
Cenevre sonrasına ilişkin AKEL Basın Sözcüsü Stefanos Stefanu tarafından yapılan açıklama
Cenevre’nin ertesi günündeyiz. Siyasal güçlerin yaptıkları farklı okumalardan ve değerlendirmelerden bağımsız olarak, müzakerelerin devam etmekte olduğu bir gerçektir. Dikkatimizi buna odaklamalıyız.
Her şey müzakerelerde belli olacaktır.
İlgili her tarafın niyetleri, tezleri ve önerileri müzakerelerde belli olacaktır.
Türkiye’nin niyetleri de müzakere masasında belli olacaktır.
İşgali sonlandıracak, iki bölgeli iki toplumlu bir federasyon çerçevesinde yurdumuzu ve halkımızı yeniden birleştirecek, üzerinde anlaşmaya varılacak bir çözüme ulaşmayı başarıp başaramayacağımız müzakerelerde belli olacaktır.
Cenevre konferansının ardından devam eden müzakerelerde, güvenlik ve garantiler konusu Türkiye’nin de katılımıyla görüşülecektir. Toprak başlığı iki tarafın haritalar sunmasıyla yaratılan çerçevede görüşülecektir. Aynı zamanda, Kıbrıs sorununun iç yanını teşkil eden ve henüz üzerinde anlaşmaya varılması tamamlanmamış olan meseleler hakkında da müzakereye devam edilmesi gerekir.
Bazı siyasal güçlerin yapmaya devam ettiği şekilde iddialar ve suçlamalar savurma sürecine AKEL’in girmesi söz konusu olamaz. Her birimizin yurtseverliği, ciddiyeti ve sorumluluğu ne kadar sık ve güçlü bağırmasına, ya da yurtseverlik hakkında öne sürdüğü iddialara göre belirlenmez.
Kıbrıs sorununda bazı tehlikeler mevcuttur ve herkesin bazı endişelerinin olması da makul bir şeydir. Ancak tehlikeler ve endişeler sadece kötü bir çözüm ihtimalinden kaynaklanmamaktadır, aynı zamanda Kıbrıs’ta Türkiye’nin varlığının kalıcılaşması ve taksimiz sürüp gitmesinden de kaynaklanmaktadır. Defakto bölünmeden, Türkiye’nin işgalinin varlığından kurtulmayı istiyoruz ve bu da yaşayabilir ve işler bir çözümle başarılabilir.
Çözüm sadece müzakereler aracılığıyla başarılabilir. Politikada, korku sendromlarına sürüklenmek ve hapsolmaktan daha kötü bir şey yoktur. Müzakerelerde ilkeli tezlerde tutarlı olmak, ama aynı zamanda da gerçekçi olmak gereklidir.
AKEL’in tezleri vardır ve gelişmeleri bu tezler temelinde değerlendirmektedir. Ve AKEL üzerinde anlaşmaya varılan çerçevede çözümün başarılmasını gerçekten hedeflediğinden ve arzuladığından, farklı görüşleri olduğunda da, somut öneriler sunarak, yapıcı ve yaratıcı olmaya devam edecektir. Sadece reddederek ve sürekli olarak tehlike iddialarında bulunarak, hiçbir sorun çözülmemiştir ve çözülemez.
16.1.2017