Troodos’ta Gerçekleştirilen Etkinlikte AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu’nun Konuşması
Bu yıl da buradayız. 61 yıldır yaptığımız gibi EDON’la randevumuza daima sadık olarak, Troodos’tayız. Kurtuluş, yeniden birleşme ve barış için mücadele eden güçlü sesiyle Kıbrıs gençliği burada.
Gençliğimiz “Asla Taksim’le uzlaşmayacağız” diye haykırarak Halk Hareketi’nin mücadelelerinin en ön safında yerini alıyor. İşgalle asla uzlaşmayacağız, yarım vatanla asla uzlaşmayacağız.
46 yıl çok uzun bir süredir. 46 yıldır halkımız bölünmüş, kendi yurdunda mülteci olmuş bir şekilde bugününü yarınından ayıran tel örgülerle yaşıyor. Kıbrıs sorununun çözümü halkımız için ölüm-kalım meselesidir. Kıbrıs sorunu çözülmezse Kıbrıslırumlar doğdukları topraklarda yasadışı bir yapıyla, binlerce askerle ve yasadışı nüfus taşınmasının yavaş yavaş tüm Kıbrıs’a yayılması tehdidiyle yaşamak zorunda kalacaklar. Kıbrıslıtürkler Türkiye’nin askeri, siyasi ve ekonomik kontrolünün dışında geleneksel olarak laik bir toplumun İslamlaştırma baskısı altında tamamen yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacaklar.
Kıbrıslırumlar ve Kıbrıslıtürkler olarak aynı tehlikelerle karşı karşıyayız. Toprak üstünde oldubittileri zamanın kalıcılaştırması tehlikesiyle, bildiğimiz ve yaşadığımız şekildeki Kıbrıs’ı kesin ve nihai olarak yok edecek taksim tehlikesiyle karşı karşıyayız.
Bugün önümüzdeki ikilem federasyon ile taksim arasındadır. Kıbrıs’ın kurtuluşu ile işgalin devamı arasındadır. Ara yol yoktur.
İki toplumda da milliyetçiler, ki sadece onlar da değil, yeniden birleşme perspektifine karşı savaşmaya devam etmekte ısrar ediyorlar. Şimdi dahi, taksime beş kala kimileri başka bir yolun var olduğunu savunuyorlar. 1960 devletinden daha iyi bir şeye gitmemizin yolunun var olduğunu savunuyorlar. Sanki yurdumuzda son 46 yılda hiçbir olmamış gibi davranmakta ısrar ediyorlar. Nutukları, büyük sözleri ve boş sloganlarıyla halkı uyutmak istiyorlar.
Onlara açık ve kararlı bir şekilde siyasi olarak yanıt vermekte ısrar ediyoruz. Yeniden birleşmeyi hedefleyen bir harekette halkı birleştirmekte ısrar ediyoruz. Ortak antiemperyalist, antifaşist bir cephede Kıbrıslırumları ve Kıbrıslıtürkleri bir araya getirmekte ısrar ediyoruz. AKEL’in on yıllardır yaşama geçirdiği politika budur. Yurdumuza ihanet eden ve yaralayan her şeyin nihai ve kesin bir şekilde geride kalması için tek yol budur.
Bölgemizde yaşananlar ve aynı zamanda Türkiye’nin saldırgan tutumu nedeniyle, Kıbrıslırumlar ve Kıbrıslıtürkler, halkımız her geçen gün kendini daha az güvende hissediyor. Zırhlandığımız, güvende olduğumuz ve Kıbrıs sorunu çözümsüz kalmaya devam etse de engellenmeden planlarımızda ilerleyebileceğimiz yönünde Anastasiadis-DİSİ hükümetinin halkta yanılgılar yarattığını ne yazık ki yaşananlar gelişmeler açıkça gözler önüne sermektedir. Ne yazık ki bir kez daha AKEL’in öngörüleri teyit edildi. Tüm bu yaşananlar Cumhurbaşkanını, Dışişleri Bakanını, hükümettekileri ve DİSİ’yi düşündürmesi gerekirken, onlar her şeyin iyi gittiği havasındalar. Sorumluluklarını üstlenip, önceliklerini değiştirmek yerine, kendi tutumlarının sonuçları hakkında sorumlulukları AKEL’e yüklüyorlar.
Türkiye’nin yol açtığı sorunlara sonuç alıcı bir şekilde karşı koymanın tek yolunun Kıbrıs sorununun çözümü olduğu artık apaçık ortadır. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenlik haklarını savunup, Türkiye’nin provokatif tavrına kapılmamız gerekir. Kıbrıs sorununun çözümünün ne kadar zor olduğunun bilincinde olarak çözümün başarılması çabalarına odaklanmaya devam etmeliyiz.
Türkiye’nin yol açtığı gerilimle sorunlar çözülmüyor, artıyor. Kıbrıs sorununun çözümüyle yurdumuzda ve Doğu Akdeniz bölgesinde işbirliği ve kalıcı barış perspektifini açacağız.
İşgali ve yasadışı nüfus taşınmasını sonlandıracak çözüm çerçevesinde birlikte yaşamaları güvence altına alındığında Kıbrıslırumların ve Kıbrıslıtürklerin gelecek umudu olabilir. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenliğini, bağımsızlığını, toprak bütünlüğünü ve birliğini yeniden sağlayacak, BM kararlarını, Doruk Antlaşmalarını, uluslararası hukuku ve Avrupa hukukunu temel alan bir çözümle, Kıbrıs’ı askersizleştirecek ve yabancı güçleri garantörlük ya da ülkemizin içişlerine müdahale hakkından men edecek, BM metinlerinde belirtildiği şekilde siyasi eşitlikli, iki bölgeli iki toplumlu federasyon çerçevesinde halkı, toprağı, kurumları ve ekonomiyi yeniden birleştirecek bir çözümle, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin devamı olacak birleşik bir devlete götürecek bir çözümle Kıbrıslırumların ve Kıbrıslıtürklerin gelecek umudu olabilir.
Kıbrıslırumlar ve Kıbrıslıtürkler olarak bu felakete birlikte son verebilir, yeni bir sayfa açıp yurdumuz için yeni bir tarihi birlikte yazabiliriz. Yurdumuzu yeniden birleştirip verdiğimiz ortak mücadelelerden fotoğraflara tekrar hayat verebiliriz. Biz, beklediğimiz arzuladığımız olalım. Bu memleketin yeniden birleşmesini, barış içerisinde yaşamasını ve ileri gitmesini isteyen Kıbrıslırumların ve Kıbrıslıtürklerin büyük nehri, biz, hepimiz ve daha nicemiz. Israr ediyoruz ve ısrar etmeye devam edeceğiz.
Bu memleket bizim! Kimseye bağışlamıyoruz!
Bu memleket bizim! Ve yurdumuzu yeniden birleştireceğiz!
26 Ocak 2020