MEB’in Belirlenmesi Hakkında
AKEL Basın Sözcüsü Stefanos Stefanu’nun Açıklaması
MEB’in belirlenmesi için koordinatların sunulması MEB için anlaşma demek değildir. Bu, talep ettiğinin sunulmasıdır. Buna sahip olman için BM Deniz Hukuku Sözleşmesi’nde öngörüldüğü şekilde MEB’i belirleyen anlaşmanın yapılması gerekir. Somut koşullarda Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuzey bölgesinde MEB’in belirlenmesine ilişkin anlaşmanın Türkiye’yle yapılması gerekir.
Tek başına koordinatların sunulması olumsuz bir hareket değildir. Ancak bu hareketin yapıldığı konjonktür önemlidir ve siyasal boyutlarının hesaplanması gerekir. Sayın Anastasiadis BM Genel Sekreteri’nin istediği gibi müzakerelerin yeniden başlaması çabalarına odaklanma yerine, gerçek niyetleri hakkında uluslararası topluma yanlış mesajlar göndererek, N. Papadopulos’un tehlikeli tezlerine yakınlaşmaya çalışmaktadır. Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yaklaşık 3 ay kala Kıbrıs hükümetinin bu konuyu gündeme getirmesinin sadece bazı intibalar ve yanılsamalar yaratmayı hedefleyen bir hareket olduğunu yurttaşlar anlamaktadırlar.
Türkiye’nin tanımadığı Kıbrıs Cumhuriyeti’yle diyaloğa girmesinin söz konusu olmadığı nettir. Bu önemli meselenin çözümü sadece Kıbrıs sorununun çözümüyle başarılabilir.
Hükümetin seçim öncesi bu hareketi çözümden önce Türkiye’yle MEB’in belirlenmesi anlaşması hakkında N. Papadopulos’un gerçekçi olmayan tezini haklı çıkaramaz. N. Papadopulos’un bu tezi Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenlik haklarını yaralayan işgalin sürüp gitmesine götürür.
Birbirlerini devlet olarak tanıyan Yunanistan ve Türkiye’nin yaklaşık 40 yıldır Münhasır Ekonomik Bölge’nin belirlenmesi için görüştüklerini ama anlaşmaya varmayı hala daha başaramamış olduklarını hatırlatırız.
22 Ekim 2017
AKEL Basın Bürosu