Home  |  Konuşmalar   |  “Demografik yapının değiştirilmesi ve Karpaz yarımadasındaki çevresel yıkım” ve Avrupa boyutu konulu etkinlikte ΑΚΕL M.K. Polit Büro Üyesi Neoklis Silikyotis tarafından yapılan açılış konuşması

“Demografik yapının değiştirilmesi ve Karpaz yarımadasındaki çevresel yıkım” ve Avrupa boyutu konulu etkinlikte ΑΚΕL M.K. Polit Büro Üyesi Neoklis Silikyotis tarafından yapılan açılış konuşması

 

Sayın Küba Büyükelçisi,
Sayın Venezüella Elçiliği Birinci Sekreteri,
Sayın Kartika Liotard,
Sevgili dostlar,

AKEL’in Avrupa Parlamentosu Birleşik Avrupa Solu Konfederal Grubu ile birlikte gerçekleştirdiği bu etkinliğe hoş geldiniz. Gerçekten daima Kıbrıs’ı destekleyen ve desteklemeye devam eden Avrupa Birleşik Solu’na gösterdiği ilgi için içten teşekkürlerimizi sunuyoruz.

İşgal altındaki bölgede demografik yapının değiştirilmesi ve Karpaz gibi çevre açısından önemli bir bölgenin karşı karşıya olduğu yıkım konusu hepimiz için, hem Kıbrıslırumlar, hem Kıbrıslıtürkler için büyük önem taşıyan bir konudur.

Katılımlarıyla bugünkü etkinliğimizin özel öneminin altını çizen Kıbrıslıtürk yoldaşlarımıza ve dostlarımıza özellikle hoş geldiniz demek istiyorum. Bugünkü etkinlik, diğerlerinin yanı sıra, çevrenin korunmasına ilişkin konuların olduğu gibi, bir dizi günlük meselelerin ele alınmasında Kıbrıslırumların ve Kıbrıslıtürklerin ortak mücadelesinin gerekli olduğu yönünde siyasi bir mesajı da göndermektedir. Ortak mücadele iki toplumun özgür, yeniden birleşmiş ve federal bir Kıbrıs’ta barış içinde yaşamaları için zemini hazırlayacaktır.

Sevgili dostlar,
Bugün ele aldığımız konu bilinen bir konu olmasına rağmen, işgal altındaki Karpaz yarımadasında yaşanan gelişmeler nedeniyle göz ardı edilmemesi gereken bir konudur.
Karpaz yarımadası Kıbrıs’ın tüm yasal sakinleri de dâhil olmak üzere, tüm Kıbrıslıların bir zenginliğidir. Bu bölge tarihi, kültürel ve çevresel olarak büyük öneme sahiptir. Tüm bunlara rağmen, son yıllarda yaşanan gelişmeler, ana özellikleri bölgenin ticarileştirilmesine ve doğal çevresinde yıkıma yol açacak olan kapsamlı bir dönüştürme uğraşısının ortaya koyulduğunu göstermektedir.

Son yıllarda bölgede Türkiye’nin yatırımlarının yoğunlaştığına ve bunların ekosistemi tehdit etmesine tanık olmaktayız. Tüm bunlar yaşanırken, aynı esnada bölgede Avrupalı uzmanlar tarafından yapılan değerlendirmelerde AB tarafından korunma altına alınması yönünde önerilen bölgede 13 farklı tip doğal ortamın bulunduğu görülmektedir.

Karpaz’ın büyük bir kesimi Özel Koruma Bölgesi olarak nitelenmekte ve NATURA 2000 ağına dâhil edilme perspektifine sahip bölgeler olarak sıralanmaktadır.

