Home  |  Konuşmalar   |  Dimitris Hristofyas’ı Anma Etkinliğinde AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu Tarafından Yapılan Konuşma

Dimitris Hristofyas’ı Anma Etkinliğinde AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu Tarafından Yapılan Konuşma

Dimitris Hristofyas, aramızdan ayrılalı 2 yıl oldu.

Böyle insanların aramızdan ayrılmasının ardından hiç kimse geriye ne kalır diye kendi kendine soruyor mu? AKEL’in tarihi lideri, Kıbrıs Cumhuriyeti eski Cumhurbaşkanı, Meclis eski Başkanı, uluslararası hareket ve uluslararası alanda değerli bir şahsiyet.

Zor ve kritik dönemlerde yoldaşlarıyla birlikte partiye öncülük eden bir lider. Alkışlanan ve eleştirilen, en üst basamaklara yükselen, zor kararlar almaya çağrılan, katı hatta bazen insanlık dışı ve etikten uzak eleştirilere maruz kalan bir lider.

Peki, tüm bunlardan geriye ne kaldı? Her şeyden önce bir insanın anısı, yoldaşlarıyla birlikte tüm başardıkları, eşit bir yoldaş olarak pek çoklarıyla birlikte mücadele etmiş bir insanın siyasi mirası.

Dimitris gerçeği seven bir insandı.

Bu nedenle de her şeyden önce tarihi gerçeği cesaretle savunuyordu. Bizzat kendisinin, tüm halkımızın yaşadığı gerçeği. Önce EDON’da ve sonra AKEL’de O ne kelimelerin ardına saklandı, ne de gerçekleri başka türlü sundu. Milliyetçilik ve şovenizm suç ve cinayetler işledi. Kıbrıslırumlar da, Kıbrıslıtürkler de bu suç ve cinayetlerin kurbanı oldu. İhanet ihanetti, cinayet cinayet. Yaşananların unutulmasını, zamanla suçluların aklanmasını veya olayların tahrif edilmesini kabullenmez, hatta Kıbrıs aleyhine işlenen başka bir suç olarak görürdü. Ancak bu memlekette yaşanan her şeyi, gerçeği bildiğimiz ve kabul ettiğimiz takdirde geçmişin yaralarını kapatıp ilerleyeceğimize sarsılmaz inancı vardı.

“Komünist misiniz Sn. Hristofyas?”, “Hem de fazlasıyla, komünist, demokrat”. Dünyanın çeşitli yerlerinde kızıl bayrak gönderden indirilirken, Hristofyas başka bir şey oluyormuş gibi davranmadı, saklanmadı, kelimelerle oynamadı. O kritik dönemde AKEL’in liderliğinde yer alan yoldaşlarıyla birlikte ilkelerinden, değerlerinden ve ideallerinden vazgeçmedi. Onlar kendilerini dar bir çerçeveye hapsetmediler. Dünya görüşünden ve felsefeden aldıkları güç ve inançla adımlar atmaya cesaret ettiler; kim olduklarını, neye inandıklarını, ülke ve dünya için vizyonlarını herkese daima açık ve dürüstçe söylediler.

Dimitris, tüm Kıbrıs’ı, tüm Kıbrıs halkını seven bir insandı.

Bu ülkede son yolculuğunda Kıbrıslırumlar ve Kıbrıslıtürkler, Maronitler, Latinler ve Ermeniler tarafından bu derece onurlandırılan başka bir lideri hatırlayamıyorum. Çünkü O tüm yaşamı boyunca Kıbrıs halkının tümü için mücadele ettiğini söylüyor, buna inanıyor ve bunu hayata geçiriyordu.

Kıbrıs sorununun çözümü onun yaşam hedefiydi. İlkeler temelinde, Kıbrıslıtürk toplumu ve uluslararası toplumla üzerinde anlaşmaya varılmış, iki bölgeli iki toplumlu federasyon çözümü. Hristofyas için bu bir slogan değil, güçlü bir inançtı. Kıbrıs sorununun çözümü için hedefin ve yolun ne olduğunu Kıbrıs halkına samimiyetle dile getiriyordu. Tutarlılık, ciddiyet ve süreklilikle buna odaklanmıştı.

