Home  |  Açıklamalar   |  Papalazaros Dediğimizde, Her Yerde ‘Faşizme Geçit Yok’ Yankılanacak

Papalazaros Dediğimizde, Her Yerde ‘Faşizme Geçit Yok’ Yankılanacak

 

Gerçek yurtsever, halkımızın demokrasi direnişinin sembolü yoldaş Papalazaros Neofitu mücadelelerle dolu yaşamına ve bıraktığı mirasına yakışır bir şekilde mücadele şarkılarıyla son yolculuğuna uğurlandı.

Papalazaros’un cenaze töreninde konuşan AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu bir sürü ve bir sabanla sekiz çocuğunu büyütmeye çalışan yoksul bir çiftçi ailenin evladı olarak dünyaya gelen Papalazaros’un Kıbrıs halkının kuraklık ve tefecilikten çok çektiği bir dönemde açlığı ve sefaleti yenmek için yılmadan, yorulmadan yaşam mücadelesi verirken bilincinin de şekillenmeye başladığını söyledi. Tüm bunlara II. Dünya Savaşı’nın da eklendiği dönemde Papalazaros’un “neden gitmek istediğimi biliyordum. Faşizme karşı savaşmak için” diyerek II. Dünya Savaşı’na gönüllü olarak katılmaya karar verdiğini ifade eden Kiprianu, savaşın ardından Kıbrıs’a dönerek ailesini kuran Papalazaros’a köyüne papaz olması önerildiğinde “AKEL üyesi olduğun doğru mu?” sorusuna “evet ve bunun değişmesi asla söz konusu olamaz” yanıtını veren Papalazaros’un çalıştığı inşaatlarda kazandığı gelirden kilisede alacağı maaş daha da az olmasına rağmen kiliseye ve köyüne duyduğu sevgi nedeniyle papazlığa başladığını belirtti.

50 yılı aşkın bir süre boyunca tanrıya ve kiliseye,  insan sevgisi, adalet ve dayanışma ideallerine hizmet eden Papalazaros’un yaşamını insanın ve ülkenin kurtuluşuna adadığını vurgulayan Andros Kiprianu, bu nedenle de onun Kıbrıs ve halkının bilincinde bir sembol olduğunu kaydetti.

Atina Cuntası yanlısı piskoposlar Makarios’a karşı komplo kurduklarında ülkenin başına gelmekte olan kötülüğü gören Papalazaros’un açıkça tarafını seçtiğini, meşruiyet ve demokrasiyi savunduğunu hatırlatan Kiprianu, o sırada EOKA-B’nin kudurmuşçasına her demokratı hedef aldığını, Papalazaros’a da sırasının geleceğine dair tehditler gönderildiğini, ancak onu bulmayı başaramayan kuklaların o dönemde piskoposlukta yatılı olan oğlu Kiriakos bulup ağzına sıktıkları bir kurşunla henüz 17 yaşındaki çocuğu öldürdüklerini söyledi. Papalazaros’un son nefesine kadar öldürülen oğlu için adalet aradığını ama bu dava dosyasının kaybedilip davanın kapatıldığını ama oğlunun katilini Papalazaros’un bildiğini, bu EOKA-B üyesinin başka cinayetlere de karıştığını ve poliste görev yapmaya devam ettiğini bildiğini ifade eden Andros Kiprianu, bu kişinin bugün devletin kendisine sunduğu emeklilik haklarından yararlandığını söyledi.

Miting kürsülerinden Papalazaros’un “bu memleketin tarihi evlatlarımızın kanıyla yazıldı” diye haykırarak herkese hainlerin saçtıkları kötülükle yurdumuz aleyhine işlenen çifte cinayeti, ihaneti ve istilayı hatırlattığını söyleyen AKEL Genel Sekreteri, darbenin kara gününde demokrasiyi savunmak için Papalazaros’un diğer demokrasi direnişçileriyle birlikte eline silah almakta tereddüt etmediğini ve “bir papazın nasıl eline silah alabildiği?” sorulduğunda onun cevabının açıkça “demokrasiyi, köyümü, ailemi savunmak için” olduğunu kaydetti. Andros Kiprianu, onun bu yiğitliğine evlatlarının da sahip olduğunu ve nitekim oğlu Sotiris’in EOKA-B’ye karşı direnmekte tereddüt etmeyip öne çıktığını ve ardından Türkiye’nin istilası başladığında geri çekilmeyi düşünmeyip yurdu savunmaya koştuğunu vurguladı. İstilaya karşı direnişte vurulduğunda Yarbay Katherinakis’in diğerlerine bağırarak “çabuk onu hastaneye götürün, komünist olsa da aslan gibi savaştı” sözleriyle her zaman yurdun yaşadığı güç ve kötü günlerde komünistlerin öne çıkan kişiler olduğunu anlayamadığını belirten Kiprianu, başkaları cephe gerisinde saklanırken komünistlerin, yurtseverlerin ihanete uğramış ve silahsız olmalarına rağmen bir an bile tereddüt etmeksizin yurdu savunmak için cepheye koştuklarını belirtti.

Papalazaros ve eşi Agathoniki’nin iki evladının kaybıyla bir insanın bu hayatta yaşayabileceği en büyük acıyı yaşadıklarını ancak bu acının kendilerini zehirlemesine izin vermeyip, bunu bir güç, bir bilinç, Kıbrıs için bir mücadele haline getirdiklerini dile getiren Andros Kiprianu, Papalazaros’un “Kıbrıs sorunu çözülsün. Başka ana babalar ağlamasın” sözlerini hatırlatarak “bugün de bizim görevimiz bu. Kıbrıslırumlar ve Kıbrıslıtürkler olarak yaraları kapatmak için, yurdumuzu yeniden birleştirmek için mücadeleye devam etmek. Mücadeleyi güçlendirmektir” dedi.

“Kiriakos’un, Sotiris’in, Papalazaros’un ve Agathoniki’nin, Kıbrıs ve halkımız için mücadeleye devam ederek anılarını onurlandıracağız” diye konuşan Kiprianu şu sözlerle konuşmasını tamamladı:

“Temmuz’da gittin Papalazaros.

Yüreğini yaktıkları ayda. Kıbrıs’ı yaktıkları ayda.

Temmuz’da gittin ve senin anın hepimizi buraya getirecek ve hepimize katiller olmaksızın cinayet olmadığını, hainler olmaksızın ihanetin olmadığını hatırlatacak. Senin yerine biz Kiriakos için, Sotiris için adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz.

Huzur içinde uyu Papalazaros. Sen bir sembolsün ve semboller ölmez. Gelecek nesillere canlı bir örnek olmaya devam edeceksin.

Papalazaros dediğimizde, her yerde yaşama heyecanı yankılanacak.

Papalazaros dediğimizde, her yerde ‘faşizme geçit yok’ yankılanacak.

Papalazaros dediğimizde, her yerde ‘unutmuyorum’ yankılanacak.

Papalazaros dediğimizde, bir halkın demokrasi ve sosyal adalet için verdiği mücadele yankılanacak.

Papalazaros dediğimizde, her yerde Kıbrıs halkına aittir yankılanacak.

Papalazaros diyeceğiz ve öne çıkacağız!

Güle güle Papalazaros”.

 

 

 

PREV

Kıbrıs’ın Silahlı Kuvvetleri ABD’nin Çıkarlarını mı Savunacak?

NEXT

Erdoğan'ın Ayasofya'yı camiye dönüştürme kararı hakkında AKEL tarafından yapılan açıklama