Home  |  Konuşmalar   |  Kıbrıslırum ve Kıbrıslıtürk siyasal partilerin başkanlarının ya da temsilcilerinin “Görüşmelerin yeniden başlaması – toplu çözüm için olanaklar” konulu iki toplumlu toplantısında AKEL M.K. Genel Sekreteri Andros Kiprianu tarafından yapılan konuşma

Kıbrıslırum ve Kıbrıslıtürk siyasal partilerin başkanlarının ya da temsilcilerinin “Görüşmelerin yeniden başlaması – toplu çözüm için olanaklar” konulu iki toplumlu toplantısında AKEL M.K. Genel Sekreteri Andros Kiprianu tarafından yapılan konuşma

 

Kıbrıs sorununun adil ve kalıcı çözümü AKEL için daimi hedefti ve öyle olmaya devam etmektedir. Görüşmelerin yeniden başlamasının arifesinde, sorunun çözümünün kısa zamanda başarılması yönünde dilek ve arzumuzu dile getiriyoruz.

Eurogroup’un 15 Mart toplantısını izleyen olayların, herkesin dikkatini ekonomiye çevirmesine neden olduğu bir gerçektir. Ekonomi alanında ortaya çıkan büyük sorunlara karşı koyulabilmesi için, bizim görüşümüze göre de doğru olarak, Cumhurbaşkanı tarafından zaman istendi. Ekonomi ile ilgili toplantılarda alınan kararların sonuçlarının yol açtığı sorunların, ne yazık ki birkaç ay içerisinde aşılamayacağına da işaret etmiştik. Hatta bizim öngörümüze göre, bu sorunların eziyetini Kıbrıs halkı uzun yıllar çekecektir. Bu nedenle de, zor ekonomik durumun adil olmayan bir çözümü bize dayatacak şantajcı ikilemlere bizi hapsetme olasılığına dair endişelerimizi AKEL olarak dile getirdik.

Bu tehlike, daimi ve istikrarlı hedefimiz olan çözümün başarılması hedefinden bizi uzaklaştırmamalı ve bu yöndeki çabayı engellememelidir. Bilakis bu tehlikeyi kararlı bir biçimde savuşturmalıyız. Kıbrıs sorununun çözümü şüphesiz ülkemizin ekonomik gelişimine ivme kazandırabilir. Gerek Kıbrıs içinde, gerekse Kıbrıs dışında, şantaj imkânı olduğu yönünde kanaatlerin yaratılmaması için gerekli olan, dengeli ve uygun bir politikanın izlenmesidir. Böylesi bir politika ne baskılara boyun eğecektir, ne de sonuç olmaksızın zamanın geçmesine müsaade edecektir. Bu politika Kıbrıs sorununun doğasını ve üzerinde karşılıklı olarak anlaşmaya varılan çözüm zeminini herkese hatırlatacaktır.

Kıbrıs sorunu istila ve işgal sorunudur. Çözümü uluslararası hukukun ilkelerine ve Avrupa Birliği’nin üzerinde kurulu olduğu ilkelere dayanmalıdır. Hedeflediğimiz çözüm adanın tamamen askersizleştirilmesini ve yerleşiklerin adadan ayrılmasını güvence altına almalıdır. İki bölgeli iki toplumlu federasyon çözümü birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti’nin tek egemenliğini, tek uluslararası kimliğini ve tek vatandaşlığını, göçmenlerin evlerine ve mülklerine dönme hakkı dâhil olmak üzere, tüm Kıbrıslıların insan haklarını ve temel özgürlüklerini güvence altına almalıdır. Kısacası, herkesin hedefi ya da hedefi olması gereken şey: Kıbrıslırumların ve Kıbrıslıtürklerin kurumsallaştırılmış bir biçimde ayrı yaşamaları değil, devletin ve halkın yeniden birleşmesidir.

Bizim değerlendirmemize göre, görüşmelerin üzerinde anlaşmaya varılmış olan zeminine ilişkin her hangi bir geriye gidişin ne Kıbrıslırumların, ne de Kıbrıslıtürklerin lehine olmayacağı açıkça bellidir. Kıbrıs sorununun çözümsüz kalmaya devam etmesinden Kıbrıslırumlar kadar, Kıbrıslıtürklerin de acı çektiğini unutmamalıyız.

AKEL olarak, Kıbrıslırumları ve Kıbrıslıtürkleri yeniden birleşme mücadelesine seferber etmek için çalıştık ve çalışmaya devam ediyoruz. Kıbrıslırumlar ve Kıbrıslıtürkler yaklaşık kırk yıldır işgal altında olmanın ve insan haklarımızdan mahrum edilmenin acısını çekmekteyiz. Emperyalizmin Türkiye ile birlikte 1974’te NATO karargâhlarında hazırladığı planların önüne geçmek için mücadelede ısrar ediyoruz. Ülkemizin ve halkımızın hakkı için ilkeler temelinde çözümde ısrar ediyoruz.

İki toplumun doğdukları topraklarda yaşamı ve varlığı Türk ordularının mevcudiyetinden, sürekli olarak yasa dışı bir biçimde nüfus taşınarak yerleştirilmesinden, sürekli istikrarsızlık kâbusundan dolayı tehdit altında bulunmaktadır. Bunun için de, başlaması söz konusu olan görüşmelerde, üzerinde daha önce anlaşmaya varılmış olanların silinmesine izin verilmemesi gerektiğine inanıyoruz.