Kıbrıs sorununun çözümü için görüşmelerde bulunduğu dönem, yıllarca tartışılan ve sonuçsuz kalan konularda yakınlaşmaların başarıldığı bir dönem olarak tarihe geçti. Yurdumuzun kurtuluşu ve yeniden birleşmesi için Kıbrıslırumlar ve Kıbrıslıtürkler arasında güvenin geliştirilmesi ve ortak mücadele, yeniden yakınlaşma politikası Hristofyas’ın liderliği döneminde AKEL’in politikasının bir parçası olarak önemli derecede güçlendi.

Dimitris gençliği seven bir insandı.

Bizzat kendisi gençlik hareketi içerisinde ve mücadelelerinde yetişen bir kadroydu. Toplumun ve Halk Hareketi’nin en değerli ve özverili kesiminin gençler içerisinde olduğunu asla unutmadı. Bu nedenle de gençlerin arasında olmaya, sadece genç yoldaşları değil, bütün gençleri dinlemeye, onlarla diyalog içerisinde olmaya, onların endişelerini ve ihtiyaçlarını anlamaya her zaman özen gösterdi ve gençliği destekleyen, önünü açan politikaları benimseme cesaretini gösterdi.

Dimitris’i kültürü seven bir insandı.

AKEL’in liderliğini üstlendiğinde partinin kültür politikasını belirlemek için bir yardımcı büro kurdu. Bu büro aracılığıyla AKEL kültür ve yaratıcılık dünyasıyla bağlarını kurdu ve güçlendirdi. Elbette AKEL’in kültürle ilişkisi o zaman doğmadı, partinin kurulduğu daha ilk yıllardan itibaren bu ilişkiler vardı. Ancak Hristofyas döneminde partinin kültür politikası daha da gelişti. Bunun nedeni şahsen kendisinin ve kolektif olarak liderliğin siyasi bilincin geliştirilmesinde kültürel mayalanmanın önemini, kültürel konularda görüşler ve çalışmalar üretmenin önemini kavramış olmasıdır.

Dimitris insanı seven bir insandı.

İnsana, evrensel ideallere ve sömürüye karşı mücadeleye hizmet eden ideolojiyi sadece inançla savunmakla kalmadı; sıkça maruz kaldığı insanlık dışı saldırılara rağmen, siyasetin sert ortamında insanlığını kaybetmemeyi de başardı.  Her politikanın belirlenmesinde onun temel ölçütü insana, halka hizmet etmesiydi. Hem büyük hem küçük meselelerde onun derdi insandı. Karşılaştıkları zorluklarda, sağlık sorunlarında, acı ve sıkıntılarda, yaşam mücadelesinde Dimitris’in insani düzeyde ne kadar destek olduğu veya yardım ettiği hakkında söyleyecek hikâyeleri olan insanlarla tüm bu yıllar boyunca hepimiz karşılaşmadık mı?

Dimitris cesaret eden bir insandı.

O, dönemin koşulları açısından oldukça genç yaşta, henüz 42 yaşında yoldaşlarıyla birlikte AKEL’in liderliğini üstlendi. Dönemin büyük ideolojik ve politik meseleleri hakkında cesur, açık ve dürüst bir şekilde konuşmaya cesaret etti. Yoldaşlarıyla birlikte hâkim akıma karşı çıkıp AKEL’in kapılarını açma, partinin işleyişinde ve çalışma biçiminde değişimleri öne çıkarma, partinin politikasına yeni bir soluk verme, eylemini ve faaliyetlerini genişletme cesaretini gösterdi. Tüm bunlar AKEL’in toplum içinde ve siyasal yaşamda kazandığı nüfuza ve sandığa da yansıdı. AKEL Hristofyas döneminde devlet makamlarını, Meclis Başkanlığı’nı ve Cumhurbaşkanlığı’nı talep etme adımını atma cesaretini gösterdi.

Meclis Başkanlığı’ndaki görevi sırasında parlamenter demokrasiyi güçlendirerek, Meclis’in kurumsal rolünü ve aynı zamanda günlük siyasi işlevini geliştirerek Meclis kurumunun içeriğini iyileştirdi.

