençlik Örgütü) kuruluşundan başlar ve AON’un kuruluşuna dek devam eder. Bu dönemde hareketin karakteristik politikası o dönemki Kıbrıs toplumunu yenileştirmek, öncü komünistlerin koyduğu hedef Kıbrıslırumların ve Kıbrıslıtürklerin sömürgeciliğe ve sermayeye karşı ortak örgütlenmesi ve mücadeledir. Bu öncü tezin yaşama geçirilmesi, KKP’nin Marksist ideolojisinden sınıfsal karakterinden kaynaklanır ve Kıbrıslıtürklerin sınıfsal sendikalara ve partinin gençlik örgütüne dahil edilmesi yönünde uğraşlları gündeme getirir.

Dönemin büyük zorluklarına rağmen bu uğraşı ilk ürünlerini verir ve yeterli sayıda Kıbrıslıtürk partiye, sınıf sendikalarına ve KKG’ya katılırdı. Bu gelişmenin temel nedeni KNK’nın etnik nitelikli resmi karşılaşmara karşı herkese açık düzenlediği atletizm etkinlikleriydi. 1930’lu yıllarda partinin illegalite döneminde partinin diğer kadroları ve üyeleriyle birlikte Kıbrıslıtürk komünistlerin de hapse girmesi kayda değer bir olgudur. Bu durum partinin bu dönemde Kıbrıslıtürklerle kayda değer ilişkiler geliştirdiğinin de göstergesidir.

İkinci dönem AON’un kuruluşu ile başlar ve Kıbrıs’ın bağımsızlığı dönemine kadar devam eder. Bu dönemin temel karakteristiği, 2. Dünya Savaşı’nda hakların faşizme karşı kazandıkları zafer döneminde, Kıbrıslıların, AKEL öncü gücü yönlendiriciliğinde sömürge karşıtı mücadelelerini yükselmesidir. Dönemin bir diğer karakteristik özelliği de milliyetçiliğin, Kıbrısrum sağının elinde bir silah olarak temel ideolojik ve siyasi olgu olarak yükselmesidir. 1950’li yıllarda enosise karşı taksim sloganını ileri süren Kıbrıstürk sağının yoğun milliyetçiliği de bu dönemde yükselir. Bu gelişme dinamik bir gerginlik içinde Kıbrıslırumlar ile Kıbrıslıtüklerin ilişkilerini etkiledi ve 1950’li yıllarda ve özellikle de 1958 yılında ilk toplumlararası çatışmaları getirdi. İngilizlerin bilinen “böl ve yönet” politikalarının katkıları ve kışkırtmalarıyla halkın arasına nifak sokulması ve bölünmesi iyi bir şekilde kökleşti.

Bu gelişmeler ışığında AON, kuruluşu ile birlikte sömürgeciliğe karşı mücadeleye atıldı. Bunun yanı sıra 1940’lı yıllarda büyük grev olaylarının yaşandığı Kıbrıslıların sosyal mücadelelerinde iki toplumun eylem birliğin inşa etme uğraşı da üstlendi. Bu uğraşının başarılı olması için AON, hem Kıbrıslıtürk örgütlü kesimleri hem de yığınlar arasında “Barış ve Dostluk” sloganı ile sistemli bir çalışma yürüttü. AON’un uğraşıları tatmin edici sonuçlar getirdi. Örgüte belli sayıda Kıbrıslıtürk de üye yazıldı ve birçoğu AON’un etkinlikleri ile festivallerini kendilerini ifade kürsüsü olarak değerlendirdi. AON’un Kıbrıslıtürk gençlerle kültürel ilişkileri ve işbirliği çalışmalarında Bodamya, Dali, Kaymaklı gibi karma köylerde ortak klüpler kurması bu dönem için kayda değer bir olgudur.

AON’un büyük katlı sağladı bu işbirliği aracılığı ile SOL, her iki toplumdan da milliyetçi şöven unsurların, Kıbrıslırumlar ile Kıbrıslıtürkler arsında dostluk ve işbirliğini savunan toplum üyelerini katleden yıkıcı çalışmalarını durdurmaya çalışır. Fazıl Önder (Sellas), Yahya ve İbrahim’in katledilişleri ile doruk noktasına ulaşan aşırı sağ TMT terörü, Kıbrıstürk toplumuna dayatılır. Sol’un uğraşılarına rağmen iki toplum arasındaki mesafe endişe verici boyutta açılır ve ayrılık duvarları tehlikeli bir şekilde yükselir.

