Home  |  Konuşmalar   |  Barış ve Yeniden Birleşme Festivali’nde PEO Genel Sekreteri Pambis Kiritsis’in konuşması

Barış ve Yeniden Birleşme Festivali’nde PEO Genel Sekreteri Pambis Kiritsis’in konuşması

 

Bu akşamki Barış ve Yeniden Birleşme Festivali, ülkemizin yeniden birleşmesi ve daha iyi, daha adil bir toplum hedefiyle gerçekleştirilmektedir. Zengin ortak etkinliklerin ve verilen büyük ortak mücadelelerin devamını teşkil etmektedir.

Birlikte 1 Eylül Dünya Barış Günü’nü kutlamak için, Kıbrıslırum- Kıbrıslıtürk emekçilerin barıştan yana, yeniden birleşmeden yana seslerini bir kez daha duyurmak için bu yıl da buradayız.

Kıbrıs, kökleri soğuk savaş dönemi hesaplarında ve fırsatçı jeostratejik emellerde olan emperyalist müdahalelerin ve komploların karakteristik bir kurbanıdır.

Kıbrıslılar savaşın ve militarizmin sonuçlarını yaşamaktadır. Yüz binlerce insan kendi yurtlarında göçmen haline gelmiştir.

Kıbrıs halkının gerçek çıkarlarına yabancı güçler milliyetçiliği ve fanatizmi kışkırttılar, toplumlar arası anlaşmazlıkları istismar ettiler ve Kıbrıs trajedisine yol açtılar.

Yabancı müdahalelerin ve savaşın yaraları hala açıktır ve yurdumuz bölünmüş bir durumda kalmaya, yabancı askeri güçler ülkemizde var olmaya devam ettikçe, bu yaralar kapanmayacaktır.

Bugün hep birlikte buradayız. Helen ve Türk şovenizmine karşı, milli duyguların istismar edilmesine karşı direniş sesimizi yükseltmek için buradayız. Gerçek yurtseverliğin sesini duyurmak için buradayız.

Biz yurdumuzun bölünmesi ve taksimi düşüncesiyle asla uzlaşmayacağız.

Öncelikle ve esas olarak Kıbrıslılara hizmet eden iki bölgeli iki toplumlu federasyon çözümü için mücadeleye devam ediyoruz. BM oylamalarına ve kararlarına, uluslararası hukuka, iki toplum arasındaki doruk anlaşmalarına, Avrupa ilke ve değerlerine dayanan bir çözüm için mücadele ediyoruz. BM kararlarında belirtildiği şekilde iki toplumun siyasi eşitliğinin olacağı, her toplumun ulusal ve dinsel kimliklerine saygının olacağı bir çözüm için mücadele ediyoruz. Tek egemenliği, tek vatandaşlığı ve tek uluslararası kimli olacak bir devlet çerçevesinde barış ve güvenlik içinde herkesin geleceğini güvence altına alacak bir çözüm için mücadele ediyoruz.

İki toplumun liderleri arasındaki toplumlararası görüşmeler sürecini destekliyoruz. Çözüm yolunu açacak onurlu bir uzlaşının sağlanması için, mevcut koşullarda yegâne gerçekçi yol budur. İçinden geçtiğimiz dönem eylem dönemidir. Kararlılığımızı ortaya koyma dönemidir.

Müzakerelerin yoğunlaştırılması ve yeterince tartışılmamış olan başlıkların açılması için BM Genel Sekreteri’nin teşvikiyle 7 Temmuz’da varılan anlaşma gerçek irade gösterildiği takdirde ilerleme sağlayabilir.

BM Genel Sekreteri’nin iki toplumun liderleriyle 3. görüşmesinin Ekim ayı içerisinde yapılması bekleniyor. Gerçek ilerleme olması için, üzerinde anlaşmaya varılanlara bağlı olmak şarttır. Henüz anlaşma sağlanamamış olan konularda taraflar arasındaki mesafeyi kapatacak köprülerin yaratılmasının yolunu tartışmak yerine, hepimizin üzerinde anlaşmaya varıldığını varsaydığımız meselelerin tekrar tartışılmaya başlanmasından büyük endişe duyuyoruz.

Görüşme masasında bugüne kadar sağlanan ilerlemenin korunmasını talep ediyoruz. Çünkü üzerinde anlaşmaya varılanlara bağlılık olmaksızın, ilerleme sağlanabilmesi mümkün değildir ve elbette ki üzerinde anlaşmaya varılanlardan geri adım atan kimse, elbette ki tüm Kıbrıs halkı karşısında, Kıbrıslırumlar ve Kıbrıslıtürkler karşısında çok büyük bir sorumluluğu üstlenmiş olacaktır.

 

Sevgili dostlar,

Ülkemizin bölge jeostratejik enerji haritasında dinamik bir biçimde yer almaya başladığı bir dönemden geçmekteyiz.

Kıbrıs’ın deniz bölgesinde hidrokarbon yatakların bulunması perspektifleri sürtüşme unsuru olmamalıdır. Kıbrıslıların tümünün daha iyi bir geleceğe sahip olmaları için umut veren ve teşvik eden bir unsur olmalıdır. Ülkemizin doğal zenginliklerinden sağlanacak yarar, ortak vatanımızın yeniden birleşmesi için bir araç olarak değerlendirilebilir ve değerlendirilmelidir. Doğal zenginlikler, Kıbrıslıların tümüne aittir ve Kıbrıs sorununun çözümünün sonucu olarak ortaya çıkabilecek olası yararlardan hepimiz yararlanacağız. Kıbrıslırumlar ve Kıbrıslıtürkler olarak bölgemizde barışı korumalıyız. Müzakere masasında ilerleme sağlanması için baskıyı yoğunlaştırmalıyız.

Doğu Akdeniz’de son haftalarda yaratılan gerilim, barış ve yeniden birleşme için ortak eylemimizi yoğunlaştırmamız için ek bir nedeni daha teşkil etmektedir.

Kıbrıs’ta barış için ortak mücadelemiz aynı zamanda dünya barışı için mücadeleye de önemli bir katkı sağlamaktadır. Kıbrıs sorununa barışçıl ve adil bir çözüm bulunması tüm doğu Akdeniz’de ve Balkanlar’da barış ve işbirliğinin güçlenmesine yardımcı olacaktır.

Konuşmamı tamamlarken, bu akşamki Barış ve Yeniden Birleşme Festivali’nin sanat programını büyük özen ve duyarlılıkla hazırlayan değerli sanatçılara ve dostlara yürekten teşekkürlerimizi sunmak istiyorum. Sanatçı dostlarımız Kullis Teodoru ve Umut Albayrak’a, Vasilica Kültür Derneği’ne, Değirmenlik Halk Sanatları Derneği’ne ve Kıbrıslıtürk müzik grubu Sol Anahtarı’na en içten teşekkürlerimizi sunuyoruz.

Barış için şarkılarımızı hep birlikte söyleyeceğiz, hep birlikte dans edeceğiz. Emekçilerin hep birlikte eşitlik ve sosyal adalet toplumunu talep edecekleri yeniden birleşmiş ortak bir vatan için Kıbrıslırum-Kıbrıslıtürk çalışanların birlik, kardeşlik ve ortak mücadele mesajını her yere gönderelim.

PREV

Leyla Kıralp’ın kitabının sunumunun yapıldığı iki toplumlu etkinlikte Hristina Dimitriyadu tarafından yapılan selamlama konuşması

NEXT

TDP 3. Kongresinde AKEL Merkez Komitesi Polit Büro üyesi Fanis Hristodulu tarafından yapılan konuşma