Home  |  Kongreler   |  Uluslararası Gelişmeler

Uluslararası Gelişmeler

Uluslararası düzeyde yaşanan siyasi gelişmeler ilerlemeden, refahın gelişmesinden, barışın sağlanmasından değildi. Özellikle bu günlerde insanlık bir utanç duygusu ve hayal kırıklığı ile geçmiştekileri  ve belki de İkinci dünya savaşında Nazilerin insanlığa karşı işlediği suçu aşan bir şekilde NATO’nun Yugoslavya’ya yönelik barbar bombardımanını yaşıyor. Bugünkü savaş durumu  sözde yeni dünya düzeninin doruk noktasına ulaşmasıdır. NATO’cu emperyalist güçler  gerçek yüzlerini ve arzularını gösteriyor. Bu da büyük devletlerin parçalanması ve başta Balkanlar’da olmak üzere jeo-staratejik ve ekonomik çıkarlarına hizmet edecek Amerika Birleşik devletlerinin mandası  küçük devletçiklerin kurulmasıdır.
Yeni dünya düzeninin Doğu Avrupa’daki gelişmelerin, halkları daha iyi günlere taşıyacağı sahte umudunu taşıyan herkes için değilse bile artık birçoğu için hayal kırıklığı olduğu açıktır. Ele aldığımız son dört yıl içerisinde yaşanalar, işlenen milliyetçiliğin devletlerin parçalanmasına yardımcı olduğunu, yer yüzünde bir çok halkı kanlı olaylara götürdüğü, göçmenlik ve sefalet  yarattığını hiç bir şüpheye yer bırakmayacak bir şekilde ispatladı.
İnsanlık, Amerikan  ve İngilizlerin çifte standart yaklaşımını da aşan ve her zaman ekonomik ve askeri çıkarları ile orantılı olarak uygulanan dalgalı politikasına tanıklık ediyor. Amerikalıların ve NATO’nun müdahale ettiği hiçbir olayda halkların ilerlemesi, demokrasi ve insan hakları ile bağlantı yoktur. Var olan gelişmelerin temel karakteristiği, bir çok kez kendilerinin yarattığı sorunların çözümü için Amerikalıların şeytanca planlarını ileri götürmek için  NATO’yu ve birçok kez de BM Güvenlik konseyini kullanarak birbiri ardına girişim üstlenmeleridir.
Yugoslavya’nın dağıtılması uğraşıları bu ülke halkına kan, yerlerinden sökülme, göçmenlik, yoksulluk ve sefalete ve savaşın yol açtığı diğer sonuçlara  mal oldu.  Amerikanın liderliğinde kendi başına BM’in barış gücü görevini yüklenen NATO bir yandan da kendilerini korumaya gittiklerini bombalıyor.
Bugün Sovyetler Birliğinin, sosyalist topluluğun ve Varşova paktının dağılışının ve Rusya’nın zayıflamasının diğer süper güçe karşı  uluslarası alanda karşı siyasi güç olarak bir dengeyi bozduğunu ve bu durumun Amerikalılara ve NATO’ya kendi üstünlükleri olması ve gelişmeleri daima halkların zararına belirlemeleri için özde Birleşmiş milletleri yönetme fırsatı verdiğini düşünmeyen insan yoktur.
NATO’nun 50 yılı kararlarında da net olarak görülüyor ki NATO gelecekte yeni konsepti temelinde kendi değerlendirmelerine göre insan haklarını çiğnediklerine veya çıkarlarına dokunduğuna veya kendi politikalarına uymadığına inandığı NATO üyesi olmayan ülkelere de müdahale edecektir.
Doğal olarak  halkların bugün Yugoslavya’da olduğu gibi kendi iç işlerine sürekli müdahaleleri, insan haklarının ihlalini, uluslararası hukukun ihlalini ve kaderlerinin güçlüler tarafından belirlenmesini sonsuza dek kabul etmeleri olası değildir.
Irak’ı bombalama, Filistin ve Kürt sorununda ve özellikle de son dönemlerde Kürt halkının lideri Abdullah Öcalan’a davranışlarında ve bunu izleyen yakalanışı sırasında  görüldüğü  gibi Avrupa devletlerinin sosyal demokrat liderlerinin bir dizi sorunda yaklaşımlarındaki patavatsız taktik ve kabul edilemez tezleri politikalarında çiftte standart  yaklaşımını açığa çıkarıyor ve gerçek arzuları yönünde hiçbir şüphe bırakmıyor. Ve bu kesin olarak en geriye yerleştirilen insanlığın değil sermayenin ekonomik çıkarlarına hizmet edecektir.
Tüm bu olaylar  yalnız başlarına güçlünün haksız stratejisini gösterirken AKEL’in Kıbrıs’ta geçen Nisan ayında örgütlediği sol partiler toplantısı  çalışanların sürece kararlı bir şekilde tepki göstermede gecikmeyeceklerini ve böylece halklar ve tüm insanlık için daha iyi günlerin geçeceğini doğruladı.

NEXT

Kıbrıs Sorunu