Cumhurbaşkanı Anastasiadis ya Kıbrıs sorununun çözümü için çalışacak ya da tarihin kara sayfalarına adamızda Taksim’in lideri olarak yazılacak
AKEL Politbüro üyesi Eleni Mavru Cumhurbaşkanı Anastasiadis’in Kıbrıs sorununda çözüme ulaşma yönünde Türkiye’yi sıkıştırması ve ardından eğer Türkiye işbirliği yaparsa çözüm anlaşmasına varılabilmesi için inisiyatifler üstlenmesi gerektiğini söyledi.
Eleni Mavru “Haravgi” gazetesinde yayınlanan röportajında, BM Genel Sekreteri’nin 31 Haziran 2017’de sunduğu çerçeve temelinde müzakerelerin yeniden başlatılması çağrısını Sayın Anastasiadis’in çok net bir şekilde kabul etmesi ve bir anlaşmaya varmak için işbirliğine hazır olduğunu beyan etmesi gerektiğini de vurguladı.
Cumhurbaşkanı Anastasiadis’in önünde pek fazla seçeneğin olmadığının altını çizen Eleni Mavru “Ya Kıbrıs sorununun çözümü için çalışacak ya da adı tarihin siyah sayfalarına Taksim’in lideri olarak yazılacak” dedi.
“Haravgi” gazetesinde yayınlanan röportajda “Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve başkalarının açıklamalarını, Cumhurbaşkanı’nın kendisine iki devletli çözümden bahsettiğini söyleyen Başpiskopos’un ifşaatları izledi. Cumhurbaşkanı’nın ne söylediğini kimse mi anlamadı?” sorusuna yanıtında Eleni Mavru “Başpiskoposun yaptığı ifşaatlar Cumhurbaşkanı’nın bugüne kadar zaman zaman bu konuda yaptığı tüm “inkârları” yalanlıyor. Fakat bu AKEL için sürpriz değildir. Cumhurbaşkanı’nın Kıbrıs için iki devletli çözüm ‘vizyonunu’ Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Cavuşoğlu’yla, yabancı diplomatlarla ve hem Kıbrıs’ta hem de yurtdışında çeşitli siyasetçilerle paylaşmasından bu yana endişeliyiz. Cumhurbaşkanı’nın Crans Montana’daki duruşu ve ardından yaşananlar bu endişemizi pekiştirdi” dedi.
“Hatta hükümet bu konuda endişelerini kamuoyuyla paylaşma cesaretini gösteren herkesi suçladı. AKEL olarak sık sık ‘Türkiye’nin sözcüsü’ olmakla suçlandık” diye ekledi.
Mavru “Cumhurbaşkanlığı tarafından bugün yapılan inkârlar, yalanlamalar artık hiç kimseyi ikna etmiyor. Gerçek şu ki, halkın arkasından işler çevirip, yurdumuzun yüzde 37’sini kalıcı ve geri dönülmez bir şekilde Türkiye’ye teslim etme fikriyle flört eden Nikos Anastasiadis Kıbrıs sorununda iki devletli çözüm yoluyla ülkemizin taksimini sadece tartışmaya değil, aynı zamanda önermeye cesaret eden ilk ve tek Kıbrıs Cumhurbaşkanıdır” dedi.
Başpiskopos’un ifşaatlarıyla başlayan tartışmanın üzerine Sayın Anastasiadis’in 2017’de BM’ye verdiği mektubu Temsilciler Meclisi’nde yer alan siyasal partilerin liderlerine göndererek, iki bölgeli iki toplumlu federal bir çözüm için mücadele ettiği yönünde ikna edici olup olmadığı sorusuna Eleni Mavru, Cumhurbaşkanı’nın 2017’de BM’ye verdiği mektuba atıfta bulunmasının en hafif tabirle “köylü kurnazlığı” olarak nitelenebileceği yanıtını verdi.
