EDON’un Troodos gezisinde AKEL M.K. Genel Sekreteri Andros Kiprianu tarafından yapılan konuşma
Kıbrıslırum ve Kıbrıslıtürk gençlere AKEL Merkez Komitesi’nin yürekten selamlarını sunuyorum. Kıbrıs gençliğine, EDON gençliğine en içten selamlarımızı sunuyorum. Bu yılki etkinliğinizin özel bir önemi ve anlamı var. Çözüm için çabaların yoğunlaştığı bu sürece Kıbrıslırum ve Kıbrıslıtürk ilericilerin ortak çabası doğru yönde katkıda bulunacaktır.
Gerçek şu ki, yeniden birleşme ve barış yolunun açılması için katkıda bulunabilecek birisi varsa, bu, Kıbrıs gençliğidir, EDON gençliğidir. “Kıbrıs’ta barış engellenemez” diye güçlü bir şekilde haykıracak birisi varsa, bu, sesini Kıbrıslıtürk gençlerle birleştiren EDON gençliğidir. Sizin neslinizin yeniden birleşme nesli olmasını yürekten diliyoruz. Halkımızı kan ve gözyaşına boğan her şeyi geride bırakacak nesil olmanızı diliyoruz.
Bunca acı ve zorluğu yaşayan halkımızın verdiği mücadelenin haklı sonucuna ulaşması tarihin halkımıza borcudur. Ancak yaşadığımız dünyada hiçbir şey bağışlanmıyor. Halkımızın doğduğu topraklarda tel örgüler, ordular, üsler ve vasiler olmaksızın özgür bir şekilde yaşayabilmek için verdiği bu mücadeleyi kazanmalıyız. Bu, çok güçlü rakipler karşısında çetin bir mücadeledir. Emperyalizm hep Kıbrıs’ın taksimini, bölünmesini hedefledi. Büyük güçlerin çıkarlarına boyun eğmesini hedefledi. Mesele, çocuklarımızın hakkı için, geleceği için mücadele edebilmemizdir.
Yel değirmenleriyle savaşmıyoruz. Kıbrıs sorununun çözüm çerçevesi bellidir. Bundan daha fazla hiç bir şey istemiyoruz. Doruk anlaşmaları ve BM’nin ilgili kararları temelinde, uluslararası hukukun ve Avrupa hukukunun ilkeleri ve değerleri temelinde bir çözüm istiyoruz. Askersizleştirmeyi ve yerleşiklerin adadan ayrılmasını güvence altına alacak bir çözüm istiyoruz. Güvenlik Konseyi’nin ilgili kararlarında belirtildiği şekilde siyasi eşitliğin olacağı, iki bölgeli iki toplumlu federasyon çerçevesinde ülkemizi ve halkımızı yeniden birleştirecek bir çözüm istiyoruz. Tek egemenliği, tek vatandaşlığı ve tek uluslararası kimliği olacak bir devlete götürecek bir çözüm istiyoruz. Bütün Kıbrıslıların insan haklarını ve temel özgürlüklerini güvence altına alacak bir çözüm istiyoruz. Kıbrıslırumların ve Kıbrıslıtürklerin ayrı yaşamalarını kurumsallaştıracak değil, devleti ve halkımızı yeniden birleştirecek bir çözümü arzuluyoruz. Faşist ve şoven unsurları tecrit edecek bir çözümü arzuluyoruz.
Bunun dışındaki başka bir tercih, hangi örtü altında sunulursa sunulsun, nihai taksime götürecektir ve böylesi sözde bir “çözüm” yurdumuzun sadece peşkeş çekilmesi demek değil, aynı zamanda yurdumuzun ve halkımızın yeni acılar çekmesi demek olacaktır. AKEL’in böylesi bir şeyi kabul etmesi asla söz konusu olamaz. Tehditlerle, ordularla ve üslerle halkımıza belirsiz bir geleceği ve halkımızın birlikte değil de ayrı ayrı yaşamasını dayatacak bir şekilde Kıbrıs sorununun kapatılmasına rıza göstermemiz asla söz konusu olamaz.
