AKEL Merkez Komitesi toplantısının ardından yapılan açıklama
AKEL Merkez Komitesi bugünkü toplantısında Kıbrıs sorunuyla ilgili olarak yaşanan gelişmeleri derinlemesine tartıştı. Ayrıca Türkiye’deki gelişmeleri ve bunların Kıbrıs sorununun çözümü çabasına etkilerini ele aldı. Merkez Komitesi geçen toplantısından bugüne kadar geçen dönemde parti liderliğinin ortaya koyduğu tutumları oybirliğiyle onayladı.
Halen devam eden müzakere süreci 2008’den itibaren başlamış olan çabanın devamını teşkil etmektedir. Merkez Komitesi müzakerelerdeki bugünkü durumun tamamen anlaşılmasını sağlayacak şekilde, o zamandan bugüne yaşanan gelişmelerin etraflıca ve bütünsel analizini yaptı.
Merkez Komitesi siyasal sorunumuza tek çözümü iki bölgeli iki toplumlu federasyon çözümünün teşkil ettiğine dair AKEL’in görüşünü teyit etmektedir. Aynı zamanda Merkez Komitesi, BM Güvenlik Konseyi’nin ilgili kararlarında belirlendiği şekilde siyasi eşitlik ilkesine ve Kıbrıslıların tümünün insan haklarına ve temel özgürlüklerine saygılı olacak, bir ve tek egemenlikli, tek uluslararası kimlikli ve tek vatandaşlıklı, iki bölgeli, iki toplumlu federasyon çözümünün yurdumuzun ve halkımızın birliğini güvence altına aldığının altını çizmektedir. Ayrıca, AKEL olarak, Kıbrıs sorununa ilişkin her zaman dile getirdiğimiz görüşlerimize ve ilkelerimize, uluslararası hukukun ve Avrupa hukukunun ilkelerine, Ulusal Konsey’in bir dizi kararında teyit edildiği şekilde çözüm ilkelerine istikrarlı bir şekilde canla başla bağlı olmaya devam edeceğiz.
2009 Sonbaharından 2014 Şubatında Ortak Açıklama’nın yayınlanmasına kadar diğer siyasal güçlerin tümünün AKEL’in politikasına karşı çıkmalarına rağmen, biz, siyasi bedel kaygısına düşmeden, tezlerimize bağlı kalmaya devam ettik. Özellikle Sayın Anastasiadis’in Cumhurbaşkanlığı’na seçilmesinin ardından, müzakerelere sıfırdan başlanmasının ve Hristofyas-Talat görüş birliklerinin terk edilmesinin yol açacağı ciddi tehlikeler hakkında yorulmaksızın defalarca uyarılarda bulunduk. Yaşanan gelişmeler AKEL’in görüşlerini doğruladı. İki tarafın tezleri arasındaki mesafe önemli derecede büyüdü ve BM Genel Sekreteri’nin Güvenlik Konseyi’ne sunduğu rapor son on yılın en kötü raporu oldu.
Müzakerelerde havanın değişmesinde önemli adım, Sayın Akıncı’nın Kıbrıstürk toplumu liderliğine gelmesiyle yaşandı. Bu gelişme Kıbrıs sorununun çözümü için tekrar umut verdi. Her şeyin ve herkesin müzakere masasında yapılacaklara göre değerlendirileceğini elbette ki göz ardı etmiyoruz. Görüş birliklerinin, Sayın Eroğlu’nun aksine, Sayın Akıncı tarafından şu ana kadar elle tutulur bir biçimde benimsenmesini selamlıyoruz. Bu görüş birliklerinin Cumhurbaşkanı Anastasiadis tarafından da desteklendiği derecede müzakerelerin ilerlediği tespitinde bulunuyoruz. Ancak bu, bütün sorunların aşıldığı anlamına gelmemektedir.