Üçüncü dönem bağımsızlıktan 1974’e kadar olan dönemi kapsar. Bu dönemde AKEL ile SOL’un ana hedefi Kıbrıslırumlar ile Kıbrıslıtürkler arasında –toplumlararası çatışmalar nedeniyle ciddi olarak sarsılan– güvenin yeniden inşası ve yeni kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yaşayabilmesi ve gelişmesinin zorunlu koşullarının yaratalabilmesi için işbirliğinin ve eylem birliğinin güçlendirilmesidir.

AON’un yerini alan EDON tüm gücü ile bu hedef doğrultusunda harekete geçti. Örgütün 1960 yılında birinci kongresine Kıbrıstürk Gençlik Örgütü delegasyonu da katılır. AON’un ve Sol’un Kıbrıslıtürklerle geliştirdiği uzun yıllara dayalı ilişkilerin ve izlediği politikanın sonucu EDON’da önemli sayıda Kıbrıslıtürk de yer alır.

Bilindiği gibi ne yazık ki Kıbrıs Cumhuriyeti var olduğu andan itibaren çeşitli sorunlarla karşı karşıya kalır. Bunlardan en önemlilerinden biri Kıbrıs’ı Kıbrıslırumlar ile Kıbrıslıtürklerin bağımsız, ortak vatanı olarak asla kabul etmeyen her iki toplumdan da aşrı sağ şövenist unsurların Cumhuriyeti sabote eden çalışmalarıydı. Bağımsız devlet ne enosis ne de taksim hedefini karşılıyordu.

1963-1964 toplumlararası çatışmaları ve Kıbrıslıtürtüklerin devlet kurumlarından ve daha genelde kamu hizmetlerinden ayrılması ve çoğunluğunun liderliklerinin dayattığı enklavlarda zorunlu olarak toplanması, 1967 Kofünye olayları doruk noktası olmak üzere iki toplum arasındaki gerginliğin devam etmesi, TMT’nin öldürme eylemlerinin yarattığı gerginlik, Kıbrısrum toplumunda enosisçi şövenist unsurların eylemleri ve faşist EOKA B’nin ortaya çıkması, Kıbrıs ve halkı için, AKEL ve Halk hareketinin yıkıcı süreci durdurma yönündeki mücadelesinin normal koşullara ulaşmanın ne kadar zor olduğunu ve ortaya koyar.

AKEL, EDON ve daha genelde Halk Hareketi’nin şövenizme karşı Kıbrıslıtürklerle işbirliği ilişkilerinin kurulması yönündeki politikası ve eylemleri aşırı sağ unsurların öfkesine yol açtı. Derviş Ali Kavazoğlu ile Kostas Mişaulis’in 1965 yılında TMT tarafından öldürülmeleri AKEL’e yönelik suç eylemelerinin bir göstergesidir. Sol’un partisinin iki kadrosunun katledilmesi milliyetçiliğe ve şovenizme karşı mücadelenin ve iki toplum arasındaki dostluk ve işbirliği ilişkilerinin tesis edilmesinin sembolü oldu.

Dördüncü dönem özde Kıbrıs’a ve halkına yönelik çifte suç eylemi ile başlar ve günümüze dek devam eder. Bu dönemde AKEL, işgalin sona ermesi ve Kıbrıs’ın yeniden birleşmesi için yeniden yakınlaşma kavramı adı altında Kıbrıslırumlar ile Kıbrıslıtürkler’in ortak eylemini ve işbirliğini geliştiren bütünsel bir politika geliştir. Yeniden yakınlaşma politikası işgal karşıtı mücadelenin ve Sol’un Kıbrıs sorununun çözümü politikasının ayrılmaz bir parçasıdır. Bu politika Kıbrıs sorununun öncelikle emperyalist müdahalelerin yarattığı, Türkiye’nin Kıbrıs Cumhuriyeti topraklarının büyük bir kısmını işgali sorunu olduğu olgusuna dayanır.

