Home  |  23. Kongre   |  Çevre-İklimsel Değişiklikler Hakkındaki Karar

Çevre-İklimsel Değişiklikler Hakkındaki Karar

AKEL’in 23. Kongresi iklim değişikliğinin sonuçlarının dünyada yaşamı tehdit ettiği ve insanlığı ciddi şekilde endişelendirdiği bir dönemde gerçekleştirildi. Çevresel ve ekolojik kriz gezegenin doğal kaynaklarının pervasızsa sömürülmesine dayanan ve bu nedenle sürdürülemez olan kapitalist sistemin, egemen küresel kalkınma modelininin, doğrudan sonuçlarından başka bir şey değildir.

 

Dünyada yaşam açısından hayati önemi olan bu krize karşı koyma daha adil, barışçıl bir dünya için mücadelenin bir bileşenidir. Covid-19 pandemisinin yaşandığı günümüzde, iklim değişikliği ve çevreye zarar verilmesinin sağlıkta etkilere ve pandemilere yol açacağı konusunda bilim dünyasının yıllardır uyarılarda bulunduğunu hatırlatmamazlık edemeyiz.

 

  • Bunları ve Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) ile eki Kyoto Protokolü’nü,

 

  • İklim değişikliği ve hastalıkların buluşma şekilleri arasındaki bağlantıya ilişkin Dünya Sağlık Örgütü’nün raporlarını,

 

  • Hükümetlerarası İklim Değişikliği Komitesi’nin (IPCC) “Gezegenin 1,5°C Isınması” başlıklı özel raporunda yer alan iklim değişikliğinin zararlı etkilerine ilişkin en son ve kapsamlı bilimsel verileri,

 

  • BM’nin 17 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefini,

 

  • İklim değişikliğinin tüm devletleri ve halkları ayrım gözetmeksizin etkilediğini ve yoksul devletlerin büyük derecede etkilendiğini,

 

  • Dramatik iklim değişikliklerinin ve aşırı hava olaylarının artan sıklığı ve yoğunluğunun, artan küresel ısınmanın ve deniz seviyesinin yükselişinin dünya nüfusunun en azından yarısı için artan yoksulluğun ve dünyadaki sosyoekonomik eşitsizliklerin artmasına katkıda bulunan günlük fenomenler olduğunu dikkate alarak AKEL 23. Kongresi yaşanan mevcut durumla ilgili yoğun endişesini ifade etmektedir. Mevcut iklimsel ve çevresel durumda felakete karşı koymak için acilen uluslararası dayanışmanın şart olduğunu vurgulamaktadır.

 

Biyoçeşitlilik kaybı pandemileri daha olası hale getirdiğinden, uzun vadeli stratejik bir yaklaşımla ele alınmalıdır. Gezegeni gerçekten kurtaracak bir planın esas olarak kaynak ve teknoloji tahsis ederek katkıda bulunmaları gereken zengin ülkeler tarafından oluşturulması gerekmektedir. AKEL 23. Kongresi iklim değişikliğine karşı mücadeleye Kıbrıs Cumhuriyeti’nin katılımını arttıracak tüm önlemlerin alınması ihtiyacını vurgulamaktadır.

 

Önümüzdeki yıllarda Kıbrıs’ta iklim değişikliğine ilişkin bilimsel öngörüleri ve bunun getirebileceği çok boyutlu etkileri dikkate alarak iklim değişikliğinin, özellikle çölleşme ve su sorunları üzerindeki ciddi etkilerine yönelik yoğun endişesini ifade etmektedir.

 

İçinde bulunduğumuz zor durumu ciddiye almalı ve her alanda iklim değişikliklerine uyum için zamanında hazırlıkların yapılması yönünde ilerlemeliyiz.

 

Mevcut hükümetin son 8 yılda bir çevre politikasının olmamasından ve aynı zamanda çarpık ve yasa dışı gelişmelerin, koruma altındaki habitatların yok edilmesinin ve doğa koruma ağlarına ilişkin hukuki çerçevenin bölük pörçük uygulanmasının yol açtığı çevreye yönelik saldırıdan duyduğumuz yoğun endişeyi ifade ediyoruz.

 

Anarşik yapısal ve endüstriyel gelişme sadece devam etmekle kalmadı, aynı zamanda yaşanan çevresel yıkımda katalizör rolü oynayarak yoğunlaştı.

 

Akkuyu’daki nükleer santral ve Türkiye’nin tüm bölge açısından tehlike arz eden daha fazla nükleer santral inşa etme planlarından duyduğumuz yoğun endişeyi ifade ediyoruz.

 

Çevresel ve sosyal adalet hedefine çevresel parametreler ve halkımızın çıkarları sermayenin çıkarlarının ve bedelinden bağımsız kazançları maksimalize etme çabasının üzerinde tutulduğu takdirde ulaşılabileceğinin altını çiziyoruz.

PREV

Kıbrıs sorunu hakkında AKEL’in 23. Kongresinin Bildirgesi