Home  |  Açıklamalar   |  Ortak Açıklama hakkında AKEL M.K. Polit Bürosu’nun Açıklaması

Ortak Açıklama hakkında AKEL M.K. Polit Bürosu’nun Açıklaması

İleri geri hareketlerle yaklaşık beş ay süren bir sürecin ardından varılan Ortak Açıklama bugünkü taksimci statünün ortadan kalkması ve Kıbrıs sorununun ilkeler temelinde bütünsel çözümü için yegâne yolu teşkil eden BM gözetiminde iki toplumlu müzakerelerin yeniden başlamasının yolunu açmaktadır.

Hristofyas-Talat ortak açıklamalarının taahhütlerinden ve sağlanmış olan görüş birliklerinden uzaklaşma yönünde küçük siyasi hesaplarla ortaya konulacak her tür çabanın bizi sonucu belirsiz ve gereksiz maceralara sürükleyeceğine dair AKEL daha başından itibaren uyarılarda bulunmuştu. Ancak bu politika diğer tüm partiler tarafından desteklendi. Gelişmeler ne yazık ki bir kez daha bizi haklı çıkardı:

  1. Hristofyas-Talat ortak açıklamalarında bir ve tek egemenliğe ilişkin olarak net atıfta bulunuluyordu. Süreç içerisinde bunun bölünmez olacağı ve eşit olarak Kıbrıslırumlardan ve Kıbrıslıtürklerden kaynaklanacağı üzerinde anlaşmaya varıldı. Ortak Açıklama’da BM Şartı altında BM üyesi bütün devletlerin sahip olduğu ve eşit olarak Kıbrıslırumlardan ve Kıbrıslıtürklerden kaynaklanan egemenlik olarak belirlenen bir ve tek egemenliğe atıfta bulunuluyor. BM Şartı altında BM üyesi bütün devletlerin sahip olduğu egemenlik olarak belirlenen ifadesinin eklenmesiyle bağlantılı olarak, “bölünmez” saptamasının kaldırılmasıyla, Ortak Açıklama’da güvence altına alındığı yönünde hiçbir şüphe bırakmamaktadır, ama egemenliğin iç boyutu konusu açık kalmaktadır.
  2. Hristofyas-Talat görüşmeleri süresince, tezimiz, öncelikle merkezi federal yönetimin yetkileri üzerinde anlaşmaya varılmadan, geri kalan yetkilerin tartışılmaması yönündeydi. Ortak Açıklama’da merkezi hükümetin yeterli yetkileri hakkında taahhüt olmaksızın, geri kalan yetkiler oluşturucu devletlere bırakılmaktadır. Bu, Cumhurbaşkanı’nın desentralize federasyon teziyle bağlantılı olarak ele alındığında, sorun ilk bakışta görülenden daha büyük hale gelmektedir.
  3.  Oluşturucu devletlere ilişkin atıf Hristofyas-Talat ortak açıklamalarında da yer alıyorduysa da, süreç içerisinde, bunun, Kıbrıstürk tarafınca kötü niyetli yorumlarını tespit ettiğimizde, görüş birlikleri/görüş ayrılıkları belgelerinde bu, farklı hale getirildi. Söz konusu belgelerde federal birimlerden söz edilmektedir.

Yukarıda ifade edilenler ışığında, Ortak Açıklama’nın, Hristofyas-Talat ortak açıklamalarına nazaran somut noktalarda ve özellikle de bir ve tek egemenliğin sadece dış boyutunun güvence altına alınması konusunda eksiklikleri olduğu görülmektedir. Ortak açıklamaların taahhütlerinden uzaklaşmanın daha iyi bir sonuca götüremeyeceğine dair AKEL’in tezi doğal olarak bir kez daha doğrulandı.

Artık önemli olan, müzakere süreci başladığında, yaşananlardan ders alınmasıdır, çünkü sağlanmış olan görüş birlikleri reddedilirse, benzer ve daha kötü sonuçlara varılacaktır. Bu nedenle, objektif olarak görüşmelerin kalmış oldukları yerden devamına gönderme yapan ve bütün askıda olan konuların masa olacağına dair Ortak Açıklama’daki atfı olumlu olarak değerlendiriyoruz.

AKEL, Kıbrıs sorununun çözümünün en yüksek öncelik olduğunun bir kez daha altını çizmektedir. Cumhurbaşkanı görüşmelere başlama yönünde ilerleme kararını alırsa, AKEL yine sorumlu ve yapıcı bir şekilde hareket ederek, müzakere sürecini destekleyecektir. Cumhurbaşkanı’nı, eğer müzakereler yeniden başlarsa, müzakerelerin yeniden başlamasıyla, Kıbrıs sorununun çözüm ilkelerinde tutarlı olmaya, ileri geri hareketlerde bulunmamaya ve çelişkilere düşmemeye çağırıyoruz.  Aynı zamanda mümkün olan en büyük görüş birliğinin sağlanması hedefiyle Cumhurbaşkanı’nın siyasi partilerle sürekli görüşme halinde olması ve kolektiflikle hareket etmesi gerekmektedir. Herkesin görüşüne elbette ki saygılıyız ve anlaşmazlıkların yapay bir biçimde ortadan kaldırılmasını istemiyoruz. Ancak bu kritik durumda, olası farklı yaklaşımların ifade edilme biçimleri de önemlidir.

Bundan sonraki süreç çok zorlu bir süreç olacaktır ve herkesin ciddiyet içerisinde olması gerekmektedir. Bütün siyasal partilere koşulların gerektirdiği şekilde davranma, aramızda mümkün olan en büyük işbirliği ve uzlaşıyı hedefleme yönünde çağrıda bulunuyoruz.

 

8.2.2014

PREV

ΑΚΕL-CTP görüşmesinin ardından yapılan ortak açıklama

NEXT

Program Kongresi Bildirgesi