Home  |  Açıklamalar   |  Kadın Cinayetleri Ataerkil Anlayışların Hâkim Olduğu Sistemin Doğasında Olan Bir Suçtur

Kadın Cinayetleri Ataerkil Anlayışların Hâkim Olduğu Sistemin Doğasında Olan Bir Suçtur

 

Kadınlara karşı şiddete ve kadın cinayetlerine karış mücadele ile ilgili olarak POGO Kadın Hareketi’nin gerçekleştirdiği panelde konuşan AKEL Politbüro Üyesi ve Milletvekili Aristos Damianu “Şiddet -ister bireyler ister gruplar veya devletler tarafından uygulansın- insanlara güç dayatmayı hedefleyen tüyler ürpertici iğrenç bir harekettir ve kınanması gerekir. Şiddetin farklı biçimlerinin boyutu ve yoğunluğu tarihi, siyasi ve kültürel koşullara göre değişiklik gösterse de kadın cinayetleri ataerkil erkin ve ataerkil anlayışların hâkim olduğu ve günümüzde de varlığını sürdüren sistemin doğasında olan bir suçtur” dedi.

 

Kadın ve kız cinayetleriyle sini cinsiyetleri arasındaki bağın, tarihsel olarak süregiden bu suçun görünür olabilmesi için örgütlü kadın hareketinin büyük çabalar ve mücadeleler ortaya koymasının gerekmiş olması hiç de tesadüfi olmadığının altını çizen Damianu, “Avrupa’da son yıllarda ve özellikle de İstanbul Sözleşmesi’nin benimsenmesinden sonra cinsiyet bazında şiddetin en uç biçimi olan kadın cinayetlerine karşı yasalarla mücadele yollarının bulunması çabası giderek daha da genişlemektedir. İspanya, İtalya, Belçika ve Fransa’da kadın cinayetlerine karşı yasalarla mücadele etme çabasının ortaya koyulduğu görülmektedir. Bir cinayette kurbanın cinsiyetini cezayı ağırlaştırıcı hale getiren bir yasayı 2004 yılında kabul eden İspanya bu yönde ilk adım atan Avrupa ülkesi olmuştur” diye ekledi.

 

Konuşmasının devamında AKEL Milletvekili Aristos Damianu cinayet kurbanının cinsiyeti ile bağlantılı bir şekilde cinayetlerin önlenmesine, cinayetleri karşı mücadele ve suçlunun mahkûm edilmesi ile ilgili olarak hukuk mekanizmalara yönelik arayışın Kıbrıs’ta da başlamış olması çok doğru ve yerinde olduğunun altını çizerek, bunun, sadece uluslararası toplumda hukuki yapının modern eğilimlerine ayak uydurmak için değil, gerçek ve üzücü bir olgu olarak ne yazık ki yurdumuzda da süregiden cinsiyet bazında şiddetin ve kadın cinayetlerinin sona ermesi için şart olduğunu vurguladı.

 

AKEL Politbüro Üyesi ve Milletvekili Aristos Damianu ayrıca şunları da dile getirdi:

 

“Kıbrıs’ta 2010-2016 yılları arasında 28 kadın cinayeti olayı kayıt altına alınmıştır ve bunların %75’inin de aile içi şiddet vakası olduğu ortaya çıkmıştır. 2019-2020 yılları arasında 13 kadın cinayeti işlenmiştir ve bu cinayetlerin ikisinde kurbanların çocuk olduğu tespit edilmiştir. Bu cinayetlerin faillerinin çoğunun erkek ve Kıbrıslı olması da gözden kaçmamaktadır. Ayrıca bu sayılara 2020 yılında 407 kadının hayatlarının tehdit edildiğini, 322 kadının bir nesne veya silahla saldırıya uğradığını ve 129 kadının da boğma teşebbüsüne uğrayarak şikâyette bulunduklarını eklememiz gerekmektedir. Uluslararası araştırmalar dünya çapında her gün ortalama olarak 137 kadının eski veya şimdiki sevgilisi, kocası veya bir aile ferdi tarafından öldürüldüğünü göstermektedir.

 

Önümüzde kat etmemiz gereken daha çok uzun bir yol var ama bu yolda birlikte ilerlememiz gerekmektedir. Ağır bir suç olan tecavüz ile ilgili yasada AKEL’in girişimiyle yapılan değişiklik gibi adımlar atarak hem toplumda hem Meclis’te birlikte ilerlemeliyiz. Çünkü cinsiyet bazında şiddete, kadınlara karşı basmakalıp algılara ve cinsiyet eşitsizliğine karşı mücadele sadece kadınların meselesi olamaz ve olmamalıdır. Bu mücadele, kadınların ve erkeklerin ortak mücadelesi olmalıdır”.

 

PREV

Eğitim sosyal bir haktır ve kamu hizmetidir

NEXT

Tek Ebeveynli Ailelere de Yönelik Kapsamlı Bir Sosyal Politikanın Uygulanması Gerekiyor