Objektif olan herkes Hristofyas hükümeti döneminde Kıbrıs sorunundaki tarihi özellikleri tespit edebilir. O dönemde Kıbrıs sorununun çözümü için pek çok yandan birleştirici öneriler sunuldu. Kıbrıslırumların ve Kıbrıslıtürklerin ortak yurtlarında, Kıbrıs Cumhuriyeti’nde barış ve güvenlik içerisinde bir arada yaşamaları perspektifini sunan öneriler. Hayatın kendisinin haklı çıkardığı ve çıkarmaya devam ettiği somut siyasi tezler ve önerilerle bu vizyon ilk kez ete kemiğe büründü.

Hristofyas döneminde ekonomi açısından zorlukların yaşandığı koşullarda başka bir perspektifin, enerji penceresinin açılması mümkün oldu. Enerjiyi ülke için barış ve halk için refah faktörü kılma hedefi o dönemde izlenen politikayla korundu. Ayrıca ekonomik kriz koşullarında emekçilerin ve toplumun savunmasız kesimlerinin yararına bir direniş ve koruma hattı çizildi.

Hristofyas döneminde halk gerçeği duydu. Yolsuzluk, karmaşık çıkar ilişkileri ve siyasi entrika olgularına karşı halkın önünde her şeyden önce bizzat kendisi örnek teşkil eden bir insan vardı. Kıbrıs’ın içinde ve dışında herkesin önünde, en büyük derdi yurdun istiladan kurtulması ve yeniden birleşmesi, bir avuç azınlığın değil geniş halk kesimlerinin çıkarları, ihtiyaçları ve beklentileri olan samimi ve dürüst bir muhatap vardı.

Dimitris, KKP-AKEL’in 80. Yıldönümü onuruna gerçekleştirilen kongrenin kürsüsünden şunu diyordu: “Geniş halk kitlelerinin çıkarlarının savunucusu olduğumuz, emekçilerle bağlarımızı güçlendirdiğimiz sürece, Kıbrıs sorununda ve ülkenin büyük ya da küçük bütün önemli sorunlarında doğru politikaları izlediğimiz sürece ne ‘Yeni Dünya Düzeni’, ne de küresel değişimler Sol’u Kıbrıs halkının bilincinden ve yüreğinden çıkaramaz.”

AKEL ve Halk Hareketi açısından bu kritik ve zor dönemde hepimiz bunu hatırlamalıyız. Bizim doğamız gereği yerimiz, halkla olan bağlarımızdadır; sürekli temas ve iletişimimizdedir; emek dünyasının, yaratıcılığın, aydınlık düşüncelerin var olduğu ve nefes aldığı her yerdedir; öncü, yeni, radikal olan her şeyin doğduğu yerdedir; dışarda yollarda, toplumun içerisindedir. Bir hareket olarak içinde doğduğumuz ve bir kitlesel parti, gelişmelerde ağırlığı ve rolüyle sözü geçen, deneyimli ve yetenekli geniş bir halk cephesi olmak için içinde büyüdüğümüz temellerdedir.

Bugün bu mütevazı etkinlikle Dimitris Hristofyas’ı saygı, sevgi ve onurla anıyoruz. Onun, yoldaşlarının, Halk Hareketi’nin sürecini, yıllar boyu yaptıklarını hatırlamaya daha fazla ihtiyacımız var; mekanik bir şekilde kopyalamak için değil; ideallerimizde ısrarın, özgüvenin, sıkı çalışmanın, yenilenmenin, değişim cesaretinin, halk içerisinde, halk tarafından ve halk için yeniden yükselen gücün zor bir dönemde neleri başarabileceğini tekrar görebilmemiz için!

PREV

Sol Hareket 1. Olağan Kongresi’ne AKEL’in mesajı

NEXT

II. İki Toplumu Fotoğraf Yarışması’nın Ödül Töreninde AKEL Meclis Grubu Sözcüsü Yorgos Lukaidis Tarafından Yapılan Konuşma