Home  |  Konuşmalar   |  Yoldaş Dimitris Hristofyas’ın Cenaze Töreninde AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu’nun Konuşması

Yoldaş Dimitris Hristofyas’ın Cenaze Töreninde AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu’nun Konuşması

 

“Önemli bir şey yaptığımı söylemeyin. Ben sadece geçip sizinle aynı duvara yaslandım. Önemli bir şey yaptığımı söylemeyin. Ben sadece acıları sizinle birlikte yaşadım ve sizinle birlikte rüyalar kurdum”.

Dimitris Hristofyas, AKEL liderliği bayrağını bize devrederken Ritsos’un bu sözlerini seçmişti.

Ancak Dimitris Hristofyas, yoldaş Dimitris, Dimitris’imiz en önemli olan yaptı. Acıları halkla birlikte yaşadı. Halkla birlikte rüyalar kurdu. Halkla birlikte mücadele etti. Mücadeleler verdi, kazandı, kaybetti, tekrar kalktı, önde durdu, Kıbrıs bayrağını, AKEL bayrağını yükseklere kaldırdı.

Komünist olmanın, AKEL’ci olmanın, AKEL Genel Sekreteri olmanın, Meclis Başkanı olmanın, Cumhurbaşkanı olmanın önemini ve değerini daha yükseklere çıkardı.

Sosyalizmin, Marksizm’in, Leninizm’in ve proletarya enternasyonalizminin bayrağını yükseklere kaldırdı ve bu ideallere sonuna kadar bağlı kaldı.

Hristofis ve Annus’un Dimitris’i 1946’da Aşağı Dikomo’da doğdu. Çocukluk yılları hakkında konuşurken o yılların yoksulluk içerisindeki, ancak mutlu yıllar olduğunu hep not ederdi. Çocukluğunda hiçbir zaman ihtimamsız dolaşmadığından hep gurur duyardı. Annus’un, kardeşleri Eleni, Despula, Maria ve Andri’nin itina ve sevgisiyle büyüdü. Gömleği ve pantolonu daima ütülü ve hazırdı. Sendikada kahve yapar, önce kendisi baştan sona okuduktan sonra Haravgi gazetesini evden eve dağıtırdı.

Dimitris Hristofyas, Dikomo’nun Ahilleas Kültür ve Spor Derneği’nde, önünde koskocaman bir dünya açan dernek kütüphanesinde doğdu. Dimitris en başarılı öğrencilerden biri değildi. Ancak o, bir gecede bütün bir kitabı okurdu. Neokleus Ticaret Lisesi’nden inşaata ve Halk Örgütleri kahvehanesine giderdi.

O her zaman amcası Andreas Dimitri’nin kendisine önemli etkisinin olduğundan, onun kendisini sosyalist ideolojiye yakınlaştırdığında söz eder ve aynı zamanda sorgulamayı, eleştirel düşünceyi ve gerçeği aramayı ondan öğrendiğini söylerdi.

Öğrencilik yıllarında örgütlü mücadeleye girdi. 14 yaşında Tüm Kıbrıs Birleşik Öğrenci Örgütü PEOM’un üyesi oldu. 1964 yazında 18 yaşında AKEL, PEO ve EDON üyesi oldu. 1966’da Dikomo’nun Ahilleas Kültür ve Spor Derneği’nin Sekreteri ve 1967’de EDON Dikomo Sekreteri seçildi. 1969 Mayıs’ında EDON Merkez Konseyi üyeliğine seçildi. Aynı zamanda bir şirkette çalışmaya başladı ama meslektaşlarını PEO’ya üye olup hakları için mücadele etmeye teşvik ettiği için işten çıkarıldı. Sendikanın yoğun girişimlerinin ardından tekrar işe alındı.

Köfünye olaylarının ardından Dikomo’da gerçekleştirilen bir etkinlik Dimitris Hristofyas’ın hayatında dönüm noktası oldu. O etkinliğe gelen AKEL Merkez Komitesi’nin o dönemki Genel Sekreteri Ezekias Papayuannu orada bir konuşma yapmıştı. Papayuannu kendisinden önce konuşan genç Hristofyas’ın yeteneklerini fark etti ve onun teşvikiyle parti Dimitris’i yükseköğrenim için Moskova’ya göndermeyi kararlaştırdı. Böylece 1969 yazında, Moskova’da Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde yükseköğrenimine başladı.

Orada, Moskova’da kendisinin de dediği gibi kalbinin kraliçesi Elizabeth’i tanıdı. Üç çocukları oldu. Marianna, Hristina ve Hristo. Dimitris, çocuklarından her zaman gurur duydu. Onların kendisine de ilham veren ideallerin çizgisinde yürüyerek büyümelerini görmekten gururluydu.

