Suriye Kürtlerinin Mücadelesiyle Dayanışma İçerisindeyiz
Afrin kentinin Türk ordusu tarafından işgali Türkiye tarafından Suriye’nin egemenliğinin ve toprak bütünlüğünün, uluslararası hukukun ağır bir biçimde çiğnenmesini ve yeni bir saldırganlık ve barbarlık hareketini teşkil etmektedir. Yıkım, yağmalar ve evlerini terk etmek zorunda kalan binlerce ailenin görüntüleri Kıbrıs halkının yaşadığı trajediyi hatırlatmaktadır.
Aynı zamanda, Suriye’ye ve bu ülkenin Kürtlerine karşı Türkiye’nin işlediği yeni cinayete uluslararası toplum tarafından gösterilen tolerans, hatta teşvik edici tutum dünya tarihine utanç olarak geçecektir. Türkiye Suriye’nin istikrarsızlaştırılması ve bölünmesi operasyonunda savaşı ve kan dökülmesini tetikleyen sorunun temel öğesini teşkil etmektedir. Diğer yaptıklarının yanı sıra Erdoğan hükümeti geçmiş yıllarda NATO’nun arka çıkmasıyla cani ISİS’in yağmacı çetelerini ve diğer aşırı uç muhalif güçleri silahlandırdı ve destekledi. Nitekim NATO bizzat Genel Sekreteri’nin ağzından Afrin’deki harekâtlara kısa bir süre önce değinirken “Türkiye’nin güvenliği için meşru endişelerini” ve “bunlara karşı koyma hakkını” tanımakta tereddüt etmedi. AB’nin de, üye devletlerinin oybirliğiyle aldığı kararlarla Suriye Kürtlerine karşı bugün katliam ve yağmalarda Türk istilacılarla birlikte yer alan “Özgür Suriye Ordusu” gibi güçlerin silahlandırılmasına ve ekonomik olarak desteklenmesine katkıda bulundu.
AKEL Suriye Kürtlerinin bu gelişmenin ardından sona ermeyeceğinden emin olduğumuz kahraman mücadelesiyle dayanışma içerisindedir. Suriye’nin ve Suriye halkının ülkenin birliğinin, egemenliğinin ve toprak bütünlüğünün savunulması ve barış için mücadelesiyle dayanışma içerisindeyiz.
19 Mart 2018
AKEL Basın Bürosu