Kıbrıslıtürklerin toplumsal var oluş mücadelesiyle tam dayanışmamızı dile getiriyoruz
AKEL Yeniden Yakınlaşma Bürosu Sorumlusu İlias Dimitriu yaptığı açıklamada, Türkiye tarafından dayatılan politikalar nedeniyle toplumsal var oluşlarının tehdit edilmesine karşı Kıbrıstürk toplumundaki çeşitli ilerici güçlerin verdikleri mücadeleye AKEL’in tam destek ve dayanışmasını dile getirdi.
Kıbrıstürk gazetesi Yeni Bakış’ta yayınlanan ve işgal altındaki topraklarda 50.000 yerleşiğe daha “vatandaşlık” verilmesinin planlandığına ilişkin son ifşaat haklı olarak Kıbrıslıtürklerin büyük bir kesiminin tepki ve öfkesine yol açtığını belirten Dimitriu, bu konuyu ifşa eden ve güya kişisel bilgileri yayınlamakla suçlanan gazetenin üç gazetecisinin susturulmaya çalışılmasının tepkileri daha da arttırdığını kaydetti.
Sürekli ve kitlesel bir biçimde “vatandaşlık” verilmesinin, direnen seslerin sistematik bir şekilde baskı ve zulme maruz kalmasının, Kıbrıstürk toplumunun laik karakterini değiştirme girişimlerinin Türkiye tarafından Kıbrıslıtürklerin çok yönlü asimilasyonuna yönelik temel siyasi hedefleri teşkil ettiğini söyleyen İlias Dimitriu, aynı esnada Türkiye’nin gerçek bir piyonu olarak Ersin Tatar’ın bu politikaları desteklemekle kalmayıp, Kıbrıs sorununda yeni oldubittilere yol açtığının ve zamanı geçmiş iki devletli çözüm doktrininde ısrar etmekte olduğunun da altını çizdi.
Kıbrıstürk toplumunun varlığını tehdit eden Türkiye’nin politikalarını AKEL’in kınadığını belirten İlias Dimitriu, “özellikle görüşleri nedeniyle hedef haline getirilen ve baskıya uğrayan Kıbrıslıtürklerle dayanışmamızı ifade ediyoruz” diye konuştu.
“Aynı zamanda Türkiye’ye ve Kıbrıstürk liderliğine toprak üzerinde yeni oldubittilerde bulunmaya son verip, ilgili BM kararları temelinde Kıbrıs sorununda samimi bir diyaloğun gerçekleşmesi yönünde ilerleme çağrısında bulunuyoruz” diye konuşan AKEL Yeniden yakınlaşma Bürosu Sorumlusu İlias Dimitriu, bu doğrultuda Kıbrısrum tarafının da Türkiye ve Kıbrıstürk tarafına ya iki tarafın yıllardır üzerinde anlaşmaya varmış oldukları temelde diyaloğa geri dönmeleri ya da kabul edilemez statükonun devam etmesinin tek sorumlusu olmaları yönünde baskı yapacak girişimlerde bulunması gerektiğine işaret etti.
