Mevlüt Çavuşoğlu’nun ifade ettiği tez müzakere ve çözüm zemini ile çatışmaktadır
AKEL Basın Sözcüsü Stefanos Stefanu yaptığı açıklamada, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Jane Hall Lute ile görüşmesinde Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun ifade ettiği tezin, BM Güvenlik Konseyi kararlarında belirtilen Kıbrıs sorununun müzakere ve çözüm zemini ile çatıştığını dile getirdi. Stefanu, Sayın Çavuşoğlu’nun ifade ettiklerinin BM Genel Sekreteri’nin yeni bir inisiyatif üstlenmek için önerdikleriyle de çatıştığını kaydetti.
Türkiye’nin ve Ersin Tatar’ın iki devletli çözüm talebinin yurdunu seven ve Kıbrıs’ın geleceğini düşünen Kıbrıslırum-Kıbrıslıtürk, her Kıbrıslı tarafından kesin olarak reddedildiğine işaret eden Stefanu, Taksim’in tüm Kıbrıslılar için ölümcül bir tehlike olduğunu belirtti. Taksim’in Kıbrıslırumlar açısından yurtlarının yarısının nihai kaybı ve Kıbrıslıtürkler açısından da toplumsal varlıklarının aşamalı bir şekilde yok edilmesi anlamına geleceğinin altını çizen AKEL Basın Sözcüsü, Taksim’in aynı zamanda barış ve genç nesillerin kendi yurtlarında gelecekleri açısından da öngörülemeyecek tehlikelerle birlikte, adada kalıcı bir gerilim ve güvenliksizlik döngüsü anlamına da geleceğini söyledi.
Kıbrıs’taki mevcut durumun artık tam anlamıyla uç noktaya geldiğini ve son yıllarda yaşanan müzakere boşluğunun yol açtığı sonuçların tekrar bariz bir biçimde ortaya çıktığını kaydeden Stefanos Stefanu, Kıbrıstürk toplumunun liderliğinde federal çözümü destekleyen bir liderin bulunduğu dönemde üç buçuk yılın değerlendirilmeksiniz geçtiğini vurgulayarak, bunda Cumhurbaşkanı Anastasiadis’in yalpalamalarının da sorumluluğunun olduğunun altını çizdi.
Bu durum karşısında AKEL’in sadece eleştirilerini ortaya koymakla kalmadığını, Kıbrısrum tarafının önümüzdeki dönemde nasıl hareket etmesi ve ne yapması gerektiğine dair Cumhurbaşkanı Anastasiadis’e sunduğu kapsamlı öneriler aracılığıyla yaratıcı katkıda bulunmayı seçtiğini dile getiren Stefanu hedefin iki devletli çözümü müzakere masasına getirme girişimlerini etkisiz hale getirmek ve iki toplumun üzerinde anlaştığı zemin ve çerçevede federal ilerleyerek BM kararlarında belirtildiği şekilde siyasi eşitliğin olacağı iki bölgeli iki toplumlu federasyon çözümüne mümkün olan en kısa sürede ulaşmak olması gerektiğini de sözlerine ekledi.
