Home  |  Konuşmalar   |  EDON’un Troodos Gezisinde AKEL M.K. Genel Sekreteri Andros Kiprianu tarafından yapılan konuşma

EDON’un Troodos Gezisinde AKEL M.K. Genel Sekreteri Andros Kiprianu tarafından yapılan konuşma

 

AKEL Merkez Komitesi adına Kıbrıslırum ve Kıbrıslıtürk gençleri yürekten selamlıyorum. Kıbrıs gençliğini, EDON’cu gençleri, EDON’dan geçen ve her yıl burada bir araya gelen bütün nesilleri en içten selamlarımı sunuyorum. 1959’da Troodos’a çıkan EDON’culardan, günümüzün EDON’cularına kadar çevremizde pek çok şey değişti. Ancak onlar aynı ideallere sahip olmaya devam ediyorlar. Kıbrıslırum-Kıbrıslıtürk, tüm Kıbrıs gençliğinin elinde bayraklaşan idealler için, ortak vatanımızın kurtuluşu, yeniden birleşmesi ve refahı için mücadeleye devam ediyorlar.

İşgal ve bölünmenin yaşandığı 40 yıl çok uzun bir süredir. Toprak üzerindeki durum tehlikeli bir şekilde değişmektedir. İşgal altındaki bölgede Kıbrıslırumların mal varlıklarına ilişkin hakları çiğnenmekte ve kendi isteklerine aykırı bir biçimde üzerlerine yatırımlar yapılmaktadır. Adaya yasa dışı bir şekilde getirilen yerleşimcilerin sayısı sürekli olarak artmakta ve Kıbrıstürk toplumunun kimliğini doğrudan tehdit etmektedir. Kıbrıslırumların ve Kıbrıslıtürklerin doğdukları topraklarda yaşamlarını tehdit etmektedir.

Kıbrıs halkı çok acılar çekti. Kıbrıs halkının verdiği mücadelenin haklı sonucuna ulaşmasını Tarih tüm Kıbrıs halkına borçludur. Ancak yaşadığımız bu dünyada hiçbir şey bağışlanmamakta, her şey mücadeleyle kazanılmaktadır. Tel örgüler, ordular, üsler ve hamiler olmaksızın, halkımız doğduğu topraklarda özgür bir şekilde yaşayabilmesi için verdiği mücadeleyi kazanmalıdır. Bu mücadele, güçlü rakiplere karşı çetin bir mücadeledir. Emperyalizm hep Kıbrıs’ın taksimini, bölünmesini ve büyük çıkarlara boyun eğmesini arzuladı. Mesele, adalet için, çocuklarımızın yarını için bizim ne kadar direnip, mücadele edebileceğimizdir.

Yel değirmenlerine karşı savaşmıyoruz. Kıbrıs sorununun çözüm çerçevesi bellidir. Bundan fazla hiçbir şey istemiyoruz. Uluslararası hukukun ve Avrupa hukukunun ilkelerini ve değerlerini temel alan bir çözüm istiyoruz. BM kararlarına ve Doruk Anlaşmalarını temel alan bir çözüm istiyoruz. Çözüm tam askersizleştirmeyi ve yerleşimcilerin adadan ayrılmasını güvence altına almalıdır. Çözüm, Güvenlik Konseyi’nin ilgili kararlarında belirtildiği gibi siyasi eşitlikli, iki bölgeli, iki toplumlu bir federasyon çerçevesinde ülkemizi ve halkımızı yeniden birleştirmelidir. Tek egemenlikli, tek vatandaşlıklı ve tek uluslararası kimlikli birleşik bir devlete götürecek olan çözüm, göçmenlerin evlerine ve mülklerine dönme hakkı da dâhil olmak üzere, tüm Kıbrıslıların insan haklarını ve temel özgürlüklerini güvence altına almalıdır. Kıbrıslırumların ve Kıbrıslıtürklerin ayrı bir biçimde yaşamalarını kurumsallaştıran değil, devleti ve halkı yeniden birleştiren bir çözümü arzuluyoruz. Bunun dışında başka bir tercih, hangi örtü altında sunulursa sunulsun, nihai taksime götürecektir ve böylesi sözde bir “çözüm” Kıbrıs Cumhuriyeti topraklarının sadece peşkeş çekilmesi demek değil, aynı zamanda yurdumuzun ve halkımızın yeni acılar yaşaması demek olacaktır.

