Cumhurbaşkanı’nın Kıbrıs Sorununu Ele Alış Şekli Yeni Oldubittiler Yaratılması İçin Tehlikeler Oluşturuyor
AKEL Merkez Komitesi’nin Açıklaması
Garantilerin ve müdahale haklarının iptalini, bununla birlikte işgal birliklerinin çekilmesini müzakere masasına dönmek için bir önkoşul olarak koyan ifadeleriyle Cumhurbaşkanı, “protaxis” politikasına, yani müzakere sonuçlarını ve ön şartları önceden belirleme politikasına, atıfta bulunmaktadır ve bu nedenle başarı şansı yoktur. Hatırlatırız ki, bu tür politikalar geçmişte izlenmiş ve sonuç her zaman çıkmaza götürürek, sorumluluk Kıbrısrum tarafına yüklenmiş ve yeni oldubittiler oluşturmuştur. Cumhurbaşkanı, nitekim kısa bir süre önce, güvenlik ve toprak konusunun çözümüyle açıkta kalan konuların görüşülmesini kabul etme önşartını terk etmek zorunda kaldı.
Cumhurbaşkanı eğer garantiler ve müdahale haklarını sona erdirmekle ve bununla birlikte işgal birliklerinin geri çekilmesiyle gerçekten ilgiliyse, “protaxis” politikasını izlemek yerine çok daha etkili şeyler yapabilir. Bir başka ifadeyle, BM’nin, AB’nin ve hatta Britanya’nın da desteğini posizyonları yönünde kullanabilir:
- Çözümün ilk gününden garantilerin ve müdahale haklarının feshi
- İşgal birliklerinin büyük ölçüde azaltılması ve iki yıl içinde tamamen geri çekilmesi.
- Tartışmanın tek konusu, 650 askerli Türk Alayı’nın (TURDİK) geri çekilme veya yeniden gözden geçirilmesi maddesi olup olmayacağıdır.
Cumurbaşkanı, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in ortaya koyduğu ve yukardaki hususları içeren ve esasen Cumhurbaşkanı’nın bugün Türkiye’den talep ettiği şeylerden farklı olmayan çerçeveyi kullanabilir.
Cumhurbaşkanı’nın Kıbrıs sorununu ele alış şekli, yeni oldubittilerin yaratılması için tehlikeler oluşturuyor ve şüphesiz, Kıbrıs sorununun ilkeler ve üzerinde anlaşmaya varılan çerçeveye dayalı çözümü çabalarını çok daha zorlaştırıyor.
AKEL Basın Bürosu
31 Temmuz 2017