Gizlice telefon dinlemeler ve takipler hakkındaki suskunluğa son verilmelidir
Yunanistan’da kamusal yaşam politikacıların ve gazetecilerin telefonlarının dinlendiğine ve takip edildiklerine dair ifşaatlarla sarsıldı ve Miçotakis hükümetinden bazı yetkililerinin istifalarına yol açtı.
Kıbrıs’ın da bu konuyla bağlantılı olduğuna dair yer gök inliyor ama Anastasiadis-DİSİ hükümeti sanki hiçbir şey olmamış gibi davranmaya devam ediyor. Mevcut verilerin tümü bu konuyla ilgili her şey, 2019 yılında faaliyetleri AKEL tarafından suçlanan meşhur siyah casus minibüs davasının baş aktörleriyle bağlantılı olduğunu gösteriyor.
Yunanistan’da söz konusu izlemelerde kullanılan bilgisayar yazılımını oluşturan şirketin kurucusu Kıbrıs’ta siyah casus minibüs davasının baş sanığı ve eski İsrail casusu olan Tal Dilian’dır.
DİSİ hükümetinin sadece zerre kadar duyarlılık göstermeyip hiçbir yetkilisi istifa etmezken, memleketin sokaklarında hiçbir denetimle karşılaşmadan dolaşıp yüzlerce metre uzaktan telefon konuşmalarını takip eden siyah minibüs olayının üstünün örtülmesinde öncülük ettiğini hatırlatırız.
Hükümet İsrailli casusların şirketleriyle polis ve istihbarat teşkilatının gerçek bağları hakkındaki sorulara hiçbir zaman cevap vermedi. Casus minibüsteki donanımın nasıl olup da Kıbrıs’a geldiğine ve küresel casusluk ağlarıyla bağlantısına dair soruları da hiçbir zaman yanıtlamadı. Tal Dilian ve diğer tüm sanıklar hakkındaki beraat kararına ilişkin olarak Savcılık hiçbir açıklama yapmadı ve söz konusu davayı şirkete verdiği 76 bin avroluk gülünç bir para cezasıyla kapattı.
Ayrıca söz konusu ceza davalarını devralan Başsavcı Yardımcısı’nın davanın sanıklarıyla mesleki bağlantısının olduğu ortaya çıkmasının ardından da bu konuda hiçbir yanıt verilmedi.
Anastasiadis-DİSİ hükümeti telefon dinlemeleri ve takipleri hakkındaki suskunluğunu sürdürüyor.
Geçmişte casus minibüs olayını defalarca vurgulamış olan AKEL bugün de telefon dinlemeleri ve takiplerle ilgili suskunluğun ve suçluların cezalandırılmamasının sona erdirilmesi gerektiğini bir kez daha duyurmaktadır.
Kıbrıs halkı ülkemizin uluslararası casus ağlarının cirit attığı ve kitlesel bir biçimde telefonları dinleme ve takip etme amacıyla yasadışı faaliyetlerini sürdürdüğü bir yer olmasını kesinlikle istememektedir.