
AB’nin militarizasyonu barış açısından tehlike teşkil etmekte ve halkların yaşam düzeyinde gerilemeye yol açmaktadır
Avrupa Konseyi aldığı kararlarla özünde savaş hazırlığı anlamına gelen AB’nin tehlikeli militarizasyon sürecini damgalayıp onayladı. AB’nin kararlaştırdığı “Avrupa’nın yeniden silahlanması” ve “savaş ekonomisi” bir yandan bir dünya savaşı kabusunu daha da yakınlaştırmakta, diğer yandan Avrupa halklarının yaşam düzeylerinde yeni bir tarihi gerilemeye yol açmaktadır.
AB ve liderleri üye devletlerin sosyal ve kalkınma harcamalarına yönelik olarak kamu maliyesi disiplini ve kemer sıkma yasalarının katı bir şekilde uygulanmasını dayatmaya devam ederken, silahlanma ve askeri teçhizat söz konusu olduğunda kamu maliyesi kurallarının esnetilebileceğini bir gecede keşfettiler ve Ursula von der Leyen’in açıkça belirttiği gibi büyük bir kısmı Avrupa Uyum Fonu’ndan eksiltilecek olan 800 milyar avroyu savaş sanayiine kanalize etmeye karar verdiler. Avrupa-Atlantik ekseninde ortaya çıkan ihtilaflara rağmen, Avrupa Konseyi aldığı kararlarla “NATO’yu tamamlayıcı” bir Avrupa savunmasından söz etmekte ısrar ediyor.
Hristodulidis hükümeti bu tehlikeli ve çıkmaz yolun bir parçasıdır. Sosyal politikalardan savaş endüstrilerine kaynak aktarımı yönündeki kararları desteklemekte, AB-NATO iş birliğinin derinleşmesine onay vermekte ve savaşın devam etmesi için Ukrayna’nın silahlandırılmasını desteklemektedir. Diğer yandan, işgalci ve saldırgan bir güç olan Türkiye’nin de Ukrayna sorununa karışmasının Zelenski hükümeti tarafından dört gözle beklendiği bilinmekte ve Kıbrıs hükümetinin de bu isteği açıkça desteklediği görülmektedir.