Özker Özgür’ün aramızdan ayrılışının 10. Yıldönümünde AKEL ve Birleşik Kıbrıs Partisi (BKP) tarafından Özker Özgür’ün anısına gerçekleştirilen iki toplumlu etkinlikte AKEL Polit Büro Üyesi Stefanos Stefanu’nun konuşması
Yoldaşlar,
Bir AKEL kadrosu için Özker Özgür hakkında konuşmak gerçekten zordur. Hissettiği yoğun heyecan nedeniyle zordur. Özker Özgür AKEL’cilerin bilinçlerinde, yüreklerinde heyecan yaratan ve yokluğu sürekli olarak hissedilen önemli bir şahsiyettir. O, on yıllarca kendisiyle birlikte olmaktan onur duyduğumuz yoldaş ve Hoca, cesur bir Kıbrıslı yurtsever, Kıbrıs Sol’unun mütevazı bir lideri, bilinçli bir enternasyonalist ve antiemperyalistti. Vatanımız ve halkımız için, dünyanın ve insanlığın sosyalist geleceği için çabaları ve mücadeleleri, rüyaları ve vizyonları paylaştığımız yoldaşımızdı.
Özker, Baf’ın Vretça köyünde yoksul bir emekçi ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi ve bu, onun daha sonraki yaşam sürecine de mührünü vurdu. Nitekim O, “bir emekçi aileden geliyorum. Ne kadar uğraşsan, ne kadar çalışsan da, emekçilere yönelik görevlerin hiçbir zaman bitmez” derdi. Eğitimci olma vasfı onun bilincine ve dünya anlayışına da yansıdı. Özker bir söyleşide diyordu ki: “Bildiğiniz gibi, öğretmen her gün halkın çocuklarıyla beraberdir. Çocukların eğitimi, öğretimi için çabalarken, onların sorunlarıyla da karşı karşıya gelir. Öğrencilerin sorunlarının nereden kaynaklandığı sorusunu kendi kendisine sorduğu andan itibaren, politikaya önemli bir adımı atmış demektir”.
Özker Özgür sınıflı toplumun adaletsizliklerine ilişkin sorulara yanıtlar aramaya ve bu sorulara Marksizm’e ve sosyalizm düşüncesine inançla yanıtlar vermeye çok erkenden başlamıştı. Bu ideoloji, yaşamının son anına kadar O’na yoldaşlık eden büyük vatan sevgisiyle ve ender rastlanan erdemli bir insanla O’nun şahsında birleşti.
Yurttaşlar,
Özker Özgür’ün hoşgörülü ve sakin, ama aynı zamanda cesaretli ve açık görüşlü, kararlı ve tevazulu bir insan olduğu, derin analitik ve diyalektik düşüncelerinin etkileyiciliği konusunda O’nu tanıyan herkes aynı fikirdedir. O, Kıbrıs trajedisinin nedenleri hakkında çok net konuşuyordu. Darbe, Türkiye’nin rolü, kabul edilemez statüko hakkında her şeyi açık ve net bir şekilde söylüyordu. Kıbrıs halkının yarım yüzyılı aşkın bir süredir çektiği acıların kökünde NATOcuların yabancı müdahalelerin olduğuna işaret ediyordu.
1970’li yıllarda, TMT’nin ve Türkiye Büyükelçiliği’nin mutlak hâkimiyetinin olduğu koşullarda, Özker Özgür Kıbrıstürk toplumunda Sol’un ideolojik ve örgütsel olarak yeniden toparlanması için inisiyatifler üstlendi. 1976’dan itibaren lideri olduğu Cumhuriyetçi Türk Partisi, milliyetçilik karşısında ilerici kutup, Sol bir parti, Kıbrıstürk gençliğinin en devrimci unsurlarının bir araya geldikleri bir güç olma özelliklerini kazandı.
Özker, milliyetçilik ve şovenizme, “Enosis” ve “Taksim” sloganlarının yıkıcılığına karşı iki toplumun yeniden yakınlaşması politikasının önemli rolünü zamanında anlama siyasi ileri görüşlülüğüne sahipti. Milliyetçilerin iftiralarla, öfkeli polemiklerle yeniden yakınlaşmaya saldırdıkları bir dönemde, Özker Özgür Kıbrıslıtürklerin ve Kıbrıslırumların yeniden yakınlaşması ve kardeşliği bayrağını yükseklerde dalgalandırdı. O zaman ve bu siyasi içerikle, AKEL ve CTP’nin ortak mücadele ilişkisi güçlendi. Ezekias Papayuannu ve Özker Özgür’ün liderliğinde iki parti, çözüm, barış ve yeniden birleşme sloganına somut bir biçimde işgal karşıtı ve antiemperyalist içerik vererek, Kıbrıs sorununun çözümü için ortak tezler üzerinde çalıştılar.
