Özgür ve Yeniden Birleşmiş Bir Yurt İçin Milliyetçiliğe ve Şovenizme Karşı Mücadeleye Devam Ediyoruz
20 Temmuz İstilasının Yıldönümünde AKEL’in Yayınladığı Bildiri
Kıbrıs halkı aleyhine işlenen çifte cinayetin ikinci aşamasını teşkil eden 20 Temmuz 1974’ten bugüne 43 yıl geçti. AKEL, Kıbrıs ve halkımız aleyhine işlenen bu cinayetleri en şiddetli bir biçimde bu yıl da kınamaktadır.
Türkiye’nin istilası CIA ve NATO tarafından Kıbrıs’a karşı örgütlenen ve yönlendirilen, Atina’daki ve Kıbrıs’taki maşaları tarafından yaşama geçirilen komplonun doruk noktasıydı. Cunta’nın, Grivas’ın ve EOKA-B’nin hain faaliyetleri olmaksızın yabancı güçler Kıbrıs Cumhuriyeti’ni yok etme ve Kıbrıs’ın neredeyse yarısını Türkiye’ye teslim edilmesi planlarını yaşama geçiremezlerdi. Bu, gizlenemeyecek ve silinmeyecek tarihi gerçektir.
Türkiye’nin Atilla Harekâtı’yla gerçekleştirdiği istila Kıbrıs’ta felaket ve yıkıma yol açtı. Sonuç binlerce yaralı, ölü, kayıp, yerinden yurdundan olan, mahsur kalan insan oldu.
Uğradıkları ihanete rağmen istilaya karşı direnerek, yaşamları pahasına Kıbrıs’ın bağımsızlığını savunanları saygıyla anıyoruz. Kayıpların yakınlarıyla tam dayanışmamızı bir kez daha ifade ediyoruz. Göçmenleri, mağdur ve mahsur kalanları destekliyoruz. Geri dönüş haklarının sağlanması mücadelesinde göçmenlerle aynı safta yer alıyoruz.
İstilanın 43. yıldönümünde Crans Montana’daki müzakerelerin başarısızlığa uğramasıyla çözüm hedefinden uzaklaşıldığı bir döneme girildiği görülüyor.
AKEL iki toplumun görüşme süreci aracılığıyla çözüme ulaşılması hedefine kararlılıkla bağlı kalmaya devam etmektedir. Şu anda hedef, BM çerçevesinde Kıbrıs sorununun çözüm sürecinin devam etmesi ve müzakerelerde sağlanan kazanımın korunması olmalıdır. Türkiye’den duyulan “B planı” ve BM çerçevesinden çıkış türünden yaklaşımlar ya da bazı Kıbrıslırum ve Kıbrıslıtürk partilerin sözünü ettiği “yeni strateji” ve iki bölgeli, iki toplumlu federal çözümü redde yönelik tutumlar büyük endişelere yol açmaktadır. Bu yollar sadece taksimin kalıcılaştırılmasına götürür.
AKEL olarak, Kıbrıslırumların ve Kıbrıslıtürklerin yeniden yakınlaşması politikasında ısrar ediyoruz ve iki toplumun ilişkilerini zehirleyen milliyetçiliğe ve şovenizme karşı istikrarlı bir biçimde mücadele etmeye devam ediyoruz.
İşgal ve bölünme 43 yıldır yurdumuzu yaralamaya devam ediyor. Kaybettiğimiz insanları en iyi anma ve gelecek nesillere verilecek en önemli söz yurdumuzu bölen tel örgülerin sökülmesi olacaktır.
Kıbrıslırum, Kıbrıslıtürk, Maronit, Ermeni ve Latin, bütün Kıbrıslılar için güvenlik ve refah içerisindeki bir geleceği sağlayacak olan özgür ve yeniden birleşmiş bir yurttur. Bu, mücadelelerimizi belirleyen ve bizi yönlendiren vizyon olmaya devam etmektedir.
19 Temmuz 2017
AKEL Basın Bürosu