Libya’da Yaşanan İnsanlık Suçu Karşısında AB Ne Yapıyor?

 

Son günlerde Libya’da mültecilere karşı inanılmaz iğrençliklere tanık olmaktayız. İşkence edilerek zincire vurulan genç insanların köle pazarlarındaki görüntüleri 17. yüzyılı hatırlatmaktadır. Avrupa’da daha iyi bir geleceğe ulaşma umuduyla yola çıkan mültecilerin her gün yaklaşık 14’ü Akdeniz’in soğuk sularında yaşamlarını kaybederken pek çok mültecinin Avrupa hayalleri Libya bodrumlarında kâbusa dönüşmektedir. Onlar sessiz bir soykırımın kurbanlarıdır. Üç rakip hükümet tarafından “yönetilen”, ama gerçek gücün birbirleriyle çatışan silahlı milislerin elinde olduğu bir “devlette” köle olarak satılmakta ya da yaşamlarını kaybetmektedirler.

En trajik olanı da bu silahlı zalim milislere AB tarafından finansman sunuluyor olmasıdır. Avrupa Birliği 2017 Malta Antlaşması temelinde Avrupa’ya göçü engellemeleri için Trablus’taki silahlı milislere milyonlarca avro ve teknik teçhizat sunmaktadır. Tüm bunlar Save The Children, SOS Mediterranee ve Human Rights Watch gibi örgütlerin iltica edenleri ve çocukları Libya’ya geri göndermenin onları canlı canlı cehenneme atmak olduğunu vurguladıkları bir dönemde yaşanmaktadır.

AKEL Avrupa Parlamentosu Milletvekili Takis Haciyeorgiu yaşanan bu korkunç iğrençlikleri kınayarak, Avrupa Komisyonu’na Libya’da yaşanmakta olan insanlık suçuna karşı hangi önlemleri alacağını sordu.