Kiriakos ve Sotiris Papalazaros kardeşler saygıyla anıldı
1974’te Kıbrıs aleyhine işlenen çifte suçun, Atina Cuntası ile EOKA B’nin faşist darbesinin ve bunu izleyen günlerde Türkiye’nin barbar istilasının ellinci yıldönümünün olduğu bu günlerde Papalazaros ailesinin biri EOKA B’ciler tarafından diğeri istilacılar tarafından öldürülen kahraman iki evladı saygıyla anıldı. Kiriakos ve Sotiris Papalazaros’un anısına gerçekleştirilen törende konuşan AKEL Politbüro Üyesi Aristos Damianu “Kahramanlar hakkında konuşmak her zaman zordur. Solun bağrından çıkarak, Halk Hareketi olarak tarihimizin ayrılmaz bir parçası haline gelen kahramanlar hakkında konuşmak ise çok daha da zor” dedi. “Ölümleri yaşamlarının, ebeveynlerinden ve EDON’un örgütlü mücadelesine katılımlarından edindikleri ideallerinin ve değerlerinin devamı ve sonucu olan Kiriakos ve Sotiris Papalazaros’u anıp onurlandırırken, aynı zamanda EOKA B terörüne karşı direnen, Cumhuriyeti savunan, vatanımızın bütünlüğü için canını veren herkesi anıyor ve onurlandırıyoruz” diye konuşan Aristos Damianu, 1974’ün kara günlerinin yıldönümünde insanların anılarının daha da güçlendiğin, o dönemin olaylarını ve öncesinde olanları da hatırladıklarını dile getirdi.
Kiriakos’un öldürülmesinin kasten işlenmiş siyasi bir cinayet olduğunun altını çizen Damianu, 1 Temmuz 1973’te Baf Piskoposu Yennadios’un görevden alınmasının ardından, Baf Piskoposluğu’nda yatılı olarak kalan ve henüz 17 yaşında olan Kiriakos Papalazaros’u insanlık dışı bir şekilde öldüren EOKA B’cinin yıllardır toplum içerisinde dolaştığını, hiçbir şekilde cezalandırılmadığını belirtti. Kiriakos’un acılı anne-babasının tüm çabalarına rağmen, katil zanlısının mahkemeye çıkarılıp suçlanmadığını ve kendilerine sadece «Dava dosyası kayboldu» yanıtı verilerek, bir suçun daha cezasız bırakıldığını söyledi.
Papalazaros ailesi için “İki kahraman evladıyla ülkemizin trajik tarihini özetleyen bir aile. İşlenen iki suç, darbe ve istila, işlenen iki cinayet, iki kahraman. Feryatlı bir anne” diyen Aristos Damianu, Kiriakos’un öldürülmesiyle Papalazaros ailesinin aldığı darbenin ne yazık ki son acı olmadığını, işlenen ikinci suçla ailenin bir evladını daha kaybettiğini, Kiriakos’un öldürülmesinden bir yıl sonra Sotiris Papalazaros’un Türk istilası sırasında Episkopi’de öldürüldüğünü hatırlattı.
“Tıp öğrencisi olan Sotiris Papalazaros 1974 yazında tatil için Kıbrıs’a gelmişti. Ancak vatan tehlikedeydi. Darbenin ilanının üzerine yüreğinde barış, demokrasi, vatanseverlik ideallerini ve kardeşinin ölümünün dayanılmaz acısını taşıyan Sotiris, savunulmasında yardımcı olmak Limassol’daki Ay Yanni polis karakoluna koştu. Ülkenin meşru hükümetini savunarak darbecilere karşı savaştı. “Ya faşizme karşı yiğitçe savaşırsınız ya da onun kölesi olursunuz” derdi. O günlerde hafif yaralandı ve darbecilerden saklanırken Türkiye’nin istilası başladı. O, Kıbrıs’ın bağımsızlığını savunmak için hiç tereddüt etmeden tekrar göreve koştu” diyen Aristos Damianu “Sotiris’in, Kiriakos’un ve daha birçok gencin yaşamlarını feda ettiği mücadele ne yazık ki hak ettiği sonuca ulaşamadı. Felaket önlenemedi. Bizler ne vatan için savaşanları, fedakarlıkları yapanları, ne de vatana ihanet edenleri unutmamalıyız. Geçmişimizi, hatalarımızı, suçlarımızı, tarihimizi unutmamalı ve tarihi gerçekleri gençlerimize doğru bir şekilde aktarmalıyız. Nifak saçmak ya da intikam almak için değil, gelecekte benzer acıların yaşanmasını önlemek için” diyerek sözlerine devam etti.
Milliyetçiliğin-şovenizmin ve hamasetin yurdumuzda sadece kötülükleri yaşanmasına yol açtığını Kıbrıs’ın yakın tarihinin bariz bir biçimde gösterdiğini belirten AKEL Politbüro Üyesi Aristos Damianu, son yıllarda ülkemizde neofaşizmin ve milliyetçiliğin tehlikeli bir şekilde yeniden hortlatıldığına işaret ederek, kimileri bunun yol açabileceği acı sonuçların farkında değil. Buna karşı mücadele etmek bizim görevimizdir” diye ekledi.
“Tek egemenliğin, tek vatandaşlığın, tek uluslararası kimliğin olacağı bir devlette, BM kararlarında belirtildiği şekilde siyasi eşitliğin olacağı iki bölgeli iki toplumlu bir federasyon temelinde Kıbrıs sorununun çözümü için, Kıbrıs halkının insan haklarını ve özgürlüklerini güvence altına alan bir çözüm için mücadeleye devam etmek yurdumuzun iyiliği için canlarını feda edenlere borcumuzdur” diyen Damianu, bugün maksimalist pozisyonlar öne sürerek federal çözümü dolaylı ya da doğrudan reddedenlerin ülkeye iyi bir hizmet sunmadıklarının altını çizdi. “Kimileri kabul etseler de etmeseler de, her şeyin olduğu gibi kalıp bölünmenin devam etmesini tercih ediyorlar. Ancak bölünmenin ya da mevcut durumun sonsuza kadar sürdürülmesinin hangi acılara yol açacağını halka söylemiyorlar. Gazze’de yaşananlar bizim burada, Kıbrıs’ta ne kadar kırılgan bir durumda olduğumuza dair çarpıcı bir örnektir” diyerek sözlerine devam eden Damianu, ““Endişeliyiz. Çünkü şu ana kadar doğrudan görüşmeleri yeniden başlatma çabası başarıya ulaşmış gibi görünmüyor. Bu da halkımızın çıkarlarına hizmet eden bir durum değil. Bu durum herkesi, özellikle de Sayın Hristodulidis’i düşündürmelidir. Barış ve güvenlik içinde yaşamak ülkemizin gelecek nesillerinin hakkıdır. Bunca acıları yaşayan küçük ülkemizin tüm evlatlarının yaptıkları büyük fedakarlıkların hak ettiği sonuca ulaşmaları için elimizden gelen tüm çabayı ortaya koymaya devam edeceğimize dair size söz veriyoruz” diyerek konuşmasını tamamladı.