“Kıbrıslıtürkler Nereye?” Konulu Konferansta AKEL Politbüro Üyesi Tumazos Çelebis’in Konuşması

 

Sevgili dostlar,

Bugünkü konferansınıza AKEL Merkez Komitesi’nin içten selamlarını getiriyorum ve size başarılar diliyorum.

AKEL olarak endişe duyuyoruz ve ortak vatanımızda Kıbrıslırumların da varlığıyla elbette bağlantılı olan toplumsal varlığınızın karşı karşıya olduğu tehlikelerden siz Kıbrıslıtürk yurttaşlarımızın endişe dolu çığlığını paylaşıyoruz.

Aynı zamanda sizin ayrı toplumsal kimliğinizi görmezden gelerek Kıbrıslıtürkleri bütün alanlarda Ankara’nın uzantısı haline getirmeyi hedefleyen Türkiye’nin politikalarına karşı direnen hepinizle dayanışmamızı ifade ediyoruz. Kıbrıslıtürklerin kendi kültürleri, kendi eğitimleri var. Bunlarda “anavatanlara” ve yabancı vasilere yer yok, elbette kimsenin bunları yönlendirme hakkı da yok. Aynı zamanda doğal kaynaklar da dâhil olmak üzere ortak mirasımızı teşkil eden ve bizi birleştiren her şey, bizim kendi ortak Kıbrıs kültürümüz de var.

İki toplumun da günlük yaşamlarında pek çok sınırlamalar olduğunu ama aynı zamanda kabul edilemez taksimci statüko devam ettiği sürece, kolektif süreçleri de var. İnsan haklarımızda, temel özgürlüklerimizde, günlük yaşamımızda sınırlamalar. Kıbrıs sorunu çözüme kavuşturulamadığı sürece biz hepimiz bu haklardan yoksun olmaya devam edeceğiz.

Bize göre, elbette durağan olmayan ama her gün herkesin aleyhine dönüşen taksimci statükonun devamı Kıbrıslıların değil, başkalarının çıkarlarına hizmet etmektedir. Elbette çıkarlardan söz ederken, tel örgülerin ve militarizasyonun varlığının işlerine geldiği çeşitli grupların çıkarlarını Yeşil Hat’ın iki tarafında da statükonun nasıl yarattığının da ayrıca analiz edilmesi iyi olur.

Sevgili dostlar,

Yeni bir müzakerenin olumlu sonuçlanması için ne yapmamız gerektiğini hepimizin bildiğini yılmadan yorulmadan vurgulamaya devam edeceğiz. Zaten Crans Montana’da sonuca çok yakınlaşmıştık. Bütün bu yıllar boyunca iki toplumun liderleri arasında müzakere masasında her şey görüşüldü. 1977’den itibaren BM’nin ilgili kararlarında belirtildiği şekilde siyasi eşitliğin olacağı iki bölgeli iki toplumlu federasyon çözümünden başka bir şeyi tartışmıyoruz. Artık geriye kalan şey, gerçek siyasi irade ve ortak vatanımızın yeniden birleşmesi için vizyondur.

İki lider tarihi kararlar alarak üzerlerine düşeni yapmaya çağrılıyor. Bizi günümüzün çıkmazlarından kurtaracak kararlar. Maalesef çözüm çabalarını sabote eden, iki toplumun ilişkilerini zehirleyen ve iki tarafta da milliyetçiliği öne çıkaran politikacıları türeten gerilimin artmasına yol açan ve bizi sürekli zıtlaşmalara sürükleyen çıkmazlardan kurtaracak kararlar.

“Kıbrıslıtürkler Nereye?” sorusuna cevabımız: Taksimden kurtulmak için ortak bir mücadele çerçevesinde Kıbrıslıtürklerin yeri Kıbrıslırumların yanında olmalıdır. Bize dayatılan bağlardan sadece birlikte kurtulabiliriz. Kıbrıslırumlar ve Kıbrıslıtürkler olarak Kıbrıslıların çıkarlarını farklı algılamayacağımız ve başkalarının çıkarlarının boyunduruğu altına sokmayacağımız daha iyi bir geleceği birlikte inşa edebiliriz. Böyle bir Kıbrıs’ı hayal ediyoruz ve böyle bir Kıbrıs için birlikte çalışmayı istiyoruz.

Konferansınıza tekrar başarılar diliyorum.

14 Aralık 2019