1 Mayıs etkinliğinde AKEL M.K. Genel Sekreteri Andros Kiprianu tarafından yapılan konuşma
1 Mayıs 1886, Şikago. İşçiler çalışma yaşamındaki hakları için, onurlu bir yaşam için verdikleri mücadeleyi kanlarıyla suladılar.
1 Mayıs 1925, Kıbrıs. İlk komünist nüveler ülkemizde ilk kez 1 Mayıs İşçi Bayramı’nı kutlayarak, Şikago’da işçilerin verdiği mücadelelerin kızıl bayrağını yükselttiler.
O zamandan bugüne kadar, bu bayrak, sınıf sendikacılığı hareketinin ve tüm halkımızın mücadelelerinde dalgalanmaktadır. İlerleme, adalet ve barış için mücadelelerimizde dalgalanmaktadır. Bu şanlı bayrak 1940’lı yılların başında iş yasası ve Sosyal Sigorta hakkı için verilen mücadelelerde dalgalandı. Lefke ve Karadağ madenlerinde, Mağusa’nın iplik atölyelerinde, Limasol’un fabrikalarında daha da yükseltildi. 1958’de Kıbrıslırum-Kıbrıslıtürk emekçilerin ellerinde meydanları doldurdu ve onların kanlarıyla daha da kızıllaştı. Kıbrıs işçi hareketinin mücadeleleri Kıbrıs halk hareketinin mücadelelerine kopmaz bir biçimde bağlıdır. Kıbrıs’ta işçi mücadelelerinin öncüsü olarak, hareketimizin tüm elde ettiği başarıların değerlendirmesini yaparak, her 1 Mayıs’ta gurur duyuyoruz. Emekçi halkın haklarının tutarlı ve kararlı savunucuları olmaya devam edeceğimize dair andımızı her 1 Mayıs’ta yeniliyoruz.
Yıllarca önce Halk Hareketi 1 Mayıs’ı illegalite koşullarında bin bir önlem alarak kutluyordu. Bugün, 1 Mayıs’ı herkes kutlamaktadır. Biz 1 Mayıs’ı pratikte kutluyoruz, başkaları ise maalesef sadece sözde kutluyorlar.
Kimileri çalışanların süper savunucuları olarak sahneye çıkıyorlar. Ancak onların yakın zamanda yaptıklarına baktığımızda, bu unvanın onlara hiç de yakışmadığını görmekteyiz. Onlar, sağlık için ödenekleri Meclis’te engelleyerek, kamu sağlığında kaosa yol açtılar, binlerce çalışanın eziyet çekmesine neden oldular. Bir ömür boyu çalışan ve devletin ücretsiz sağlık hizmeti sunması gibi sadece çok makul bir hakkı talep eden insanları belirsiz bir durum içerisinde bıraktılar. RİK çalışanlarının ve ailelerinin aylık gelirlerinden mahrum kalmalarına gözlerini kapayarak, çalışanları maaşsız bıraktılar. Çalışanlar çok yaşlanıncaya kadar çalışmak zorundaymışçasına, sanki çalışanların yaşam hakkı yokmuşçasına, emeklilik yaşının yükseltilmesine yönelik yasayı keyfi bir şekilde Meclis’ten geçirmeye çalışıyorlar.
Birileri yaşam mücadelesinin ne olduğunu bilmeyenlerin de var olduğunu ve bunun için böyle davrandıklarını düşünebilir. Ancak mesele siyasidir. Birkaç ay önce DİSİ Temsilcisi kamuoyu önünde bir tartışmada, kalkınmayı ve kendi ifadesiyle “büyük üretkenliği” getirecek olan reçetenin iş yaşamının tamamıyla esnekleştirilmesi, devletin küçültülmesi, işgücü giderlerinin azaltılması yani çalışanların ücretlerinin düşürülmesi, özelleştirmeler ve sendikaların zayıflatılması olduğunu söyledi. İşte onların siyasi anlayışı budur.
Hristofyas hükümetinin ve AKEL’in anlayışı ise onların anlayışının tamamen zıddıdır. Ekonomik krizin sonuçlarına rağmen, sosyal devletin güçlendirilmesinden hükümetin geri adım atmaması bunu kanıtlanmaktadır. Asgari ücretin art arda arttırılması bunu kanıtlamaktadır. Düşük ücretlilerin, çiftçilerin, üniversite öğrencilerinin, tek ebeveynli ailelerin, çok çocuklu ailelerin, emeklilerin, sosyal yardıma gerçekten ihtiyacı olanların acıma duygularıyla değil, doğru sosyal politikalarla desteklenmesi bunu kanıtlamaktadır.
Hristofyas hükümeti aynı tutarlılıkla Kıbrıs sorunun çözümü için de çalışmaktadır. Kıbrıs sorununa adil bir çözüm mücadelesinde Cumhurbaşkanı Hristofyas’ı AKEL olarak tüm gücümüzle destekliyoruz. Birleşmiş Milletler kararlarında belirlendiği şekilde siyasi eşitlikli iki bölgeli iki toplumlu federasyon çözümü mücadelesinde Cumhurbaşkanı Hristofyas’ın yanındayız. Kıbrıslırumları ve Kıbrıslıtürkleri, halkımızı yeniden birleştirecek ve gelecekleri için birlikte mücadele etmelerinin yolunu açacak çözüm için mücadele ediyoruz. Yaşam için, barış için ve sosyalizm için mücadele ediyoruz.
İşçi 1 Mayıs’ı yeni mücadeleler ve yeni kazanımlar için bir çağrıdır. iş güvenliğinin olmaması ve esnek çalışma saatleri altında ezilen, yaşamak için gece gündüz çalışan emekçilere bir mücadele çağrısıdır. Hangi etnik gruptan olurlarsa olsunlar, Kıbrıslı ya da yabancı, sömürü altındaki tüm çalışanlara bir çağrıdır. Onları sınıfsal sendikal hareketin saflarında toplanmaya çağırıyoruz. Kendilerine ait olanları kazanmaları için mücadeleye çağırıyoruz. Emekçi Halkın Partisi AKEL her zaman onların yanında oldu ve yanında olmaya devam edecektir.
Yaşasın İşçi 1 Mayıs’ı!
Yaşasın PEO!
Yaşasın AKEL!