Home  |  Açıklamalar   |  Dünya İnsan Hakları Günü

Dünya İnsan Hakları Günü

 

2023 yılı, eşitliğin, adaletin ve insan onurunun temel rolünü tüm siyasi ve toplumsal faaliyetlerin merkezine yerleştiren İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 75. yıl dönümü. Son 75 yıl boyunca insanlığın Nazizm-faşizmin karanlık sayfalarından kesin olarak kurtulma çabasında 30 maddesiyle Beyanname’de de ifade edilen bu tutku önemli bir kilometre taşı olmuştur. Küresel barış, istikrar ve refah için aynı derecede önemli olan bir dizi haklar birliği olarak insan haklarının evriminde bir dönüm noktasını teşkil etmiştir. Bu da hem siyasal özgürlüklerin hem de sosyal, ekonomik ve kültürel hakların sağlanmasına ve korunmasına yönelik olarak ulusal sınırları aşan ve tüm uluslararası toplumu bağlayan sorumluluklar doğurmaktadır.

 

Ancak o zamandan bu yana çok sayıda kural ve yasal mevzuatın uygulamaya konmasına rağmen, halen devam eden zorluklar çok büyük olmaya devam etmektedir. Irkçılığın tehlikeli yükselişi, nefret söyleminin ve buna eşlik eden iğrenç eylemlerin cezasız kalması, cinsiyetçilik ve homofobi, engelli insanları korumada hükümetin yetersizliği, vatandaşların ifade ve toplanma özgürlüklerini sınırlamaya yönelik kurumsal çabalar ve ayrıca Kıbrıs’ta da ortaya çıktığı gibi yasadışı elektronik takiplerin hoşgörüyle karşılanması veya kurumsal olarak örtbas edilmesi bunlar arasındadır.

 

Bunlara ilaveten, mevcut küresel kapitalist modelin barış, eşitlik ve sürdürülebilir bir sosyal, ekonomik ve ekolojik gelecek sunma konusundaki başarısızlığı da tartışma gerektirmeyen bir gerçektir. Silahlı çatışmalar, ekolojik yıkım, devletler ve şirketler arasındaki yoğun rekabetler, dünya nüfusunun inanılmaz çoğunluğunun kalkınmaya ve gerekli ürünlere, ücretsiz eğitime ve kaliteli sağlık hizmetlerine erişim olanağını rehin tutmaktadır. Gözlemlenen keskin gerilemenin, dramatik yoksullaşmanın, nüfusların şiddet yoluyla yer değiştirmek zorunda kalmasının, ekonomik eşitsizliklerin yoğunlaşmasının, çeşitli şiddet biçimlerinin artışının, bunlara bölük pörçük ve eklektik bir biçimde karşı koyulmasının insan haklarına evrensel saygı perspektifini ortadan kaldırdığını herkes görmektedir.

 

Ne yazık ki, İsrail ve Filistin’de son haftalarda yaşanan dramatik gelişmeler, Hamas ve İsrail Devleti’nin suç teşkil eden canice eylemleri de bu gerçeği doğrulamaktadır. Ancak aynı zamanda birkaç hafta içinde neredeyse 20.000 sivilin hayatını kaybettiği, 2,2 milyonluk nüfusun %80’inin etnik temizlik faaliyetleri sonucu zorla yerinden yurdundan edildiği, hastaneler ve mülteci kampları tahrip edildiği ve temel ihtiyaçlara erişimin korkunç şekilde sınırlandırıldığı Gazze’de yaşanan insani kriz ve uluslararası hukukun ihlalleri karşısında kararlı bir şekilde karşı koyma konusunda uluslararası toplumun bir kesimi tarafından sergilenen yetersizliğin ve reddin de bu duruma yol açtığını herkes görmektedir.

 

Herkesin insan haklarının güvence altına alınması ve bu haklara saygı gösterilmesi için kat edilmesi gereken yolun uzun olduğunun bilincinde olan AKEL, dayanışmayı, sosyal eşitliği, adaleti, bireysel ve kolektif hakları savunarak ve bu yolun yurdumuzun koşullarında kurtuluş, yeniden birleşme ve tüm Kıbrıslıların insan haklarına saygı gösterilmesi sürecinden geçtiğinin altını çizerek, bu doğrultuda çalışmaya devam edecektir.

 

PREV

İsrail'e savaş malzemesi taşınması için adadaki İngiliz üslerinin kullanımı hakkındaki sorulara Hükümet cevap vermelidir

NEXT

AKEL Avrupa'da medyanın özgürlüğü ile ilgili AB Tüzüğü konusunu Meclis gündemine taşıyor