Aynı zamanda facto taksimin aşılmasında önemli bir koşul ve faktör olan ve yeniden kurulmasını zorunlu olarak gördüğü iki toplum arasındaki ilişkilerinde yaratılan sorunları da göz ardı etmez. Bunun için Sol, Kıbrıslı iki toplum arasında temasların olması ve güven yaratılmasını bir gereklilik olarak cesaretle ileri sürer.

Sol anlayışta yeniden yakınlaşma, yabancı merkezlerin yönlendiriciliği olmaksızın Kıbrıslırumlar ile Kıbrıslıtürklerin sınıfsal sosyal işbirliği politikasıdır. AKEL ile EDON 1974’den beridir bu politikayı izlemektedirler ve hedefe bağlı üç temel eksen vardır:

  1. İki toplum arasında güven yaratılması ve bu güveninin iki komşu olarak değil ortak evlerinin sakinleri ve yöneticileri olarak kurulması.
  2. Kıbrıs’ın, Kıbrıslırumlar ile Kıbrıslıtürkler’in ortak vatanı olduğu olgusunun inşası ve Kıbrıs devletinin bir varlık olarak yaşamalarında belirleyici bir kalkan görevi gördüğünün anlaşılması.
  3. Adanın iki bölgeli iki toplumlu federal bir çatı altında yeniden birleşmesi temelinde Kıbrıslırumlar ile Kıbrıslıtürkler arasında anti-emperyalist ortak cephenin yaratılması.

Bu yukarıdaki belirtilen hedeflerin yaşama geçirilmesi hedefiyle tüm yıllar boyunca Sol, yeniden yakınlaşma politikası ile

  • Kıbrıslırumlar ile Kıbrıslıtürkler’in birlikte yaşamasını yasallaştıran ve destekleyen unsur ve faktörler ileri sürdü
  • İşgal ve taksim koşullarına karşı çıkıp bunları ret etti.
  • Çözümü uzaklaştıran ve çatışmayı güçlendiren unsurlara karşı çıktı. Bu temelde milletçiliğe ve şovenizme karşı ön safta yer aldı.

Bazı dönemlerde çeşitli çevrelerden tahrik edici boyuta varan sert eleştirilere karşı yeniden yakınlaşma, AKEL ve Halk Hareketinin kararlı, yakın ve ilksel tavrı nedeniyle sadece yaşam zemini bulmakla kalmadı 1990 yılı sonundan itibaren en azından söylemde tüm siyasi güçlerce kabul edilen bir politikaya dönüştü.

Tüm bu yıllar boyunca yeniden yakınlaşma politikasının kabulü konusunda EDON’un katkısı gerçekten önemli bir yere sahiptir. Savaşın yıkımına karşı EDON, şövenizme ve Kıbrıslıtürklere karşı var olan olumsuz duygulara karşı mücadeleye öncülük etti. 1974 yaz aylarından hemen sonra EDON, işgal karşıtı eylemlerinde bugüne kadar temel solganı olan “Kıbrıslıtürkler düşmanımız değil kardeşlimizdir” sloganını attı.

Kıbrıslırumlar ile Kıbrıslıtürklerin kendi ülkelerinde temas olanağının bulunmadığı çok zor koşullar altında EDON, Devrimci gençlik Derneği (DGD), Kıbrıstürk Öğrenci ve Gençlik federasyonu (KÖGEF) ve daha sonraki yıllarda da Cumhuriyetçi Türk partisi Gençlik Kolları (CTP) gibi Kıbrıslıtürk örgütlerle temas kurdu. Bu temasların geliştirilmesi için EDON, Dünya Gençlik Federasyonu ile Uluslararası Öğrenci Birliği ile yurt dışındaki ilişkilerin değerlendirdi. Bu temasların doruk noktası Kıbrıslırum ve Kıbrıslıtürk gençlerin 1978 yılında Dünya Öğrenci ve Gençlik Festivaline birlikte katılımı oldu. Geliştirilen ilişkiler Kıbrıs sorunun çözümü ve Kıbrıs’ın yendien birleşmesi için işbirliği ortak açıklamaları ve protokolleri ile kotlandırıldı.

Gençlerin sürekli yeniden yakınlaşma ruhunda eğitimi ve koşulların olgunlaşması ile EDON, 1980’li yıllarda daha geniş etkinlikler düzenledi ve 1989 yılında işgal bölgesine geçerek DGD’nin kongresine katıldı.