Mülkiyet başlığı müzakere sürecinin bundan sonraki gidişatı açısından belirleyici önemdedir. AKEL, göçmenlerin çoğunluğunun Kıbrısrum yönetimi altında evlerine ve mülklerine geri dönüşlerine ilişkin tezin dışında, geriye kalan göçmenler için de üzerinde anlaşmaya varılacak mantıki kriterler temelinde ilk tercih hakkının yasal mülk sahibinde olmasını güvence altına alacak düzenlemelerde ısrar etmektedir. Mülkiyet başlığında daha fazla özlü görüş birlikleri sağlanamadığı takdirde, müzakere süreci yeni bir çıkmaza sürüklenecektir. Hâlbuki mülkiyet başlığının yukarıdaki zeminde çözümü olanaklı kılındığı takdirde, toprak konusunun özlü bir biçimde görüşülmesinin yolu açılacaktır. Devamında, Türkiye’yi sorumluluklarıyla yüz yüze getirerek, işgal ordularının ve yerleşiklerin adadan ayrılması, güvenlik ve garantiler gibi kritik meselelerin görüşülmesinin yolu da açılacaktır. Bugün var olan çağdışı garantiler rejiminin yerine NATO garantisinin konulmasına ve askersizleştirme tezinin terk edilmesine yönelik düşüncelere AKEL’in kökten karşı olduğunu bir kez daha belirtiyoruz. Üstelik Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Avrupa Birliği üyesi olduğu koşullarda garantilerin gereksiz olduğu görüşündeyiz.
AKEL, daha önceki inisiyatiflerinin devamı olarak, Kıbrıs sorununa ilişkin gelişmelerin parti birimlerinde düzenli zaman aralıklarıyla ele alınarak tartışılmasının yanı sıra, Kıbrıs sorununa ilişkin yeni bir dizi açık tartışma toplantılarının organizasyonu yönünde de ilerlemeyi kararlaştırdı. Hedefimiz, müzakerelerin gidişatı ve çözümün içeriği hakkında, Kıbrıs’ta olduğu kadar yurt dışında da, Kıbrıslırum-Kıbrıslıtürk, bütün yurttaşların mümkün olan en iyi şekilde bilgilendirilmeleri olmaya devam etmektedir. Kıbrıstürk toplumunun ilerici güçleriyle ortak faaliyetler gerçekleştirmeye devam etmeliyiz ve bunu yoğunlaştırmalıyız. Buna paralel olarak, uluslararası faktörün işgalci Türkiye’yi Kıbrıs sorununun çözüm ilkelerine uyması yönünde etkilemesi ileri hedefiyle, uluslararası alanda siyasi temaslarımıza devam edeceğiz. Çözümün anahtarını Türkiye’nin elinde tuttuğu koşullarda, uluslararası toplumun bu yöndeki rolü belirleyici önemdedir.
AKEL Merkez Komitesi Kıbrıs sorununa mümkün olan en kısa sürede bütünlüklü çözüm bulunması gereksiniminin altını çizmektedir. Müzakerelerde ileri-geri adımlardan kaçınılırsa ve görüş birlikleri değerlendirilirse, o zaman, AKEL’in 22. Kongresi’nde de teyit edildiği gibi, ilkeler temelinde çözüm hedefimize elle tutulur bir şekilde hizmet edilmiş olacaktır. İç cephede bazı siyasal güçlerin iki bölgeli iki toplumlu federasyon çözümünü reddetmeleriyle oluşan endişe verici tablo, yurdumuzun ve halkımızın çıkarlarına hizmet etmemekte ve kesin bir biçimde taksimin kalıcılaşmasına götürmektedir. Bu nedenle, bütün siyasal güçleri müzakere sürecinin kritik bir kavşakta olduğu bu dönemde sorumlu ve yapıcı tutumlar ortaya koymaya çağırıyoruz. AKEL, rövanş alma eğilimlerinden ve küçük partisel hesaplardan uzak durarak, sorumlu ve yurtsever politikasına sarsılmaz bir biçimde bağlı kalmaya devam edeceği yönünde Kıbrıs halkının tümünü temin etmektedir.
Çözüm, kurtuluş, yurdumuzun ve halkımızın yeniden birleşmesi için önümüzdeki tek yol olan müzakere sürecini hiç kimseye açık çek vermeksizin desteklemeye devam edeceğiz.
26.9.2015