Türkiye’ye yaptığımız ziyaret hakkında bugünlerde çok söz söylendi. Kıbrıs sorununun çözümü için görüşmeleri Türkiye ile yapmamız gerektiğini bunca zamandır söyleyenler üst düzey Türk yetkililerle buluşmamıza ilk karşı çıkanlar oldu. Kıbrıs sorununun çözüme kavuşturulması çabalarında Kıbrıslıtürk liderin oynayabileceği rolü bunca zamandır önemsemeyip küçük görenler ve her şeyin Ankara’nın elinde olduğunda ısrar edenler üst düzey Türk yetkililerle görüşmemizden rahatsız oldular. Bizim açımızdan şu çok nettir: Müzakere sürecinin ilerlemesi için bütün olanakları değerlendirmeliyiz.
Gerçekleştirdiğimiz bu görüşmeler gibi adımların atılması olumlu bir havanın yaratılmasına yardımcı olmaktadır. Bu, Türkiye’nin sorumluluklarından kurtulduğu anlamına gelmez. Ayrıca Kıbrıs sorununun böylesi buluşmalarla çözüleceğine inanacak kadar saf da değiliz. Her şey müzakere masasında kanıtlanmalıdır. Biz görüştüğümüz kişilerin samimi olup olmadıkları hakkında konuşmak için acele etmeyeceğiz. Kıbrıs sorununun çözümü için Türkiye’nin samimiyetini ve isteğini pratikte göstermesini bekleyeceğiz. Şu anda olumlu bir konjonktür mevcuttur. Kıbrıstürk toplumunda çözüm isteyen bir liderlik vardır ve çözüm çeşitli nedenlerden dolayı Türkiye’nin de çıkarınadır.
AKEL’in diğer siyasal partilerden nitel farkının zaten kanıtlanmış olduğunu mütevazı bir şekilde dile getirmek istiyorum. Nitekim Kıbrıs sorununa çözüm bulma çabalarını kurban ederek Sayın Anastasiadis ve Demokratik Seferberlik Partisi karşısında rövanş almaya çabalamadık. Çünkü biz, yurtsever ve sorumlu bir siyasal gücüz. Sadece bir durgunluk değil, bir gerileme döneminin ardından başlayan müzakere sürecini daha başından itibaren destekledik. Gerekli gördüğümüz yerlerde iyi niyetli eleştirilerimizle sürece yardımcı olduk. Gelişmeleri izlemeye ve değerlendirmeye devam ediyoruz. Ne çözüm çerçevesinin değiştirilmesine dair boş sloganlarla, ne üniter devlete dönüş palavralarıyla, ne de Kıbrıs sorununun zaten çözüldüğü ve geriye bazı detayların kalmış olduğu illüzyonuyla halkı uyutmaya, kandırmaya çabalamamız asla söz konusu olamaz. Önümüzde daha kat edilecek zor bir yol var. Dileriz ki, herkes üzerine düşenleri gerektiği gibi yapsın.
Biz AKEL olarak, yeniden birleşmiş federal Kıbrıs’ın bütün dünyaya iyi bir örnek, yol gösteren bir fener olacağı günün doğması için verdiğimiz mücadeleye tüm gücümüzü adamaya devam edeceğiz. Kıbrıs etnik kökeni, dili, dini farklı iki toplumun uyumlu bir şekilde barış içinde birlikte yaşamalarının ve ortak devletlerini birlikte yönetmelerinin çağdaş örneği olacaktır. Orduları defedip, bütün gücünü ve kaynaklarını sosyal yatırımlara ve ekonomik kalkınmaya sevk etmeyi başaran bir ülke olacaktır. Bu yolda ellerimizi ilerici Kıbrıslıtürk yurttaşlarımızla birleştiriyoruz ve yeniden yakınlaşmanın sağlam temellerinde barış umudunu birlikte inşa ediyoruz!