Moskova’da Dimitris Hristofyas parti liderliğinin beklentilerini haklı çıkardı. 1974’ün kara yazından kısa bir süre önce yükseköğrenimini tamamlayıp Tarih Doktoru diplomasıyla Kıbrıs’a döndü. Güzel öğrencilik yıllarında siyasal düşüncesini çelikleştiren yararlı bilgi ve tecrübelere, Sovyet halkının kazanımlarının ve aynı zamanda sosyalist inşanın sorunlarının da bilincine varmıştı.

Kıbrıs’a dönüşüyle EDON’da çalışmaya başladı ve ardından Örgütlenme Sekreteri seçildi. 1974 darbesi ve istilası nedeniyle ailesiyle birlikte Dikomo’yu terk etmek zorunda kaldı. 1977’de EDON Genel Sekreteri seçildi. 1982’de AKEL Merkez Komitesi ve 1986’da Politbüro üyeliğine seçildi. Ezekias Papayuannu’nun vefatından sonra 22 Nisan 1988’de AKEL Merkez Komitesi Genel Sekreteri seçildi ve 2005’e kadar rakipsiz Genel Sekreter seçildi.

AKEL liderliğine seçilmesi Dimitris Hristofyas’ın bir yandan endişeyle, diğer yandan şevkle, şikâyet etmeksizin üstlendiği bir yüktü. Parti karşısında, Kıbrıs ve Kıbrıs halkı karşısında üstlendiği sorumluluğun ne kadar büyük olduğunu biliyordu. O, bu görevi dürüstlük, özgüven, onurla üstlendi ve tam başarıyla üstesinden geldi. Tüm güçlüklere rağmen, yoldaşlarıyla birlikte partiyi ülkenin siyasal yaşamının zirvesine taşıdı.

Sorumluluklarını tamamen üstlenerek, o dönemde yapılması gerekenleri yerine getirdi. Sovyetler Birliği’nin dağılma ve AKEL’de kriz yıllarında oldukça zor ve kritik koşullar altında Halk Hareketi’nin gelişmesini ve yurdumuzun güçlükleri aşarak ilerlemesini başardı.

O koşullar içerisinde başka partilerin kaderini etkileyen güçlükleri yoldaş Dimitris Hristofyas ve o dönemin parti liderliği sadece aşmakla kalmadı, aynı zamanda partiyi önemli bir siyasal güç kılarak, Kıbrıs’ta birinci parti konumuna yükselttiler.

Hristofyas’ın liderliğinde ve bizzat kendisinin mücadelenin en ön safında yer almasıyla, o dönemde AKEL’in temel ideolojik ve örgütsel ilkelerine bağlı kalarak yenilenmesini ve çağdaşlaşmasını başardık. Partinin sosyal ve siyasal mevcudiyetinde birliğini ve etkinliğini de artırarak, parti içi demokrasiyi güçlendirmeyi başardık.

O yıllarda pek çok söyleşide ona tekrar tekrar aynı soru soruluyordu: “AKEL nasıl başardı?” Ve o hep aynı yanıtı veriyordu: “Dayanağımız emekçi halktı”, “Başardık çünkü yüreklerimizde insanı her şeyin üzerinde tutan ideallerin ve değerlerin alevi vardı… Ekmeğinin peşinde koşanların, emekçilerin yanında olduk. Eli kalem tutanların, öğretmenlerin yanında olduk. Hiçbir zaman kürsüden ders verenler gibi değil, ortak mücadele arkadaşları ve yoldaşları olarak onların yanında olduk”.

Yoldaş Dimitris Hristofyas’ın hepimize kendimizi aşmayı ve onun gibi gece gündüz çalışmayı öğrettiği reddedilemez bir gerçektir. Yorgunluğa ve hastalığa teslim olmamanın ne demek olduğunu öğretti. Biz olmayı ben olmanın üzerine koymanın ne demek olduğunu öğretti. Kendinden olduğu kadar yoldaşlarından da aynı derecede talepkârdı. Şahsi sorumluluklardan kaçınma yolu olarak görmeksizin, kolektif çalışmaya çok büyük önem verirdi.

AKEL’in o dönemdeki liderliğinde yer alan yoldaşlarla birlikte sürekli yenilenme örnekleri vererek yeni yollar açtı. Bu anlamıyla, o dönemde tüm Avrupa’da en genç komünist parti lideri olarak tarihe geçti.

