Home  |  Açıklamalar   |  Ortadoğu, Doğu Akdeniz ve Körfez bölgesindeki tüm halklarla dayanışmamızı yeniden teyit ediyoruz

Ortadoğu, Doğu Akdeniz ve Körfez bölgesindeki tüm halklarla dayanışmamızı yeniden teyit ediyoruz

 

 

29 Kasım Filistin Halkıyla Uluslararası Dayanışma Günü vesilesiyle gerçekleştirilen ve “Emperyalist planlara, kapitalist sömürü sistemine karşı Komünist ve İşçi Partileri Filistin halkının haklı mücadelesinde istikrarlı bir şekilde yanındadır” konulu telekonferansta konuşan AKEL Polit büro Üyesi Neoklis Silikiotis kahraman Filistin halkıyla uluslararası dayanışmanın önemini vurguladı. Ayrıca Silikiotis tüm dünya halklarını etkileyen pandemi nedeniyle yaşanmakta olan bu zorlu dönemde kamu sağlığının korunması ve güçlendirilmesinin mutlak bir ihtiyaç olduğunun kanıtlandığına işaret etti. Bu ihtiyaca yönelik mücadeleyi vermeye devam edecek olan komünist ve işçi partilerinin aynı zamanda, pandemi nedeniyle ekonominin daralmasından en fazla etkilenen emekçilerin ve ekonomik güçlükler içerisindeki halk kesimlerinin haklarının ve kazanımlarının korunması için sendikalarla birlikte mücadeleyi sürdüreceklerini dile getirdi.

 

Yunanistan Komünist Partisi (KKE) tarafından organize edilen ve Doğu Akdeniz, Orta Doğu ve Körfez Komünist ve İşçi Partileri’nin katıldığı telekonferansta konuşan Neoklis Silikiotis uluslararası medyanın pandemiyi bahane ederek, özellikle ilk dalga sırasında, siyasi ve askeri müdahalelerin ve işlenen suçların yoğunlaşmasını gizlemeye çalıştığını belirterek, Ortadoğu sorunu, Kıbrıs sorunu, Kürt sorunu gibi bölgenin çözüme kavuşturulamamış daha eski açık sorunlarıyla, Suriye’ye müdahale, Libya’ya saldırı ve “İslam Devleti”nin faaliyetleri gibi yeni konuların kesiştiğini ifade etti.

 

Silikiotis Ortadoğu ve Doğu Akdeniz’de emperyalist devletlerin, özellikle ABD ve AB’nin çıkarlarının, İsrail, Suudi Arabistan ve Türkiye’deki hâkim sınıfların jeopolitik ve ekonomik konumlarını yeniden müzakere etme çabalarıyla buluştuğunun da açıkça görüldüğünü dile getirdi. Nitekim bu nedenle de Türkiye’nin Suriye’ye ve Kürtlere karşı saldırganlığının arttığını, uluslararası hukuku ve deniz hukukunu ihlal ederek Kıbrıs Cumhuriyeti’ne karşı saldırgan tutumlarının yoğunlaştığını, Ege’de Yunanistan’a yönelik ağır ihlallerinin yoğunlaştığını kaydetti. İsrail’in Filistinlilere karşı uzlaşmaz tutumunu ve baskısını yoğunlaştırmasının nedeninin de bu olduğunu belirten Neoklis Silikiotis, bu nedenle Suudi Arabistan’ın Yemen’i dümdüz etmeye devam ettiğini ve İran ile zıtlaşmayı yoğunlaştırdığını söyledi.

 

Bütün bu durum karşısında Avrupa Birliği’nin sergilediği ikiyüzlülüğün gerçekten öfkelendirici olduğunun altını çizen Silikiotis, AB’nin “terazisinde” bu devletlerle olan çıkarlarının ve siyasi, ticari ve askeri bağlarının, insan hakları ve uluslararası hukuktan daha ağır bastığını, tüm bu dönem boyunca Suriye’den gelen “haberlerin”, ülkenin istikrara kavuşma mücadelesi verdiği söylemiyle sınırlandırıldığını, aynı şeyin Irak için de geçerli olduğunu dile getirdi. Lübnan’da, Beyrut limanında yaşanan korkunç patlamanın halk açısından çok ağır sonuçları olan ekonomik ve siyasi bir krize yol açtığını da sözlerine ekledi.