“Öncelikle, Cumhurbaşkanı mektubunun hiçbir yerinde iki bölgeli, iki toplumlu federasyon çözümünden bahsetmiyor. Ayrıca, Crans Montana konferansının çöküşünden sonra, Cumhurbaşkanı ‘iki bölgeli, iki toplumlu federasyon’ ifadesini telaffuz etmekte bile zorlanıyordu. Gelgelelim, Ersin Tatar ve Ankara’nın federasyon çözümüne karşı çıkıp iki devletli bir çözümden açıkça bahsettikleri bir dönemde, Cumhurbaşkanı çözümün çerçevesini çok açık bir şekilde korumalıdır” diye konuşan Mavru Cumhurbaşkanı’nın mektubunun aynı zamanda tutarsızlığını da gözler önüne serdiğine işaret ederek, Sayın Anastasiadis’in bir yandan “Crans Montana’da kaldığımız yerden devam etmeliyiz” derken, diğer yandan siyasi eşitlik, federal yetkiler ve başka konular hakkında varılan görüş birliklerini bozarak ve önkoşullar öne sürerek kendisinin niyetleri hakkında şüpheler uyandırdığını kaydetti. Mavru üstelik bütün bunların, Cumhurbaşkanı’nın iki bölgeli, iki toplumlu federasyon çerçevesinde diyaloğu sürdürme çabasında olduğuna ikna etmek istediği bir zamanda yaşandığının altını çizdi.
“Cumhurbaşkanı’nın 2017’den beri iki bölgeli iki toplumlu federasyon çözümünden çok nadiren bahsettiği göz önüne alındığında, iki bölgeli iki toplumlu federasyon çözümü için söylediklerini gerçekten kastettiğine ikna etmesi için ne yapmalıdır?” sorusuna yanıtında da AKEL Politbüro Üyesi Eleni Mavru, Cumhurbaşkanı’nın ortaya koyduğu tutumlarla Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik çabalara büyük zarar verdiğini vurgulayarak, iki devletli çözüm konusunun Kıbrısrum tarafında tartışma gündemine gelmesi olasılığı mümkün görülmezken, şimdi bunun çapta tartışılmaya başlandığına ve yavaş yavaş kimilerince kabul edilmeye başlanması tehlikesinin olduğuna işaret etti.
Cumhurbaşkanı’nın sergilediği tutumlarla Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik çabalarda yol açtığı zararın telafi edilemez hale gelmeyeceği yönünde umudun olabilmesi ve bundan sonrasında esas olarak nasıl hareket etmesi ve neleri yapması dair gerektiğine dair AKEL’in Cumhurbaşkanı Anastasiadis’e kapsamlı bir öneri sunduğunu hatırlatan Eleni Mavru, söz konusu olanın, Kıbrıs sorununda önümüzdeki aylarda yaşanacak gelişmelerin nasıl ele alınacağı olduğunu, yalpalamaların ve dolambaçlı sözlerin mevcut durumda yardımcı olmadığını kaydederek “Ne yazık ki, Cumhurbaşkanı’nın bir güvenilirlik sorunu olduğu aşikardır” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Anastasiadis’in Kıbrıs sorununda çözüme ulaşma yönünde Türkiye’yi sıkıştırması ve ardından eğer Türkiye işbirliği yaparsa çözüm anlaşmasına varılabilmesi için inisiyatifler üstlenmesi gerektiğini söyleyen AKEL Politbüro Üyesi Eleni Mavru, BM Genel Sekreteri’nin 31 Haziran 2017’de sunduğu çerçeve temelinde müzakerelerin yeniden başlatılması çağrısını Sayın Anastasiadis’in çok net bir şekilde kabul etmesi ve bir anlaşmaya varmak için işbirliğine hazır olduğunu beyan etmesi gerektiğini de vurguladı. Cumhurbaşkanı Anastasiadis’in Birleşmiş Milletler metinlerinde belirtildiği şekilde siyasi eşitliği de kabul etmesi gerektiğinin altını çizen Mavru hatta doğalgaz konusunda da hamleler yapması gerektiğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Anastasiadis’in önünde pek fazla seçeneğin olmadığına işaret eden Eleni Mavru “Ya Kıbrıs sorununun çözümü için çalışacak ya da adı tarihin siyah sayfalarına Taksim’in lideri olarak yazılacak” dedi.