Bizzat biz, müzakere masasının boşaltılmasına izin vermemeliyiz, çünkü o zaman başkaları onu dolduracaktır ve bunun hiç kimsenin, en azından hiçbir Kıbrıslının çıkarına olması söz konusu değildir.

Sayın Downer tarafından hazırlanan meşhur yakınlaşmalar belgesi hakkında yakın bir zaman önce çok şey söylendi. Gerçeği ne kadar yansıttığından bağımsız olara, bu belgenin kanıtladığı ilk şey Hristofyas’ın “kabul edilemez tavizleri” hakkında iddia edilenlerin bir mitten başka bir şey olmadığıdır. Dimitris Hristofyas tarafından sunulan öneriler Kıbrıs halkını pratikte birleştiren, işler ve mantıklı önerilerdi. Bu belgede geçmişte Hristofyas’ı suçladıkları şeyler yoktur. Bu nedenle, Cumhurbaşkanı Anastasiadis’in seçim öncesi beyanlarının esiri olmaması gerektiğine inanıyoruz. Hepimiz önümüzde var olan gerçek durumu görmeliyiz. Bizi sadece çıkmazlara sürükleyecek olan tehlikeli cambazlıklara yönelik düşünceler terk edilmelidir. AKEL olarak, görüşmelerin kaldıkları yerden devam etmesi gerektiğini vurguladık. Ayrıca bizim tavrımızın önceki beş yılda muhalefetin ortaya koyduğu türden rövanş alıcı bir tavır olmasının söz konusu olmayacağını da vurguladık. Sayın Anastasiadis üzerinde anlaşmaya varılan çerçevede ve ilkeler temelinde bir politika izlediği takdirde Kıbrıs sorunun7un çözümü çabasında dayanışma içerisinde olacağımızı pek çok kez söyledik ve bunu tekrar ediyoruz. Aynı esnada Sayın Anastasiadis’in kendi politikasını uygulamak istemesi hakkına tamamen saygı gösteriyoruz. Yeter ki bu politika Kıbrıs ve halkı için olumlu sonuç getirsin.

Kıbrıs sorununun çözümünü istemek için Kıbrıslırumların ve Kıbrıslıtürklerin pek çok nedeni var. Son yıllarda güçlü bir motivasyonumuz daha var. Kıbrıslırumların ve Kıbrıslıtürklerin ortak mirası olan Kıbrıs’ın doğal kaynakları. Doğal gaz uygun ve aklı başında bir şekilde idareyle çözüm için ciddi bir motivasyondur. AKEL olarak, Münhasır Ekonomik Bölge’de araştırmaların başladığı ilk andan itibaren, Kıbrıs’ın doğal zenginliğinin ülkemiz ve bölgemiz açısından barış faktörü olmasını diledik. Uluslararası hukukun ve özelikle de deniz hukukunun temel ilkelerini görmezden gelen tehditleri bir yana bırakıp bu çağrıya yanıt verebilecek Türkiye için de bu, atılabilecek önemli bir adımı teşkil edebilir. Daha önceki yıllarda gündeme gelen tehditlere Avrupa Birliği’nin, Güvenlik Konseyi üyelerinin ve uluslararası toplumun çoğunluğunun bu girişime verdikleri tam destekle karşı koyuldu. Kıbrıs’ın doğal zenginliğinin birleşik bir Kıbrıs’ın gelecek nesillerine ulaşması için, bugün önümüzde olan, gelecekte yapılacak hareketlerde de istikrarın güvence altına alınması gereksinimidir.

Sorunun çözümsüz kalmaya devam etmesinin ana nedeni, federasyon uzlaşması hakkındaki taahhüde hiçbir zaman saygı göstermeyip, pratikte adada iki ayrı devlet olması anlamına gelecek olan bir konfederasyon oluşturulmasını dolaylı ya da dolaysız bir biçimde hedefleyen Türkiye’nin yıllardır ortaya koyduğu uzlaşmaz tutumdur.

Uluslararası toplumun dikkati buna yönelmelidir. Başkalarının çıkarlarının Kıbrıslıların aleyhine Kıbrıs’ta inşasına değil, hukuk ve adaletin sağlanmasına yönelmelidir. Türkiye’nin bölücü emellerine yolu kapatmak için, bizim çabalarımız da geriye gidişler olmaksızın, ilkelere dayalı tezler ve önerilerle bunun üzerine yoğunlaşmalıdır.

Hepimizin görevi Kıbrıs sorununun çözümü perspektifinin açık olması için çalışmaktır. Doğduğumuz bu topraklarda Kıbrıslırumların, Kıbrıslıtürklerin, Maronitlerin, Ermenilerin ve Latinlerin barış içerisinde yaşamaları perspektifinin açık olması için çalışmaktır. Çocuklarımızın ve torunlarımızın, yabancı ordulardan ve üslerden kurtulmuş, bir uçtan bir uca özgür, yeniden birleşmiş, bağımsız bir Kıbrıs’ta yaşamaları umudu ile çalışmaktır. Kıbrıslırumları ve Kıbrıslıtürkleri ortak vatanımız için ortak mücadeleye çağırarak, AKEL olarak, bu perspektif için mücadele etmeye devam edeceğiz.

 

PREV

POGO’nun “Dayanışma ve Mücadele – Birlikte başarabiliriz” konulu halk gecesinde AKEL M.K. Genel Sekreteri Andros Kiprianu tarafından yapılan konuşma

NEXT

AKEL M.K. Genel Sekreteri Andros Kiprianu’nun “Politis” gazetesinde yayınlanan röportajından bölümler