Filistin halkıyla dayanışma amacıyla Paris’te gerçekleştirilen uluslararası toplantıya AKEL de katılıyor

 

Filistin Kurtuluş Örgütü ve Fransız Komünist Partisi’nin birlikte düzenledikleri “Filistin Devleti’nin Uluslararası Tanınması ve Filistin Halkının Kendi Kaderini Tayin Etme Hakkı” başlıklı önemli uluslararası toplantıya katılmak için AKEL milletvekili ve Merkez Komitesi üyesi Marina Nikolau Paris’te bulunuyor.

 

Bu toplantı ateşkesin derhal sağlanması, BM, Uluslararası Adalet Divanı ve Uluslararası Ceza Mahkemesi kararlarının uygulanması, işgalin sona erdirilmesi ve Filistinli mültecilerin geri dönüş hakkının savunulması için güçlü bir çağrı niteliği taşıyor.

 

Marina Nikolau toplantıda yaptığı konuşmasında, Filistin halkının mücadelesiyle Kıbrıs halkının derin tarihsel ve duygusal bağını vurgulayarak, İsrail’in sürdürdüğü işgalin yakın tarihteki en uzun işgal ve sürekli bir adaletsizlik olduğunu vurguladı. Nikolau “Biz Kıbrıslılar, emperyalizmin ve aşırı sağın yerli işbirlikçilerinin tüm Kıbrıs halkına neler getirdiğini çok iyi biliyoruz: dökülen kan, Türkiye’nin işgali, kayıplar, mülteciler, yerleşimciler ve bölünme. Ayrıca ABD’nin ve müttefiklerinin Doğu Akdeniz’e ve Orta Doğu’ya yönelik planlarını da çok iyi biliyoruz” dedi.

 

“Bu acı ortak tarih temelinde Filistin halkına tam desteğimizi ifade ediyoruz” diyen Marina Nikolau “1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve yaşayabilir bir Filistin devletinin derhal tanınması için Filistin halkının mücadelesine tam dayanışmamızı bir kez daha vurguluyoruz” sözleriyle konuşmasına devam etti.

 

İsrail’in işlediği suçlara rağmen cezasız kalmasının bugünkü soykırıma giden yolu açtığının da altını çizen Nikolau AB-İsrail Ortaklık Anlaşması’nı askıya almayan AB’nin ve Uluslararası Adalet Divanı’nca öngörülen önlemleri uygulamayarak İsrail’le silah ticaretini sürdüren ülkelerin bu soykırımda suç ortağı sayılacağını belirtti.

 

Marina Nikolau “AKEL olarak bu korkunç vahşet karşısında asla suskun ve tarafsız kalamayız, suskun ve tarafsız kalmıyoruz. Gelecekte geri dönüp de bir soykırım karşısında sessiz kaldığımızı utançla hatırlamak istemiyoruz. Temiz bir vicdanla «Dik durduk. Konuştuk. Harekete geçtik» diyebilmeyi istiyoruz” sözleriyle konuşmasını tamamladı.