Şüphesiz partinin liderliğine seçilmesinin temsil ettiği yenilenme sadece yaşıyla bağlantılı değildi. Parti içi demokrasinin geliştirilmesi, hareketin çok yönlü ve çok düzeyde faaliyetleri, ülkenin siyasal, sosyal, kültürel konjonktüründe öncü ve radikal bir biçimde varlığı ve katkısı, yoldaş Dimitris’in AKEL liderliğinde 20 yıllık mevcudiyetinin mührünü taşımaktadır.

Onun Meclis Başkanlığı’na ve ardından Cumhurbaşkanlığı’na seçilmesi hiç de tesadüfi değildi. İlk kez en yüksek devlet görevlerinde bulunan bir AKEL’ci için bu sadece haklı mücadelenin mutlu sonucuna ulaşması değildi. Onun Meclis Başkanlığı’ndaki hizmetleri parlamenter diplomasiyi başka düzeylere yükseltti. Meclis’in kurumsal rolünü ve aynı zamanda günlük siyasal işleyişini de güçlendirdi. Yurdumuzda demokrasinin ilerlemesine katkıda bulundu.

Hristofyas döneminde Kıbrıs’ın yönetimi tarihi özelliklere sahiptir. O dönemde Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik pek çok konuda birleştirici öneriler sunuldu. O dönemde varılan görüş birliklerinin özünde tel örgülerin iki tarafından da halkımızı birleştiren her şey vardır. O dönemde sunulan öneriler Kıbrıslırumların ve Kıbrıslıtürklerin ortak evi Kıbrıs’ta barış içerisinde bir arada yaşamasına perspektifler yaratan önerilerdi. Bu vizyon somut siyasal tezler ve önerilerle ilk kez ete kemiğe büründü.

Halkımızın yeniden yakınlaşması, yurdumuzun yeniden birleşmesi Dimitris’in sonuna kadar bütün gücüyle her gün hizmet ettiği büyük bir vizyondu. Yıllar boyunca Partide, Meclis’te, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda Girne Limanı’nın tablosunu hiç yanından ayırmadığını hatırlamayanımız yoktur. Bu onun beşiği, ulaşmak istediği yer ve koca bir ömrün arzusuydu.

Çok karakteristik bir örnek bir Kıbrıslıtürkün sosyal medyada “Güle güle yoldaş. Mücadelen mücadelemizdir” diyerek yazdığı veda mesajıdır. Bu sıradan ve yalın sözler derin ideolojik ve politik bir hakikat olarak Dimitris’e en güzel vedadır.

Dimitris Hristofyas sadece Kıbrıslırumların Dimitris’i değildi. Kıbrıslırum, Kıbrıslıtürk, Maronit, Ermeni ve Latinlere, kısacası tüm Kıbrıs halkına aitti. Dimitris bunu ülkeye uzun yıllar emek vererek kazandı.

Kazandı çünkü gerçekleri söylemeye cesaret etti. İlk kez bir Kıbrıs Cumhurbaşkanı’nın ağzından duyulan gerçeklerdi bunlar. “Kıbrıs’ın bağrında kör bir milliyetçiliğin kurbanı olmuş insanlar yatıyor. Her iki toplumdan da” dedi. Gerek AKEL Genel Sekreteri, gerekse de daha sonra Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olarak sadece Türkiye’nin ve TMT’nin değil, aynı zamanda Kıbrıslırum faşist sağın Kıbrıslıtürk sivillere karşı işlediği cinayetleri de söyleme ve kınama cesaretini gösterdi. Kıbrıs’ın ilerleyebilmesi için Kıbrıslırumlar ve Kıbrıslıtürkler arasındaki etnik zıtlaşmanın aşılması ve iki toplumun siyasi temelde işbirliği yapması gerektiğini söyledi. Ve halkın gıyabında kapalı kapılar ardında başka anlaşmalar yapılırken, halkı uyutmak için balkonlardan atılan nutukların bedelini hep Kıbrıs’ın ödediğini söyledi.

Bankaların içerisinde faaliyetini sürdürdüğü ekonomik model reel ekonominin altını oyup daha öncesinde görülmemiş bir krize yol açarak sınırlarına vardığında, Hristofyas hükümeti yeni bir pencere açtı: enerji penceresi. Yani bir yandan Kıbrıs ekonomisinin içine sürüklendiği çıkmazın aşılmasının yolunu, diğer yandan da yurdumuzun bu doğal zenginliğini ülke için, barış ve halk için refah faktörüne dönüştürmenin yolunu açtı. Ayrıca ekonomik kriz koşullarında emekçilerin ve ihtiyacı olan herkesin korunmasının ve direnişin kırmızıçizgisini de koydu.

