Home  |  Açıklamalar   |  AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu’nun Ulusal Konsey Sonrası Açıklamaları

AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu’nun Ulusal Konsey Sonrası Açıklamaları

Andros Kiprianu: Crans Montana’daki gelişmelerin olumsuz sonuçlarını şimdiden hissediyoruz, ihtiyacımız olan daha çok sağduyu ve değerlendirmeyle durumu nasıl ele alacağımıza bakmaktır. Tecrübelerimiz bizlere Kıbrıs sorununda özlü müzakeler olmadığı her zaman zorluklar ve sorunlarla karşı karşıya kaldığımızı söylemektedir. Bu nedenle, Türkiye’nin saldırganlığının bir sonucu olarak karşı karşıya olduğumuz sorunlara çözüm bulmanın en etkili yolu, BM Genel Sekreteri tarafından hazırlanan çerçeveye ve son dönemde üretilen tüm çalışmalara dayanılarak, özlü müzakerelerin herhangi bir “protaxis” politikası, yani yani müzakere sonuçlarını ve ön şartları önceden belirleme politikası, olmaksızın yeniden başlatılması için çaba sarf etmektir. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Crans Montana Konferansı’nın akşam yemeğinde çizdiği çerçeve, güvenlikle ilgili konulardan endişe duymadan özlü müzakerelerin tekrar başlatılmasını kabul etmemize olanak sağlıyor. Elbette, diğer konulardaki posizyonumuz iyi biliniyor.

Açıklanan farklı yaklaşımlara saygı duyduğumuzu açıkca belirtmek istiyorum ancak diğer siyasi partilere yaptığımız çağrı kritik gelişmelerin nasıl gelişmekte olduğunu anlamamız gerektiğidir. Türk tarafının Maronit köyleriyle ilgili yaptığı hamleler ve Mağusa’nın açılmasıyla ilgili söylentiler tesadüfi değildir.

Bizim görüşümüz, Birleşmiş Milletler nezninde yeni bir oldubitti yaratacak herhangi bir hamle olmayacağından veya eğer bir adım atılacaksa bunun Birleşmiş Milletler’in himayesinde olması için harekete geçileceğinden emin olmak için hükümetin derhal tepki vermesi gerektiğidir.

Ayrıca ele alınması gereken başka sorunlar da olacaktır; çok sayıda yeni oldu bitti yaratacak, mülkiyet meselesini çözme görüşüyle tazmin komitesine daha fazla maddi destek ve iyileştirme ve aynı zamanda Türkiye’nin Kıbrıslıtürkler üzerindeki sözde izolasyonun kaldırılması girişimlerini ilerletmesi gibi.

Bu nedenle tarafımızın öncelikle harekete geçmesi gerektiğine inanıyoruz ancak yine de en emin yolun, Kıbrıs sorununda bir anlaşmaya ulaşmak amacıyla özlü müzakerelere yeniden devam edilmesinin yollarını bulmak olduğunu tekrarlıyorum.

Soru: Cumhurbaşkanı nasıl hareket edeceğini size söyledi mi?

Andros Kiprianu: Cumhurbaşkanı kapsamlı olmayan bazı düşüncelerden bahsetti. Partilerin görüşlerini dinlediğini söyledi. Bu görüşleri kaydedip analiz edecek ve nasıl ilerleyeceğini göreceğiz.

Bizim görüşümüz, özlü müzakereler yapılmadığı sürece atılacak herhangi bir adımın etkili olmayacağı ve bu sonuca çok yakında ulaşacağımızdır.

Tekrar ediyorum; kamuoyunu rahatlatmak için yapılanlar ve iç cephede söylenenler başka bir şeydir, Crans Montana’da ne olduğuyla ilgili yaygın uluslararası görüş başka bir şeydir.  Türkiye’nin yeni oldubittiler yaratma girişimlerini ele alırken bu olguları görmezden gelemeyiz.

Soru: Crans Montana’da yaşananlarla ilgili uluslararası toplumun görüşü nedir?

Andros Kiprianu: Birleşmiş Milletler’in görüşüne göre, Crans Montana’daki Kıbrıs Konferansı, Türkiye’nin güvenlik konusundaki pozisyonunun bir sonucu olarak çökmedi. Bu, ne BM’nin ne de AB’nin resmi pozisyonu değil. Ve bu nedenle Türkiye’nin Crans Montana’daki duruşunu reddetmediler. Sonuç olarak, kendi aramızda tartıştıklarımızın hepsi iyi ve güzel ve kamuoyunu ikna ettiğimizden memnunuz ancak uluslararası toplumun düşüncesi başka bir şeydir.  Dolayısıyla, aynı olgularla gitmeye devam edersek, haklısınız, sonrasında mutlak surette yeni oldubittileri güçlendirecek ve daha da ilerletecek ikinci bir başarısızlığa doğru yol alıyoruz.

Bu nedenle hepimiz için önemli olan, hepimiz derken bizim tarafı kastediyorum, Kıbrıs sorununda yeni bir çabayı nasıl ilerleteceğimize dair etraflıca düşünmemizdir.

AKEL’in pozisyonu çok nettir. Müdahale haklarını veya garantileri veya orduların süresiz adada kalmasını kabul edemeyiz. BM’nin görüşlerinin bizimle örtüştüğünü ve bunu değerlendirmemiz gerektiğini düşünüyorum. AKEL’in, Crans Montana’da BM’yi olması gereken kadar iyi kullanmadığımız görüşünde ısrar etmesinin nedeni budur.

Soru: Türkiye’nin Crans Montana’daki duruşu da örtüşüyor mu? Birleşmiş Milletler’in çöküş hakkındaki görüşü nedir?

Andros Kiprianu: Bence bu soruyu Birleşmiş Milletlere yöneltmeniz yararlı olur. BM Genel Sekreteri Kıbrıs Özel Danışmanı Sayın Eide, önümüzdeki Perşembe günü görüşlerini sizlere belirtmek için tekrardan burada olacak. Bu görüşleri daha önce de ifade etmişti, bu yüzden tekrar sorabilirsiniz. Ben Birleşmiş Milletler adına konuşamam.

Soru: Sizin posisyonunuz Türkiye’nin garantiler ve müdahale hakkındaki ısrarına bakmaksızın görüşmelere geri dönmemiz gerektiği midir?

Andros Kiprianu: Görüşümüz, BM Genel Sekreteri’nin 6 Temmuz’da yapılan akşam yemeğinde kendi pozisyonunu ifade ettiği çerçevenin bizi tatmin ettiğidir. Gelişen bu koşulları kullanmalıydık. Daha fazla bir şey söylemek istemiyorum çünkü şu an önemli olan yeni oldubitti yaratma çabalarını nasıl ele aldığımızdır.

Türkiye’nin, özlü müzakereler ne zaman sürdürülmese yeni oldubittiler yarattığını ısrarla tekrar ediyorum. Türkiye’nin gayretleriyle mücadeledeki en etkili yol, ilkelerde geri adım atmaksızın özlü müzakerelere başlamaktır. Güvenlik ve garantilerle ilgili konularda BM bizimledir. Birleşmiş Milletler’in bu posizyonundan nasıl yararlanacağımıza bakmalıyız.

AKEL Basın Bürosu, 1 Ağustos 2017, Lefkoşa

PREV

Cumhurbaşkanı’nın Kıbrıs Sorununu Ele Alış Şekli Yeni Oldubittiler Yaratılması İçin Tehlikeler Oluşturuyor

NEXT

Hristofyas’tan Anastasiadis’e Açık Mektup