Somut olarak Karpaz bölgesi Kıbrıs’ın kuzeyinde bulunan ve ender rastlanan bitki örtüsü nedeniyle ağa dâhil edilmesi söz konusu olan toplam 6 bölgeden biridir. Bu nedenle de AB tarafından 2006 yılında Kıbrıstürk toplumuna yardım programı çerçevesinde bölgenin korunması ve idaresi için teknik destek amacıyla 5 milyon avro tahsis edilmiştir.
Karpaz yarımadasının tarihi ve kültürel yapısını tehlikeye sokacak bir şekilde Karpaz bölgesinin alışılmış bir turistik bölge haline getirilmesi hedefiyle, 2007 yılından bu yana Kıbrıstürk toplumunun liderlikleri tarafından bu bölgede gerekli alt yapıların yaratılması yönünde bir uğraşı ortaya konulmaktadır. Özellikle Türkiye’den gelen yabancı sermaye ve yatırımlar “üç yıllık protokoller” diye adlandırılan programlardan kaynaklanmakta ve işgal altındaki bölgelerde sosyal ortamı yeniden yapılandırmayı ve dolayısıyla doğal çevreyi şiddetle değiştirmeyi hedeflemektedirler.

İzninizle bu “protokoler”in ilgili maddelerine kısaca değinmek istiyorum. 2003-2004 yıllarında bölgede 3.500 yataklı otellerin oluşturulması için 144 milyon dolarlık yatırım yapıldı. 2008 yılında yatak sayısı 15.000’e çıkarılarak Vokolida ve Trikomo’daki yatırımların tamamlanması için yeni “protokol” imzalandı. Ayrıca Karpaz bölgesinde yeni konuk evleri yapılmasına ilişkin bir proje daha hazırlandı.

Son dönemde, Apostolos Andreas manastırına giden yolun genişletilmesine yönelik çalışmalar yapılıyor. Kıbrıs’taki AB Temsilciliği’nin belgesinde belirtildiği üzere, “yol güvenliği açısından duyulan endişeler yola yeni asfalt döşenmesini gerekçelendiriyor, ama yolun güzergâhında değişikliğin ya da yolu her hangi bir şekilde genişletmenin bölgeye gelen ziyaretçi sayısında değişikliklere yol açması olasıdır, bu da Karpaz gibi, bu kadar çok hassas bir bölgede, yaşayabilir ziyaretçi hacminin aşılmasına yol açabilir”. Ayrıca AB Karpaz’ın Özel Çevre Koruma Bölgesi’nde ahşap yapıların kontrol dışı bir şekilde yaygınlaşmasından duyduğu endişesini ifade etmektedir ve bu AB tarafından finanse edilen idare planıyla da uyuşmamaktadır.

Bu mantık dışı ve illegal çerçevede yeni oteller ve yol ağları inşa edilmekte, Türkiye üniversitelerinin bölümlerinin ve Türk futbol kulüplerinin faaliyetleri için bu yörede toprak satılmaktadır.

Sevgili dostlar,
On beş gün önce Avrupa Komisyonu’nun Genişleme ve Komşuluk Politikası konularından sorumlu üyesi Stefan Füle işgalci lidere bir uyarı mektubu gönderdi ve başta gelecek Eylül ayında yapılması programlanan ve organizatörlerine göre yaklaşık 80 bin kişinin Karpaz’ın güney sahillerine geleceği belirtilen bir müzik festivali nedeniyle işgal altındaki bölgede çevre aleyhine işlenen cinayetler hakkında onu eleştirdi. Böylesi bir festival şüphesiz bu kadar hassas bir ekosistemde telafi edilemeyecek zararlara yol açacaktı. Bu festivalin o bölgede değil, Karpaz’ın başka bir yerinde yapılacağı yönünde yapılan açıklamalar bizi rahatlatmamaktadır. Bütün yarım ada önemli bir doğa abidesini teşkil ettiği için, bu festivalin Karpaz dışında bir yerde yapılması yönünde çabalamalıyız. Ayrıca şunu da kaydetmeliyiz ki, festivalin başka bir yere taşınması Kıbrıslıtürk örgütlerin çalışmaları sonucunda başarılmıştır.

Avrupa Komisyonu üyesi Sayın Füle AB kendi açısından Kıbrıstürk toplumunun desteklenmesine yönelik taahhütlerini yerine getirerek, gerekli maddi kaynakları sunarken, “NATURA 2000” Avrupa Ağı’na dâhil olma perspektifine sahip olan bölgelerde yol açılan yıkım hakkında Sayın Derviş Eroğlu’dan yazılı izahat vermesini istedi. Sayın Füle gerekli uyum gösterilmediği takdirde, Komisyon tarafından verilen ekonomik yardımın durdurulacağı yönünde özellikle uyardı.

