AKEL M.K. Genel Sekreteri Andros Kiprianu: “Hedef yurdumuzun kurtuluşu ve yeniden birleşmesi. Kıbrıslırumların ve Kıbrıslıtürklerin barış içinde bir arada yaşamaları”
AKEL Merkez Komitesi Genel Sekreteri Andros Kiprianu Temsilciler Meclisi’nde 2015 yılı Bütçe görüşmeleri sırasında yaptığı konuşmada Avrupa Birliği’nde ekonomik durgunluğun devam ettiğine, bölgesel gerginliklerin ve çatışmaların yoğunlaştığına işaret ederek, Kıbrıs’ın da önemli ekonomik ve sosyal sorunlarla karşı karşıya olduğunu belirtti. Tüm bu durumun Kıbrıs sorununun çözümü sürecini olumsuz yönde etkilediğinin altını çizen AKEL Genel Sekreteri çözüme yönelik çabaların durgunluk içerisinde olmasının ana sorumlusunun uluslararası hukuka ve Avrupa hukukuna, ilgili BM kararlarına ve iki toplum arasında varılan Doruk anlaşmalarına aykırı tezlerde ısrar eden Türk tarafı olduğunu ifade etti. Kıbrıs’ın Münhasır Ekonomik Bölgesi’nde ve hatta Türkiye’nin daha öncesinde hiç şüphe belirtmemiş olduğu kısmında Türkiye’nin ihlalleriyle yaşanan büyük tahrikinin başlayacak olan özlü müzakerelerin ertelenmesine yol açtığını belirten Andros Kiprianu Türkiye’nin neden olduğu krize son verecek hareketlerde bulunmaya çağrılması gerektiğini söyledi. “Ancak tüm bunlardan bağımsız olarak, adanın kurtuluşunu ve yeniden birleşmesini isteyen biz. Gerilimin tansiyonunun düşmesi ve çıkmazın aşılması için inisiyatifler üstlenme yükümlülüğümüz var” diyen AKEL Genel Sekreteri bu konuda öncelikle Cumhurbaşkanı’nın inisiyatifler üstlenme yükümlülüğünün olduğunu vurguladı.
IŞİD’e karşı savaşta Batılıların bölgede Türkiye’ye verdikleri rolün tekrar güçlendiğini ifade eden Kiprianu, Dimitris Hristofyas’ın Cumhurbaşkanlığı döneminde 2011 Eylülünde Kıbrıs’ın Münhasır Ekonomik Bölgesi’ne yönelik olarak Türkiye’nin şimdi yaptığına benzer mesajlar göndermeye teşebbüs ettiğini ancak bunda başarılı olamadığını hatırlattı. “O zaman başaramadı, çünkü müzakere masasında doğru bir duruşumuz vardı ve uluslararası toplum derhal yoğun ve dinamik bir tepki gösterdi” diye ekleyen AKEL Genel Sekreteri bugün neyin değişmiş olduğunu sordu. Bu soruya yanıtında, Cumhurbaşkanı’nın ve yönetimde olanların Kıbrıs sorununda bütünsel bir stratejiye sahip olmadıklarını ve çelişkili ileri geri adımlar attıklarını söyledi.
Andros Kiprianu Cumhurbaşkanı Anastasiadis’in başta ABD olmak üzere sadece Batılıların peşine takılarak tek boyutlu bir dış politika izleyip, geleneksel olarak Kıbrıs’ı destekleyen BM Güvenlik Konseyi’nin diğer üyelerine gereken önemi vermediği yönünde eleştirdi.
“Daha sürecin başından itibaren Cumhurbaşkanı’na Hristofyas-Talat Ortak Açıklamalarını terk etmemesini önerdik. Taksimci tezleri bilinen Sayın Eroğlu ile daha iyi bir çerçevede anlaşmaya varamayacağını vurguladık. Ancak bizi dinlemedi. Yeni bir ortak açıklamanın yayınlanmasıyla yeni bir müzakere çerçevesini oluşturmayı hedefledi” diyen Kiprianu, Cumhurbaşkanı Anastasiadis’in sonuçta başta bölünmez egemenlik konusu olmak üzere, içerisinde eksiklikler olan bir ortak açıklamaya vardığına işaret etti.
“Bu olumsuz tecrübeden Cumhurbaşkanı’nın ders almış olacağını beklerken, maalesef uyarılarımızı duymazdan gelerek Sayın Anastasiadis aynı anlayışla hareket etmeye devam etti” diye ekleyen Kiprianu ardından müzakerelere kalmış oldukları yerden başlanacağına, baştan başlanmasıyla Sayın Eroğlu’ya taraflar arasında daha öncesinde varılan görüş birliklerini reddetme olanağının sunulduğunu ifade etti.
Barbaros’la gündeme gelen tahrikler üzerine bütün siyasal partilerin Cumhurbaşkanı’nın görüşmeleri erteleme kararını desteklediklerini hatırlatan AKEL Genel Sekreteri “AKEL olarak müzakerelere son verilmesi değil, müzakerelerin ertelenmesi konusunda hemfikir olduğumuzu daha başından itibaren vurguladık. Kıbrıs sorununun çözümü için önümüzdeki tek yol olan özlü görüşmelerin yeniden başlamasına izin verecek hareketlerin Türkiye tarafından yapılması için Cumhurbaşkanı’nın bazı inisiyatifler üstlenmesi gerektiğine işaret ettik” dedi.
Gerilimin tansiyonunu düşürecek inisiyatiflerin üstlenilmesi gerektiğini önerdiklerini söyleyen AKEL Genel Sekreteri Cumhurbaşkanı’na somut önerilerde bulunduklarını belirtti. Deniz bölgelerine, doğal kaynaklara ve bu kaynaklardan sağlanan federal gelirlerin dağılımına ilişkin olarak Hristofyas-Talat anlaşmasının ve Hristofyas-Eroğlu görüş birliğinin yeniden teyit edilmesinin bu öneriler arasında yer aldığını ifade eden Kiprianu, ayrıca Kıbrıs sorununun çözümünün ardından Kıbrıs ve Türkiye arasında Münhasır Ekonomik Bölgenin belirlenmesine ve Türkiye’ye olası doğal gaz tedarikine ilişkin Türkiye’yle görüşmelerin yapılmasının da bu öneriler arasında olduğunu belirtti. Ancak bu önerilerin Cumhurbaşkanı tarafından benimsenmediğini de dile getirdi.
Kıbrıs sorununda çok kritik bir aşamada olunduğuna işaret eden Kiprianu, ortaya konulacak tutumların dikkatle alınacak kararların sonucu olması gerektiğini ifade ederek, “Hedef yurdumuzun kurtuluşu ve yeniden birleşmesi. Kıbrıslırumların ve Kıbrıslıtürklerin barış içinde bir arada yaşamaları. Hareketlerimiz, yapacaklarımız bizi bu hedeften uzaklaştırmamalı, bu hedefe daha da yakınlaştırmalıdır” diye ekledi.
