Home  |  Konuşmalar   |  Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle gerçekleştirilen çalışma kahvaltısında AKEL M.K. Genel Sekreteri Andros Kiprianu tarafından yapılan konuşma

Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle gerçekleştirilen çalışma kahvaltısında AKEL M.K. Genel Sekreteri Andros Kiprianu tarafından yapılan konuşma

 

Davetimize verdiğiniz olumlu yanıt için hepinize teşekkür ederim. Artık kurumsal hale getirdiğimiz bu inisiyatif çok anlaşılır bir nedenden dolayı üstlenilmektedir. Amacı, kadınlara daha büyük rol, daha fazla söz verilmesi gereksinimini vurgulamak ve önemli görevlerin üstesinden gelmede kadınların ne kadar çok başarılı olabileceklerini göstermektir. Çünkü kadınları ilgilendiren yakıcı meselelere bugünkü koşullarda ne yazık ki yeterince kulak verilmemekte, bu meseleler yeterince öne çıkarılmamaktadır. “Kadınlar çok şey yapamaz” türünden aşağılayıcı ve çağdışı anlayışlara toplum olarak hapsedilmiş bir biçimde kalmaya devam etmekteyiz. Bir an için kendi kendimize şunu soralım: Medya tarafından beyinlerimize her gün hangi anlayışlar, hangi basmakalıplar aşılanıyor? Kadınların ilgilerinin sadece kendi görünümleriyle, kariyerleriyle ve aileleriyle sınırlı olması gerektiği işlenmiyor mu?

AKEL olarak, kadınların söyleyeceklerinin ve yapabileceklerinin çok daha fazla olduğuna inandığımız için bugün buradayız. Acı tarihi tecrübelerin yaşandığı bu ülkede, kadınlar önemli rollerinin olabileceğini ve olması gerektiğini çok zor dönemlerde gösterdiler. 1948’in büyük grevlerinde sömürgecilerin silahları karşısında direnenler Kıbrıslırum-Kıbrıslıtürk kadınlardı. Çalışma yaşamında temel haklar talebiyle savaş sonrası dönemde grevlerde yer alanlar Kıbrıslırum-Kıbrıslıtürk kadınlardı. 1974’te yaşamlarını kaybedenler, çocuklarını kaybeden analar, kayıp insanları hakkında bir ipucu bulunması için araştırma laboratuarlarından çıkacak sonuçları gözleri yaşlı bugüne kadar bekleyenler yine bu memleketin kadınlarıdır.

Bizimki gibi bir ülkede, kadınları da ilgilendiren ve zamanında yanıt üretilmeyen ya da tabu olarak görülüp ender olarak ele alınan yakıcı sosyal meselelerin çok olduğunu kabul etmeliyiz. Sizin gibi, bu konulara eğilen, örgütlenme cesareti gösteren pek çok kadın var. Kadınlara yönelik şiddeti çok önemli bir mesele olarak değerlendiriyorum.

Kısa bir süre önce Türkiye’de üniversite öğrencisi 20 yaşındaki bir kızın tecavüz edilip öldürülmesini protesto eden kadınlar yollara çıktılar. Genç kızın öldürülmesinin ardından yapılan protestolar hakkında Türkiye’nin bazı yetkililerinin yaptıkları beyanlar en azından kaygı verici olarak nitelendirilebilir. Sayın Erdoğan’ın teorik danışmanlarından biri, genç kızın evine gitmek için bindiği aracın şoförü tarafından kaçırılıp, öldürüldüğüne işaret ederek, sorunun çözümü için, kadınlara pembe otobüs hizmetinin sunulmasını önerdi. Türkiye İnsan Hakları Derneği’nin kısa bir süre önce yaptığı açıklamaya göre, 2014 yılında Türkiye’de erkeklerin saldırısı sonucu 296 kadın yaşamını yitirdi, 776 kadın yaralandı ve 142 kadın cinsel taciz ve tecavüze uğradı. Bunlar sadece kaydedilmiş olan vakalardır.

Ancak hiç kimse bunların sadece Sayın Erdoğan’ın Türkiye’sinde yaşandığı yanılgısına kapılmasın. Geçtiğimiz yıl içerisinde Kıbrıs’ta Aile İçi Şiddete Karşı Önlem ve Mücadele Derneği tarafından 1636 vaka kaydedildi. 2013’te kaydedilen 1684 vakanın %82’sinde kurbanlar kadınlardı ve saldırganların %79’u erkeklerdi. Saldırganların %81’i Kıbrıslıydı. Avrupa çapındaki araştırmalara göre, Avrupa’da bugün on kadından biri şiddet kurbanı, 20 kadından biri tecavüz kurbanıdır. Avrupa kadınlarının %50’si cinsel taciz kurbanıdır ve bu tacizlere büyük oranda çalışma yerlerinde uğramışlardır.

Kadınları hedef alan şiddetin ve aile içi şiddetin yaygınlaşması ekonomik krizin yol açtığı sonuçlarla da alakasız değildir. Son zamanlarda yapılan araştırmalarda, ekonomik krizle birlikte aile içerisindeki şiddetin büyük artış gösterdiği kaydedilmektedir. Ayrıca kadınların marjinalleştirilmesinin ve fuhuş vakalarının arttığına da işaret edilmektedir.

Ekonomik krizin kadınlara ağır darbeler vurduğuna, krizin bedelini kadınların iki misli ödediğine dair daha çok şey söyleyebilirim. Ancak bu noktada durup, kadınları ilgilendiren konularda AKEL’in topluma sunduğu önerilerden bazılarına ana hatlarıyla değineceğim. Kadınlara yönelik şiddetin ve aile içi şiddetin önlenmesi ve bunlarla mücadeleye ilişkin İstanbul Sözleşmesi’nin imzalanması ve onaylanmasının, aile içi şiddetin önlenmesi ve buna karşı mücadeleye ilişkin Ulusal Eylem Planı’nın uygulanmasının, kanserle mücadele için Ulusal Strateji’nin hızla yaşama geçirilmesinin şart olduğundan söz ediyorum. Eğitimde eşitlik kültürünün geliştirilmesi aracılığıyla çağdışı seksist basmakalıpların ortadan kaldırılmasının, cinsiyetle ilgili konularda medyanın bir deontolojiyi yaşama geçirme taahhüdünü üstlenmesinin gerekli olduğundan söz ediyorum. Bunlara ilaveten, kadının kendi bedeni hakkında kendisinin karar verme hakkının, cinsel ve üreme haklarının tamamen güvence altına alınması gerektiğinden söz ediyorum. Cinsel eğitimin özlü bir biçimde güçlendirilmesinin ve aynı zamanda çalışan kadının, anne kadının, çiftçi kadının, göçmen kadının, ailenin tek ebeveyni olan kadının sorunlarına ve gereksinimlerine yanıt verecek somut politikaların öne çıkarılmasının gerekliliğinden söz ediyorum.

Sözlerime son verirken, davetimize karşılık verdiğiniz için size tekrar teşekkür ederim. Sizi ilgilendiren konularda görüşlerinizi dinlemeye hazırız.

PREV

8 Mart Dünya Kadınlar Günü onuruna POGO Kadın Hareketi’nin gerçekleştirdiği etkinlikte AKEL M.K. Genel Sekreteri Andros Kiprianu tarafından yapılan konuşma

NEXT

Derviş Ali Kavazoğlu ve Kostas Mişaulis’in anısına Athienu Halk Örgütleri Binasında gerçekleştirilen etkinlikte AKEL Milletvekili Aristos Damianu tarafından yapılan konuşma