 

Kahraman Filistin halkına karşı İsrail’in işlemeye devam ettiği suçların da aynı büyük suskunluk perdesiyle örtülmeye çalışıldığına işaret eden AKEL Politbüro Üyesi Neoklis Silikiotis “İsrail işgal ordusu kuşatma altındaki Gazze’de tutuklamalar ve idari gözaltılar, suikastlar, askeri ablukalar ve gözdağı operasyonları, bombalamalar yapmaya daha da yoğun bir şekilde devam ediyor. Yerleşimcilerin her yaştan Filistinlilere, hatta ağaçlara ve hayvanlara karşı saldırgan tutumları ve şiddeti tüm sınırları aştı. Filistinlilerin geleneksel olarak zeytinleri topladıkları dönemde, ordunun da korumasıyla yerleşimcilerin Filistinlileri engelledikleri ve hatta bu kutsal ağaçları kestiğini gördük. Görmediğimiz tek şey, insan haklarını ve özgürlükleri sözde savunanların işlenen bu suçları kınamalarıdır” diye konuştu.

 

Evleri yıkılan, pandemi koşullarında göç etmeye zorlanan Filistinlilerin yaşadıkları tüm bu acıların ardında İsrail-ABD’nin bölgeyi kontrol etme politikasının, İran’a karşı politikalarının ve tabii ki ekonomik çıkarların, ama esas olarak ABD ve İsrail savaş sanayilerinin olduğunu kaydeden Silikiotis, işlenen bu suçlarda ABD hükümetinin suç ortağı olduğundan artık hiç kimsenin şüphesinin olamayacağını dile getirdi.

 

ABD’nin bölgemize yönelik politikasının, bilinen Rubio-Menendez yasasında açıkça ifade edilen ve bölgemiz halklarının çıkarlarıyla tam bir çelişki içinde olan çıkarlar temelinde belirlendiğine işaret eden Silikiotis, Anastasiadis-DİSİ hükümetinin Kıbrıs’ı ABD’nin izlediği politikalara bağlamasına AKEL’in yoğun bir şekilde karşı çıktığını, çünkü bu politikanın Kıbrıs’ı ABD’nin çıkarlarına ve savaş oyunlarına hizmet etmeye sürükleyerek yurdumuzun geleceğini tehlikeye attığını ifade etti.

 

Silikiotis bölge halkları açısından bu çetin ve karmaşık koşullarda, tek bir yolumuzun olduğunun altını çizerek, bu yolun emperyalist politikalara ve bölge halklarının çıkarlarına ters düşen yabancı çıkarlara karşı mücadele olduğunu söyledi.

 

“Ortak barış mücadelemizi geliştirmek için bölgedeki silah ticaretine, üslere karşı ve bölgenin nükleer silahlardan arındırılmış bölge ilan edilmesine karşı bir kampanya başlatmayı öneriyoruz” diye konuşan Silikiotis, “en güçlü silahımız dayanışmadır ve bunu yoğunlaştırmamız, koordine etmemiz ve eyleme dönüştürmemiz gerekiyor” dedi.

 

Neoklis Silikiotis emperyalist müdahaleler nedeniyle bunca acıları çeken Ortadoğu, Doğu Akdeniz ve Körfez bölgesindeki tüm halklarla dayanışmamızı yeniden teyit ederken, İsrail’in işgaline karşı çok zor koşullarda verilen mücadelenin ön saflarında yer alan İsrail Komünist Partisi’ndeki yoldaşlarla da dayanışmamızı ifade etti.

 

29 Kasım Filistin Halkıyla Uluslararası Dayanışma Günü vesilesiyle AKEL’in özgürlükleri ve hakları için yıllardır kahramanca savaşan ve boyun eğmeyen Filistin halkına tam desteğini bir kez daha dile getiren Neoklis Silikiotis, Filistin halkıyla dayanışmanın, başkenti Doğu Kudüs olan ve 4 Haziran 1967 sınırlarında bağımsız bir Filistin devleti kurulması mücadelesine destek vermek olduğunu vurgulayarak, en nihayet adaletin tecelli etmesi gerektiğini dile getirdi.

PREV

AKEL emekli maaşlarının arttırılmasını talep ediyor

NEXT

Kiprianu: Açıklanan önlemlerin bazıları hiçbir anlam ifade etmiyor