Bu noktada izninizle AKEL’in tezini dile getirmek istiyorum: Kıbrıstürk toplumuna yönelik Avrupa ekonomik yardımının kesilmesini kesinlikle arzulamıyoruz. Tam aksine, yasalara uygun bir biçimde yapılması ve sonuç verici olması kaydıyla bu politikayı destekliyoruz. Karpaz’ın ve aynı zamanda yasa dışı bir şekilde ormanların zarara uğradığı Beşparmak dağlarının ve diğer bölgelerin korunmasına yönelik ortak hedefin başarılması için ekonomik desteğin gerekli olduğuna inanıyoruz.

Karpaz yarımadasında yapılan yapısal değişiklikler, sosyal ortamın değiştirilmesi ve altyapılar ayrıca bölgenin fauna ve florasında da önemli zararlara yol açmaktadır. Aynı zamanda demografik değişiklik ve bölgedeki mülkiyet modelinin değişimi hedeflenmektedir. Yabancı sermaye sadece toprak satın almaya değil çağrılmamaktadır, aynı zamanda bu kadar yoğun bir biçimde çözümü için hepimizin mücadele ettiği Kıbrıs sorununun çözümünü zora sokan defakto oldubittiler yaratılmaktadır. Tüm bunlar olurken, adaya yasa dışı bir biçimde nüfus taşınması ve yerleştirilmesi sonucu azınlık haline getirilen Kıbrıstürk toplumu işgal ve Türkiye’nin izlediği strateji nedeniyle yok olmaya itilmektedir.

Sevgili dostlar,
Adamızın ekosistemi objektif olarak birleşik ve bölünmezdir, ama 1974 yazından itibaren adanın şiddetle ve doğal olmayan bir biçimde bölünmesi ve devam etmekte olan işgal çevre ile ilgili bir dizi sorunun ortaya çıkmasına ve keskinleşmesine yol açmaktadır ve bu sorunların birleşik ve toplu bir şekilde ele alınmasını engellemektedir.

Karpaz yarımadasında mantık dışı ve yasa dışı bir şekilde gelişimin bölgenin ekosistemine, kültürel ve tarihi ortamına zarar verdiğinin, demografik yapının değiştirildiğinin, Kıbrıs sorununun mevcut koşullarda olabildiğince adil, kalıcı ve yaşayabilir bir çözüme kavuşturulması çabalarına engel olduğunun teyit edilmesi ivedidir. Bu nedenle de bu bölgede mantık dışı ve yasa dışı bir şekilde gelişim yönünde ortaya koyulan teşebbüsler terk edilmelidir. Sadece çevre ile ilgili sorunların değil, sosyoekonomik sorunların da çözümü yönünde Kıbrıslıtürk yurttaşlarımızla birlikte kolektif faaliyet gereksinimi giderek daha da artmaktadır.

AKEL, işgal altındaki bölgede yaşanan demografik yapının değiştirilmesiyle ilgili olarak AB’yi gerçek duyarlılık göstermeye çağırmaktadır. Karpaz yarımadasındaki çevresel yıkım, Türkiye burjuvazisinin siyasi ve ekonomik bir aracını teşkil etmektedir ve İslamcı büyük sermaye aracılığıyla yasa dışılığın kök salması hedeflenmektedir.

Bu açık yaraya karşı Kıbrısrumların ve Kıbrıslıtürklerin ortak mücadelesinin güçlenmesini arzuluyoruz. AKEL, böylesi sorunların sadece birleşik bir Kıbrıs’ta çözüme kavuşturulabileceğini hatırlatarak, bu alandaki mücadelede de öncü olacaktır.

Teşekkür ederim.

1.6.2013

PREV

“Demografik yapının değiştirilmesi ve Karpaz yarımadasındaki çevresel yıkım” ve Avrupa boyutu konulu etkinlikte AKEL – Sol Yeni Güçler Milletvekili ve Meclis Çevre Komisyonu Başkanı Dr. Αdamos Adamu tarafından yapılan konuşma

NEXT

Mihalis Pumburis’in “Ali’nin Maceraları” kitabının sunumunda AKEL M.K. Genel Sekreteri Andros Kiprianu tarafından yapılan konuşma