1990’lı yıllarda Kıbrıslıtürk örgütlerle ilişkiler daha örgütlü bir biçim alır ve işgal rejiminin oyalayıcı poltikalarına rağmen Kıbrıs’ta etkinlikler düzenlenmesi olası olur ve EDON’un yeniden yakınlaşma eylemleri farklı bir boyuta ulaşarak yığınsal bir karakter alır. Kıbrıs, Yunanistan ve Türkiye gençliğinin 1997 yılındaki büyük konseri buna bir örnektir. Buna paralel olarak 1997 ve 1998 yılarında yurt dışlında da örneğin Sisam ile Mitillini ve Çeşme’de de etkinlikler düzenlenir. Kıbrıslıtürk öğrencilerin bulunduğu alanlarda üniversite öğrencileri arasında da etkinlikler düzenlenmektedir ve bunlardan bazılarını da EDON organize etmektedir. Yeniden yakınlaşma alanında politikayı daha da güçlendiren EDON, 1993 yılında sağ ve aşırı sağın hükümet olması ile başını kaldıran milliyetçiliğe ve şovenizme karşı mücadeleye daha da örgütlü bir biçimde devam etmektedir. Bu dönemde 15 günlük bir yeniden yakınlaşma etkinliği kurumsallaştırdı ve bu süreç başarı ile devem etmektedir.

2000 yılında EDON ile CTP Gençlik Kolları tarafından İki Toplumlu Festivalin Lidra Palas’ta iki örgütlenmesine başlandı. İki toplumdan gençlerinin eylem birliğini hedefleyen 2000 yılındaki İki Toplumlu Forum’un oluşmasında ve çalışmasında EDON’un belirleyici ve aktif rolü olmuştur.

EDON, çözüm ve yeniden birleşme talep eden Kıbrıslıtürkler’in mitinglerine dayanışma göstermiştir. EDON işgal ve de fakto taksimden kurtulmak için çeşitli etkinliklere Kıbrıslıtürklerin yanında olduğu mesajı göndermiştir.

2003 Nisanında işgal bölgesine ve işgal bölgesinden dolaşım özgürlüğü önündeki engellerin sınırlı olarak kaldırılması sonrası yeniden yakınlaşma yeni bir dinamizm kazanmıştır. İki toplum herhangi bir sorun ve çatışma olmaksızın yığınsal olarak yeniden buluşma olanağı buldu ve bu gelişme Kıbrıslırumlar ile Kıbrıslıtürklerin birlikte yaşayamayacakları yönündeki doğru olamayan gerekçeleri kağıttan bir kale gibi yıktı. Sol’un yıllardan beridir ileri sürdüğü politikanın doğruluğunu ortaya koydu.

Yeni koşullar örgütlü yığınsal eylemler düzenleme ve iki toplumlu girişimler üstlenme olanağı yaratarak yeniden yakınlaşma politikasını ileri götürdü. Bu koşullar her iki toplumdan binlerce gencin katılımı ile yeni boyutlar alan yeniden yakınlaşma politikasını yığınsallaştırmak amacıyla EDON tarafından değerlendirildi.

EDON ve SOL, 2004 Nisanından ve referandumdan sonra Kıbrıs sorununa adil, yaşayabilir ve işler bir çözüm mücadelesinde yarattığı büyük geleneğe ve tarihe ilkeli olarak bağlı kalarak iki toplumun ilişkilerini daha da geliştirmek ve sıklaştırmak için mücadele etmektedir. Sol, yeniden yakınlaşma mücadelesinin öncüsü olmaya devam ediyor. Referandumlardan sonra yeniden yakınlaşma siyasi önemini yitirmenin ötesinde daha da önemli bir siyasi içerik kazanmıştır. Önemi daha da artmıştır çünkü yeniden yakınlaşma aracılığı ile Kıbrıslırumlar, referandum sonuçlarının Kıbrıstürk toplumunda yarattığı hayal kırıklığını ele almaya ve Kıbrıs sorunun çözüm perspektifini açık tutmaya davet edilmektedirler.

PREV

20. Kongre: Yeniden Yakınlaşma

NEXT

KTOEÖS’ün 46. Olağan Genel Kurulunda AKEL Yeniden Yakınlaşma Bürosu üyesi İlias Dimitriu tarafından yapılan selamlama konuşması