Mavru: Yeniden birleşme ve daha iyi bir yaşam için Kavazoğlu ve Mişaulis’in hayalleri ve umutları aklımızda ve kalbimizde yaşayacaktır
AKEL Politbüro üyesi ve Milletvekili Eleni Mavru 11 Nisan’da yayınlanan köşe yazısında 56 yıl önce terör örgütü TMT tarafından öldürülen Derviş Ali Kavazoğlu ve Kostas Mişaulis’in son nefeslerini birlikte omuz omuza verdiklerini ve Kıbrıslırumların ve Kıbrıslıtürklerin ortak mücadelesinin sembolü olarak sonsuzluğa geçtiklerini belirtti. Bu cinayetin öncesinde de Kıbrıs’ın aleyhine emperyalist planlara hizmet ve şovenizmi hâkim kılma hedefiyle cinayetlerin işlendiğini yazan Mavru “kimilerinin kurşunlarıyla daha adil ve daha iyi bir dünya için mücadele edenleri öldürmenin yanı sıra onların ideallerini de öldürebileceklerini ve bu mücadeleyi durdurabileceklerini sandılar” diye ekledi.
Mavru, 1963-64 toplumlararası çatışmalarının ve Kıbrıslırum-Kıbrıslıtürk şovenlerin tehditlerinin sonucu yaşamak zorunda kaldıkları gettolarda Kıbrıslıtürklerin zorluklar içerisindeki hayatının değiştirilmesi ihtiyacının olduğu koşullarda iki yoldaşın yurtlarına duyduğu sevgi ve iki toplumun birliğini isteyen ideolojiyle Kıbrıslırumların ve Kıbrıslıtürklerin geleceklerini zıtlaşma, düşmanlık ve çatışmada değil, yurdu yabancı komplolardan korumak için birlik olmalarında olduğunu vurgulayarak mücadele ettiklerini sözlerine ekledi.
Eleni Mavru, Kavazoğlu’nun ölümüyle Kıbrıslıtürk toplumunun üzerine kara bir örtünün düştüğünü, daha sonra 1967’de Grivas’ın ve o zamanki Milli Muhafızların Köfünye’ye saldırılarının Kıbrıslıtürk toplumunda en fanatik şoven çevrelerin hâkim olmasına izin verdiğini ifade etti. Ardından 1974’te iki toplumun tamamen birbirinden ayrıldığını, Kıbrıslırumların kuzeydeki evlerini terk etmek zorunda kaldığını ve Kıbrıslıtürklerin de kuzeye taşınmaya zorlandığını hatırlatan Mavru, Kavazoğlu ve Mişaulis’in mücadelelerini anmanın en iyi yolunun yeniden yakınlaşma için mücadeleden, yurdumuzu işgalden kurtararak yeniden birleştirme mücadelesinden geçtiğini belirtti. Bu görevin zor bir görev ve Cenevre konferansının öncesinde durumun endişe verici olduğunun altını çizen Eleni Mavru, Kıbrıslırumların ve Kıbrıslıtürklerin üzerinde birleştikleri tek noktanın ilgili BM kararlarında belirtildiği şekilde siyasi eşitliğin olacağı iki bölgeli iki toplumlu federasyon çözümü olduğunu ve bu çözümün insan haklarını, temel özgürlükleri güvence altına alacak ve tek egemenliği, tek vatandaşlığı ve tek uluslararası kimliği olacak birleşik bir devlete götürecek çözüm olduğunu vurguladı.
AKEL Merkez Komitesi üyesi Derviş Ali Kavazoğlu’nun yaptığı bir konuşmada “ben yurdumu, Kıbrıs’ı seven bir Türküm” dediğini hatırlatan Mavru köşe yazısını şu sözlerle tamamladı:
“Kıbrıs’ı her şeyin üzerinde tutan insanlar olduğu sürece, gerçek yurtseverlik karşılıklı anlayışla birleştiği sürece yeniden birleşme ve daha iyi bir yaşam için Kavazoğlu ve Mişaulis’in hayalleri ve umutları aklımızda ve kalbimizde yaşayacaktır. Kıbrıs’ın geleceği için bu kritik dönemde Kavazoğlu ve Mişaulis yoldaşlarımızın yüreklerinin yüreklerimizin yanında attığını hissediyoruz.”
