Home  |  Açıklamalar   |  Türkiye’nin İstilasının 45. Kara Yıldönümünde Ortak Mücadeleye Devam

Türkiye’nin İstilasının 45. Kara Yıldönümünde Ortak Mücadeleye Devam

 

Türkiye’nin istilasının 45. kara yıldönümünde AKEL yayınladığı açıklamayla Kıbrıs halkına işgale ve taksime karşı birlik, mücadele ve direniş mesajı verdi.

AKEL Basın Bürosu tarafından yapılan açıklamada Türkiye’nin 20 Temmuz istilasının 15 Temmuz’da yapılan faşist darbeyle işlenen ihanetin devamını teşkil ettiği ve Türkiye’nin Atina cuntası ile EOKA-B’den bayrağı devralarak, yurdumuzun ve halkımızın bölünmesi için hazırlanan NATO’cu planın ikinci ayağını yaşama geçirdiği kaydedildi. İstila ordusunun barbarlıklar, cinayetler, tecavüzler ve talanlarda bulunduğu ve o yaz Kıbrıs Cumhuriyeti’nin topraklarının yüzde 37’sini istila ederek iki toplumun 1963’te başlayan şiddetli ayrılığını tamamladığı belirtildi. Bunu izleyen dönemde Türkiye’nin yasadışı devleti kurduğu ve yasadışı bir biçimde nüfus taşıma, ekonomik ve kültürel entegrasyon, Kıbrıslıtürk ilerici güçlere karşı baskılar yoluyla Kıbrıslıtürk toplumunu ve işgal altındaki bölgeyi sistematik bir biçimde asimile etme politikasını uyguladığı belirtildi.

İstilacılara karşı direnişin en ön safında yer alarak yurdumuzu savunma mücadelesinde canlarını verenleri AKEL’in saygıyla andığının dile getirildiği açıklamada Türkiye’nin Kıbrıs’ı istila ettiği sırada cuntacıların istilacılara karşı direnişi engellemeye çalıştıklarının ve darbeci EOKA-B’cilerin bir yandan solculara ve Makarios’çulara yönelik kovuşturmalarını sürdürürken, sivil Kıbrıslıtürkleri katletmeye giriştiklerini de tarihin unutmadığı kaydedildi.

İstilanın 45. yıldönümünde Kıbrıs’ın bölünmüş, yarı işgal ve dünyanın en militarize edilmiş noktalarından biri olmaya devam ettiğinin altı çizilen açıklamada yurdumuzun bu kez de Türkiye’nin yeni bir saldırganlığıyla karşı karşıya olduğu ve Kıbrıs’ın Münhasır Ekonomik Bölgesi’nde tahrik edici hareketlerine devam ettiği ifade edildi. Aynı zamanda Kıbrıslıtürk toplumunun asimilasyon ve kimliğinin yok edilmesi politikasına maruz kaldığı ve taksim yanlısı tezlere sahip güçlerin toplum liderliğini ele geçirme tehlikesinin de görünür olduğu dile getirildi.

AKEL açıklamasında Türkiye’nin saldırganlığının savuşturulması, çıkmazın ve süregiden müzakere boşluğunun aşılması ve kesin taksime doğru gidişatın önüne geçilmesi için özlü müzakerelerin Crans Montana’da kesintiye uğradığı yerden ve BM Genel Sekreteri’nin çerçevesi temelinde derhal yeniden başlaması gerektiğini vurguladı. Ayrıca müzakerelerde Kıbrısrum tarafının üzerinde anlaşmaya varılmış olan çözüm çerçevesine ve iki bölgeli iki toplumlu federasyon çözümüne net bir biçimde bağlılığını ve bu yöndeki iradesini göstermesi gerektiğinin altı çizildi. Yaşanan güçlüklere, hayal kırıklıklarına rağmen AKEL’in “başka çözümler” ve “yeni fikirler” peşine takılıp kurtuluş ve yeniden birleşme mücadelesinden vazgeçmesinin, işgal ve taksimle uzlaşmasının ya da tel örgülerin iki tarafında da faşizme ve şovenizme tolerans göstermesinin asla söz konusu olmayacağının vurgulandığı açıklamada özgür, birleşik, bağımsız, egemen ve askersizleştirilmiş bir Kıbrıs için, Kıbrıslırumlara ve Kıbrıslıtürklere, tüm Kıbrıs halkına ortak vatan için ortak mücadeleye devam çağrısında bulunuldu.

PREV

Sn. Akıncı’nın Önerisine İlişkin AKEL’in Görüşlerini Andros Kiprianu Bir Mektupla Sn. Anastasiadis’e Bildirdi

NEXT

AKEL’den İki Lidere Çağrı