Home  |  Açıklamalar   |  “Eğitim ve Politika” başlıklı eğitim panelinde AKEL Genel Sekreteri Stefanos Stefanu tarafından yapılan konuşma

“Eğitim ve Politika” başlıklı eğitim panelinde AKEL Genel Sekreteri Stefanos Stefanu tarafından yapılan konuşma

 

 

Sevgili Tufan ve CTP’li yoldaşlar,

Sevgili eğitimciler,

Sevgili arkadaşlar,

 

AKEL ve CTP Eğitim Çalışma Grubu tarafından düzenlenen bugünkü eğitim paneli davetimize olumlu yanıt vererek etkinliğimize katıldığınız için hepinize teşekkür ederim. Öncelikle bizi binasında ağırlayan Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası KTÖS’e özellikle teşekkür etmek istiyorum.

 

Ayrıca bugün burada bizimle birlikte olan öğretmen örgütlerine ve diğer örgütlere de teşekkür ederim. Düzenlediğimiz Eğitim Paneli’ne katılımları önemlidir. Onların buradaki mevcudiyeti ülkemizin geleceğine, Kıbrıslı Rumların ve Kıbrıslı Türklerin ortak geleceğine yönelik yatırım olarak hayati önem taşıyan eğitime verilen ve verilmesi gereken önemi vurgulamaktadır.

 

Bugünkü Eğitim Paneli, Kıbrıs sorununa ilişkin tartışmanın yıllarca gereken önemin verilmediği bir parametresine değiniyor ve bilinçleri belirleyen, eleştirel düşünen yurttaşlar yaratan ya da daha doğrusu yaratabilecek olan, gelecek için yolu açan bir faktör olarak eğitim konusunu ele alıyor.

 

Eğitim, Kıbrıslı Rumların ve Kıbrıslı Türklerin ortak kazanımı olan iki toplumlu bağımsız Kıbrıs devletini desteklemelidir. Bu, 1960’ta üzerinde anlaştıklarımızın sonucudur ve sonrasında yaşananlardan bağımsız olarak, hedef onu yeniden birleştirmemizdir. Eğitim, Kıbrıs sorununun çözümüyle iki toplumun yaşama geçirmeye çağrılacakları hedefe, yani federasyon çözümü çerçevesinde devletin birlikte yönetilmesine hizmet etmelidir. AKEL ve CTP olarak, kurduğumuz çalışma grupları çerçevesinde ilk tartışma konusu olarak eğitim konusunu belirlememiz hiç de tesadüfi değildir; çünkü eğitim sadece çözüm kültürünü yaratmamız açısından değil, aynı zamanda çözümün işleyebilmesi açısından da ortaya koymamız gereken çabada çok önemli bir faktördür.

 

Tarihsel olarak, iki parti eğitimle verilmesi gereken mesajların önünü açarak eğitim başlığında önemli rol oynamışlardır. Elbette tarihsel tecrübe, eğitimdeki reformların sadece bir partinin ya da bir hükümetin meselesi olmadığını kanıtlamıştır. Bu aynı zamanda sosyal diyalogla, öğretmenlerin ve örgütlerinin katkılarıyla da ortaya çıkan bir sonuçtur. Tecrübe köklü değişimlerin vizyon ve irade gerektirdiğini, aynı zamanda onları destekleyecek bir toplumsal akıma da ihtiyaç olduğunu göstermiştir. Ayrıca planlama ve stratejiye de ihtiyaç vardır.

 

Öğrencileri ve öğretmenleri katı muhafazakâr eğitim çerçevesinden kurtarmayı ve iki toplum arasında yeniden yakınlaşma ve barış içinde bir arada yaşama değerlerini öne çıkarmayı hedefleyen eleştirel okuryazarlığın uygulanması yönünde bizim Dimitris Hristofyas hükümeti döneminde ortaya koyduğumuz çabamız da bu çerçeveyi temel alıyordu.

 

Bu çaba -beklendiği gibi-, 1974’ten yarım asır sonra bile tek boyutlu milliyetçi söylemlere yatırım yapan, federal çözüme karşı çıkan güçlerin yıllardır yarattıkları bir düzenin gerici güçlerinin tepkileriyle karşılaştı. Bununla birlikte tek boyutlu yaklaşımın ve çeşitli mitlerin getirdiği yüklerinden eğitimin kurtulması gereksiniminin önü açıldı. Karşılıklı saygıyı, işbirliğini ve empatiyi geliştiren bir eğitime yönelik tartışma başladı. Her iki toplumun da gençlerinin var olan görüşleri ve pozisyonları kabul etmeseler bile anlamayı öğrenmelerinin yolu açıldı.

 

Karşılaştığımız ve karşı koymamız gereken tüm bu zorlukları birlikte tartışmamız, bunlara eleştirel bir gözle bakmamız, birbirimizin deneyimlerinden öğrenmemiz büyük önem taşıyor. Ancak en önemlisi eğitim alanında da bugünümüze ve geleceğimize dair vizyonumuzu birlikte inşa etmemizdir.

 

Bugünkü etkinlik, iki partinin yaklaşık bir yıl önce kurduğu Ortak Çalışma Gruplarından Eğitim Çalışma Grubu tarafından düzenlenen ilk etkinliktir. Bu vesileyle, AKEL’in bu alanda yapılan çalışmaların sürdürülmesi ve güçlendirilmesinin yanı sıra Grupların çalışmalarının diğer tematik alanları da kapsayacak şekilde genişletilmesi yönündeki istek ve iradesini bir kez daha belirtmek isterim. Bu işbirliğinin devam edeceği ve başarılı olacağı konusunda umutluyum.

 

Bu ülkede siyasi işbirliği yapabilen, engelleri yıkabilen, kendi geleceklerini birlikte planlayabildiğini pratikte kanıtlayabilen iki toplumun var olduğu bilincini güçlendirmek için atılan her adım, geleceğe giden yolu açan küçük bir zaferdir. Bunun somut bir örneği, Avrupa Parlamentosu seçimlerinde AKEL’in aday listesine Niyazi Kızılyürek’in dahil edilmesi ve seçilmesiyle 2019 yılında attığımız tarihi adımdır. Bu, çatışmaların yaşandığı geçmişi geride bırakıp, siyasi işbirliğinin sağlam temelleri üzerinde ortak geleceğimizi inşa edebileceğimizden şüphe duyanlara verilen ilk sağlam siyasi yanıt oldu. 9 Haziran seçim sürecinde Kıbrıslı Rumlar ve Kıbrıslı Türkler olarak birlikte yeniden teyit etmeye çağrılacağımız mesaj budur. Avrupa Parlamentosu seçimlerinin Kıbrıslı Rumlar ile Kıbrıslı Türklerin birlikte oy haklarını kullanabildikleri tek seçim olduğunu hatırlatmam sanırım yeterlidir.

 

Uzaklardan gelen ve yarını, ortak yarınımızı, tüm Kıbrıslıların, tüm Kıbrıs halkının yeniden birleşmesinin, ilerlemesinin ve refahının yarınını, barışın yarınını hedefleyen bir yürüyüşün, bir sürecin devamında yine hep birlikteyiz.

 

Bugünkü etkinlikte verimli ve üretken bir çalışmayı gerçekleştirmenizi diliyorum.

 

PREV

AKEL bölgemizdeki tehlikeli gelişmelerle ilgili olarak Ulusal Konsey’in toplanmasını talep etti

NEXT

Halkları katledenler için Kıbrıs’ın yol geçen hanına çevrilmesini Kıbrıs halkı kesinlikle istemiyor