İki parti olarak, Kıbrıs’ın yabancı ordulardan ve sözde “anavatanlar”dan kurtulması gerektiği konusunda anlaştık. Kıbrıstürk toplumunun kimliğinin korunabilmesi için, adaya nüfus taşınmasına son verilmesi gerektiği konusunda anlaştık. Kıbrıs devletinin, tek ve bölünmez egemenliğinin, tek vatandaşlığının ve tek uluslararası kimliğinin olması gerektiği konusunda anlaştık. Birleşmiş Milletler’in belirttiği şekilde iki toplumun siyasi eşitliliğinin olacağı, iki bölgeli, iki toplumlu bir federasyon kurulacağı konusunda anlaştık. Kıbrıs’ın tek vatan, Kıbrıslıların tek halk olmaya devam etmesi için bütün gücümüzle mücadele edeceğimiz konusunda anlaştık!
Özker, tarihte Kıbrıs’ın tutarlı ve öncü mücadelecileri arasında yerini aldı. Hiç yanılmaz olduğu için değil, zaten kendisi de asla bunu iddia etmedi. O, sarsılmaz inançla ilkeleri savunduğu için tutarlı ve öncü bir mücadeleci olarak tarihe geçti. Çünkü O, milliyetçiliğe ve Denktaşçılığa karşı, Türkiye’nin düzenine karşı direnerek, yeniden birleşme davasını hiç geri adım atmaksızın savundu. Özker’in pasaportuna el koyulup, Türkiye’ye sadece vize alarak girmesine izin verilen tek Kıbrıslı lider olması O’nun yurtseverlik, tutarlılık ve onur nişanıdır.
Dostlar,
Özker Özgür’ün anısına bu akşamki etkinlikte bir kez daha kesin bir biçimde beyan ediyoruz ki: AKEL’in, çözüm ve yurdumuzun yeniden birleşmesi hedefinden sapması asla söz konusu olamaz. AKEL, Kıbrıs sorununda ilkeli politikasını sürdürecektir. Bugün muhalefetteyiz. Karşımızda gerici, Sağ bir hükümet olsa da, biz, toplumlararası müzakereleri tutarlılıkla desteklemeye devam ediyoruz. Düşüncelerimiz ve önerilerimizle yaratıcı bir biçimde katkıda bulunmaya devam ediyoruz. Bunlara paralel olarak, iki toplumlu temaslarda ve yeniden yakınlaşmada öncü olmaya devam ediyoruz
Sevgili yoldaşlar,
On yıl önce, Özker Özgür’ün vefatından birkaç ay önce, hınca hınç dolu büyük bir toplantı salonunda, AKEL, O’nu partinin 80. Yıl madalyasıyla onurlandırdı. Özker, kendi evi, kendi partisi olarak gördüğü partiden tarafından en yüksek düzeyde onurlandırıldı. O anda AKEL, çok değerli bir mücadele ve düşünce mirası bırakan bir Kıbrıslıtürk yoldaşı, seçkin bir şahsiyeti onurlandırıyordu. AKEL, O’nun şahsında 1948’lerde maden ocaklarda mücadele eden işçi sınıfının alın teriyle halkımızın birliğini yoğuran; halkın ekmeği ve yurdun özgürlüğü ideallerini kanlarıyla yazan; bütün Kıbrıslılara, bağımsız Kıbrıs’a inançlarını “onur kaligrafisi” ile yazan; Kıbrıslıtürklerin ve Kıbrıslırumların dostluğunu çelikleştiren bütün Kıbrıslıtürk mücadelecileri onurlandırıyordu.
Özker Özgür gibi yurtseverler insanlar umudu canlı tuttular; iki toplum arasındaki köprüleri ayakta tuttular. Ve inanın ki yoldaşlar, Kıbrıs sorununu çözdüğümüzde, o gün Özker Özgür’ün, Kavazoğlu ve Mişaulis’in, Hikmet ve Gürkan’ın ve halkımızın daha nice yiğit mücadelecisinin, Kıbrıslırumların ve Kıbrıslıtürklerin dostluğu için çalışanların güler yüzleriyle Kıbrıs’ın yeri, göğü aydınlanacak ve Özker’in kabrindeki zeytin ağacının dalları tüm adayı kucaklayacak.