Özker Özgür’ü anma etkinliğinde PEO Genel Sekreteri Pambis Kiritsis tarafından yapılan konuşma
Sevgili yoldaşımız, dostumuz ve hocamız Özker Özgür’ü kaybedişimizin üzerinden altı yıl geçti. O’nu kaybetmenin mücadeleci halkımız için ne kadar büyük bir kayıp olduğunun ve Kıbrıs’ın bu büyük siyasi şahsiyetinin yokluğunun ülkemizin içinden geçtiği bu kritik dönemde ne kadar hissedilir olduğunun bugün daha da fazla farkına varıyoruz.
Fiziki varlığını aramızda hissedemesek de O’nun anısının bizimle olması tesellimizdir. O’nun ideolojik ve siyasi emaneti bizimledir. Son anına kadar vatanımızın birleştirilmesi mücadelesine adadığı yaşamı ve çalışmaları bizimledir. Kıbrıslırum ve Kıbrıslıtürk, tüm Kıbrıslılar için daha güzel, barışçıl, güvenlikli ve mutlu bir geleceğin koşullarını yaratacak olan Kıbrıs sorununa onurlu, adil ve barışçıl bir çözüm bulunmasına adadığı yaşamı ve çalışmalarıyla bıraktığı mirası bizimledir.
Özker Özgür’ün bu hedefe ateşli sadakati ve bağlılığı tesadüfî değildi. Sömürünün ve haksızlıkların olmayacağı; din, ırk, renk farklılıklarının bir anlaşmazlık unsuru değil, bir zenginlik olacağı bir toplum vizyonuna yürekten inanan bir insanın, bir devrimcinin doğal ve içten inancıydı. Çünkü Özker Özgür insana inanıyordu.
Emperyalist entrikalara karşı birlik ve ortak eylemi ilan ederek çok çetin ve zor koşullarda yaşamına yönelik tehditleri dahi hiçe sayarak büyük siyasi ve manevi cesaretle milliyetçiliğe ve şovenizme karşı mücadele etti. Kısa insan yaşamında sadece bu mücadele aracılığıyla gerçek anlamı ve içeriği ayırt edilebilecek bir halk mücadelecisinin cesareti, kararlılığı ve samimiyetiyle büyük bir manevi ve siyasi mevcudiyet ortaya koydu.
Hoca’nın bu emanetini, bize bıraktığı bu zengin mirasını artık o aramızda olmasa da değerlendirebiliriz ve değerlendirmeliyiz.
O’nunla konuştuğumda, çalışanlarda antiemperyalist bilincin yaratılmasında Kıbrıslırum, Kıbrıslıtürk işçilerin ortak sendikal mücadelelerinin rolünün ne kadar önemli olduğunu pek çok kez bana dile getirmişti. Günlük yaşam mücadelesinde insanlar arasında yaratılan bağların ne kadar güçlü olduğunu ve Kıbrıslırumlarla Kıbrıslıtürklerin yeniden yakınlaşması, işbirliği ve eylem birliğinde ülkemiz sınıf sendikacılığı hareketinin, PEO’nun sorumluluğunun ne kadar büyük olduğunu bana pek çok kez belirtmişti.
PEO’nun DEV-İŞ ve ilerici Kıbrıslıtürk sendikalarla mükemmel dayanışma ve sınıfsal işbirliği ilişkileri içerisinde olduğu bir gerçektir. Bugün binlerce Kıbrıslıtürkün PEO’ya güven duyarak saflarında yer aldığı da bir gerçektir. PEO’nun görevi onları savunmak, haklarını korumaktır. Bu gerçekler Özker Özgür için bir umut ve iyimserlik kaynağıydı.
Bu çerçevede Kıbrıslırum ve Kıbrıslıtürk çalışanlar olarak 1 Mayıs’ı, 8 Mart’ı birlikte kutluyoruz, iş yerlerine birlikte ziyaretler gerçekleştiriyoruz, iki toplumlu buluşmalar, seminerler organize ediyoruz ve 1 Eylül Dünya Barış Günü’nü ve benzer faaliyetleri ortak eylemlerle kutluyoruz.
Bu ortak eylem ve ortak mücadele boşlukta verilmiyor. Üzerinde birlikte anlaşmış olduğumuz somut bir siyasi çerçeveye dayanmaktadır. DEV-İŞ ve diğer ilerici Kıbrıslıtürk sendikal örgütlerle ortak açıklamalarımızda ifade ettiğimiz ortak değerlere dayanmaktadır. Kıbrıs sorununa BM kararlarında öngörüldüğü şekilde siyasi eşitlikli iki bölgeli iki toplumlu federasyon çözümündeki ısrarımızı her fırsatta tekrarlıyoruz. Tek egemenliği, tek vatandaşlığı ve tek uluslararası kimliği olacak bir devlet için, Kıbrıs’ın askersizleştirilmesi için ısrarımızı her fırsatta tekrarlıyoruz.
Dostlar,
Ortak mücadele arkadaşlarım,
Özker Özgür’ü tanıma şansına sahip olanlar, O’nu en iyi şekilde anmanın ve onurlandırmanın O’nun çetin ama onurlu yolunda cesaretle mücadeleye devam etmek olduğunu çok iyi bilmektedir.
Barış ve adaletin mütevazı mücadelecisini, Kıbrıs işçi sınıfının lider şahsiyetini saygıyla anarken, Kıbrıslırumlar ile Kıbrıslıtürkler arasında, Kıbrıslılar arasında onurlu, kabul edilebilir ve gerekli bir uzlaşma için, iki bölgeli iki toplumlu bir federasyon çerçevesinde vatanımızın yeniden birleşmesi için mücadeleye ısrarla ve kararlılıkla devam edeceğimiz taahhüdümüzü tekrarlıyoruz.
Özker Özgür’ün bize öğrettiği gibi, “Yeni Dünya Düzeni’nin entrikalarına entegre olmamız asla söz konusu değildir. Yorulmanın ve zorlukların bizi Kıbrıs’ın ve Kıbrıs halkının çıkarlarına yabancı çıkarlarla çakışacak politikalara götürmesine müsaade etmemiz asla söz konusu olmayacaktır.
Kıbrıs sorununun çözümü Kıbrıs işçi sınıfı olarak toplumun gerçek çelişkileri üzerine odaklaşma olanağını bize verecektir. Kıbrıslıların gerçek efendisi olacakları ülkemizde işçi hareketi olarak Özker Özgür’ün hedeflediği ve uğrunda mücadele ettiklerini daha sonuç alıcı olarak talep edebileceğiz. Kıbrıslırum ya da Kıbrıslıtürk olmalarından bağımsız olarak, tüm emekçiler için daha fazla sosyal adalet, nitel olarak daha iyi yaşam ve daha iyi çalışma koşullarını talep edeceğiz.
Bu vizyon başarılamaz değildir. Gerçekçi ve gerçekleştirilebilir bir vizyondur. Ancak yaşama geçirilmesi için yılmadan, yorulmadan ısrarla çalışmak gerekmektedir.
Göreceğimiz film yorulmayan bir devrimci Kıbrıslı yurtsever savaşçının yaşamını ve kavgasını anlatmaktadır. Bu filme katkı koyan ve tamamlanmasında emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.
Bu film yalnızca bir sinema filmi değildir, halkımızın mücadelesine damgasını silinmez bir şekilde vuran ve yaptıklarına duyulan ihtiyaç her zamankinden daha fazla olan önemli bir şahsiyetin anısıdır.