Zaman Kıbrıs halkının davasının aleyhine işlemektedir. Bunun için ilkeler temelinde görüşmelerin mümkün olan en kısa sürede başlaması acildir. Görüşmelerin başlangıcının belirsiz bir tarihe ertelenmesi yönünde duyulan çeşitli seslerle kesinlikle hemfikir değiliz. Kimileri şimdi görüşmelere başlanması yönünde ilerlememiz gerektiğini söylüyorlar. Ancak şu kritik soruya yanıt vermiyorlar: Sonra ne olacak? Mücadele etmeden, Sayın Eroğlu’nun ve Türk tarafının uzlaşmazlığına teslim mi olacağız? Çıkmaza giden yolu bizzat kendimiz mi açacağız? Kıbrıs dışından “Kıbrıs sorunu çözülemez, iki devletli çözümün kabul edilmesi daha tercih edilir bir şeydir” diyenleri haklı mı çıkaracağız? 1974’te Kıbrıs aleyhine işlenen cinayeti meşrulaştıracak mıyız?

Müzakerelerin içinde yapılacağı çerçeveye ilişkin güçlükleri kesinlikle hiç küçümsemiyoruz. Kıbrıs’ta hâkim olan kötü ekonomik durumun uluslararası camiada kimilerinin kafasında çeşitli düşüncelere, hatta halkımızın geleceğini ve zenginliğini yabancı çıkarların ipoteği altına sokacak taksimci sözde çözümlerin dayatılması yönünde şantaj yapma düşüncesine dahi yol açtığına şüphe yoktur. AKEL olarak bunu kabul etmemiz söz konusu olamaz. Barış için, Kıbrıs halkının kalkınma ve refahı için sağlam zeminleri yaratacak adil, işler ve yaşayabilir bir çözüme ulaşma çabasında bütün Kıbrıslıtürk ilerici güçlerle birlikte her zaman en ön safta olmaya devam edeceğiz.

Taktik hareketleri ve küçük partisel hesapları bir kenara bırakması yönünde Cumhurbaşkanı’na çağrıda bulunduk ve bulunuyoruz. Hristofyas-Talat ortak açıklamalarının terk edilmesi ve ortak açıklama çabasında yaşanan gelişmeler şimdiden herkeste acı bir tat yaratmaya başladı. Bu maceranın olumlu bir şekilde sonuçlanmasını diliyoruz ve ümit ediyoruz. Bu olmadığı takdirde, hem içte, hem de uluslararası düzeyde verilecek olan güçlü mesaj Kıbrıs sorununun çözümünün uzaklaştığı ve çözüme ulaşmanın çok zor hale geldiği yönünde olacaktır. Buna izin vermeyelim.

Bugün Kıbrıs’ın gençleri 1974 öncesindeki ve hemen sonrasındaki nesillerin yaşadığı zorluklarla belki de aynı düzeyde zorluklarla karşı karşıyadır. Bugün zor koşullar ve gelecek belirsizlik içerisindedir. Bundan çıkış yolu var mı? Var! Sizin bugün buradaki mevcudiyetiniz bunu güçlü bir biçimde haykırıyor! Sizi uyutmayı, gelecek için rüyalarınızın olmamasını isteyenlere karşı! EDON’un sesini boğabileceğini sanan milliyetçiliğe, Neofaşizme karşı! Gençliği işsizliğe ve sefalete mahkûm etmeyi isteyen bu sisteme karşı! Bir neslin geleceğini zincire vuran halk karşıtı politikalara karşı! Çıkış yolu var ve bu, yarınlar için, sizin yarınınız için kitlesel ve örgütlü mücadeledir.

Yaşasın EDON!

 

2 Şubat 2014

PREV

EDON’un Troodos Gezisinde AKEL M.K. Genel Sekreteri tarafından yapılan konuşma

NEXT

AKEL Program Kongresi’nde AKEL M.K. Genel Sekreteri Andros Kiprianu tarafından yapılan konuşmadan bölümler