BM Genel Sekreteri’nin raporları hakkında AKEL’in açıklaması
BM Genel Sekreteri’nin raporları Kıbrıs sorununun içinde bulunduğu tehlikeli ve hayal kırıklığı yaratan noktayı yansıtmaktadırlar. Müzakere sürecinde uzum zamandır süregiden çıkmaz, ülkemizin ve halkımızın bölünmesini kalıcılaştırmak isteyen işgalci gücün ekmeğine yağ sürmektedir.
Ana sorun son yıllardaki raporlarda Kıbrıs çözümünün temeline (siyasi eşitliğe dayalı iki bölgeli, iki toplumlu federasyon çözümüne) ilişkin açık bir atıf yapılmamasıdır; bu, endişelere yol açan ve bazı tehlikelere gebe bir durumdur. Ayrıca müzakerelerin 2017’de kesintiye uğradığı yerden yeniden başlatılmasının gerekliliğine, müzakere müktesebatının tümünün korunmasına ve Guterres Çerçevesi’ne atıfta bulunulmaması da müzakerelerin yeniden başlatılmasını hiç kolaylaştırmamaktadır. Ancak BM Genel Sekreteri’nin yıllar boyunca beyan ettiklerine her iki taraftan da bir yanıt alamamasının ardından bunlara atıfta bulunmaya son verdiğine işaret ederiz.
Türkiye’nin taksimci talepleri karşısında Kıbrısrum tarafının çözüm zeminine ve müzakere çerçevesine mutlak bağlılığı ve tutarlılığı bir kalkanı teşkil etmektedir. Tabii ki bulunduğumuz noktada, müzakere sürecinin kalınan yerden Guterres Çerçevesi ve varılan yakınlaşmalarla devam ettirilebilmesi için Cumhurbaşkanı siyasi görüş beyanlarının ötesinde tutarlılığa her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulduğunu hissetmelidir. Ayrıca, AKEL’in enerji konusuyla ilgili olarak defalarca önerdiği gibi inisiyatifler üstlenilmesi de gerekmektedir.
AKEL Kıbrıs sorunun çözüm zemininin her hangi bir şekilde tersyüz edilmesine, Erdoğan-Tatar’ın «egemen eşitlik» ve iki devletli çözüm iddialarına, örtülü bir biçimde konfederasyonu ve taksimi öne süren “yeni fikirlere” rıza göstermeyeceğini her yöne beyan etmektedir. Vatanımızın kurtuluşu ve yeniden birleşmesi için, tüm Kıbrıs ve tüm Kıbrıslılar için barış ve güvenlik dolu bir geleceğe giden tek yolun Kıbrıs sorununun mutabakata varılan zemin ve çerçevede çözümü olduğunu tekrarlamaktan yorulmayacağız.