Son tahlilde, Hristofyas’ın Cumhurbaşkanlığı döneminin daha başından itibaren uğradığı tüm saldırılara rağmen, bilançosunda gerçekleştirdiği önemli eserlerin olduğundan hiç kimse şüphe duyamaz. Eğitim ve yerel yönetimde reformlar ve yenilikler, sosyal politikada, su sorununda, çevre korunmasında ve diğer alanlarda. Ayrıca 2012 yılının ikinci altı ayında Kıbrıs’ın Avrupa Birliği dönem başkanlığının tamamen başarılı olduğu ve Kıbrıs’ın uluslararası alanda saygınlığını arttırdığı gerçeğini de kimse unutmamalıdır.

Dimitris Hristofyas sadece Kıbrıs’ın Dimitris Hristofyas’ı değildi. O, uluslararası alanda tarihi bir şahsiyetti. Üstlendiği her görevde gerçekleştirdiği çok boyutlu uluslararası çalışmalar daima Kıbrıs sorununun çözümü yönünde ilerlenmesini ve bunca acıları çeken yurdumuzun hak ettiği sonuca ulaşmasını hedefliyordu. Onun dünya görüşünün ideolojik temeli kimilerinin işine gelen elini taşın altına koymayıp güya tarafsız kalma değil, tutarlı proletarya enternasyonalizmiydi. Daima mücadele eden halklarla dayanışma içerisinde oldu. Hakları için mücadele eden tüm dünya emekçileriyle sınıfsal dayanışma içerisinde oldu. Emperyalizmin suçlarını açıkça vurguluyor ve günümüzün dünyasında yaşanan savaşların ve sefaletin sorumlusunun emperyalizm olduğuna işaret ediyordu.

Cumhurbaşkanı olduğunda Avrupa’da ve uluslararası alanda çoğu muhatabının inandıklarından kökten farklı olan onun ideolojik duruşunu herkes biliyordu. Ancak herkes ona saygı duyuyordu, çünkü onun samimiyetini, ciddiyetini, sorumluluğunu ve her şeyin üstünde Kıbrıs’a olan sevgisini takdir ediyorlardı.

Onun şahsına duyulan bu takdirin karşılığını ister BM’de, ister Avrupa’da, ister Rusya’da, ister Çin’de defalarca aldık. Onunla siyasal olarak hemfikir olup olmamalarından bağımsız, devlet, hükümet, parti liderleri onun gerçek bir yurtsever, gerçek bir enternasyonalist, dürüst ve samimi bir lider olduğunu daima kabul ediyorlardı.

Dimitris Hristofyas’ın yaşamı AKEL’in ve yurdumuzun tarihinin bir parçası oldu. AKEL için gurur kaynağı oldu. Ama o başka kimsenin görmediği saldırılara hedef oldu. Ona karşı namert ve ahlaksızca saldıranlardan onun haklılığını kabul etmelerini beklemiyoruz. Onun haklılığı zaten kanıtlandı. Kendisini tamamen adadığı halktan insanların, kol ve beyin emekçilerinin ona veda ederken gözlerindeki yaş zaten onun mücadelelerinin haklılığının bariz kanıtıdır.

Artık daha fazlasını söylememize gerek yok.

Kıbrıs’ın, AKEL’in, EDON’un bayraklarını yükseklerde dalgalandıran binlerce el zaten onun için konuştu. Aynı yolda mücadeleye devam etme kararındaki binlerce yürek zaten onun için konuştu.

“En değerli şey hayattır insan için” diye yazdığı “Ve Çeliğe Su Verildi” eserinde Ostrovski şöyle diyordu: “Bir kere verilir insana hayat. Ve bunu, amaçsızca yaşanan yıllar yüzünden acı çekmeyecek, ahlaksız ve fuzuli bir yaşamın ayıbı canını yakmayacak şekilde yaşamalıdır. Ve ölürken de, ‘Tüm yaşamımı, tüm gücümü dünyanın en güzel idealine – insanlığın kurtuluş mücadelesine – harcadım’ diyebilmek için yaşamalıdır”. İşte Dimitris Hristofyas partiyle, Kıbrıs’la, tüm halkla bağını tam da böyle çelikleştirdi.

Güle güle Dimitri.

Mücadele ettin, hizmetler, katkılar sundun, gözlerin yaşardı, kanadın, kazandın, bayrakları yüksekte tuttun, bize en güzel örnek oldun.

Binlercemiz mücadelene devam edeceğiz. Adın ölümsüz kalacak.

PREV

AKEL AP Adayı Neoklis Silikiotis'in Seçim Mitinginde Yaptığı Konuşma

NEXT

Yoldaş Dimitris Hristofyas’ın Cenaze Töreninde Hristos Hristofyas’ın Aile Adına Yaptığı Konuşma