M.K. Genel Sekreteri Andros Kiprianu’nun gazetecilere açıklaması

Avrupa Parlamentosu’nun kararı hakkında:

AKEL olarak, Avrupa Parlamentosu’nun aldığı kararda Kıbrıs sorununa ilişkin atıfların daha önceki kararlardakilerine oranla çok olumlu olduğu görüşündeyiz ve bu çok olumludur. Yeşiller tarafından yapılan değişiklik önerisi ne yazık ki raportör kabul edildi. Biz AKEL olarak bununla hem fikir değiliz ve karşı oy kullanacağız, bütün Sol Grup da karşı oy kullanacak. Sayın Oumen’in Yeşilleri’in değişiklik önerisini kabul ederken, aynı esnada Sol Grup tarafından sunulan ve kararı daha da iyileştirecek olan önerilerin reddetmesinden üzüntü duymaktayız.  Sayın raportör argüman olarak bir dengeyi korumayı istediğini öne sürdü. Bizim görüşümüze göre, Yeşiller’in değişiklik önerisini kabul edip de, Sol Grup tarafından yapılan değişiklik önerisinin reddedilmesi raportörün arzu ettiği bu dengeyi bozmaktadır. Bunun ötesinde Kürt meselesi, Ermeni meselesi, Türkiye’nin AB süreci ile ilgili meseleler hakkında atıfları değerlendirerek, tutumumuzu ortaya koyacağız.

Müzakereler hakkında yorumlar:

AB konularıyla ilgili başlığın ele alınmasına dün başlandı. Henüz Cumhurbaşkanı tarafından resmi bilgilendirme yapılmadı. Bu nedenle basında yer alan çeşitli yazılar hakkında yorumda bulunmamın doğru olmayacağı düşüncesindeyim. Resmi olarak bilgilendirilmemizin ardından tutumumuzu ortaya koyacağız. Bunun ötesinde şunu belirtmek istiyorum, biz Dimitris Hristofyas’ın Cumhurbaşkanlığı’na seçilmesiyle her şeyin sihirli bir şekilde birden değişeceğini zaten beklemiyorduk. Türk tarafının yaklaşımlarını değiştirmesi için büyük çabalar gerekecektir. Anlaşmaya varabilmek için tek yol bunun başarılmasıdır. Başarabilmek için tarafımızın çok sabır ve serinkanlılık göstermesi gerekiyor. Durum bir anda değişecek değil. Bu nedenle çok sabırlı ve serinkanlı olunmasını öneriyorum. Pek çok meselenin ele alınması gerekiyor, yol uzun. Bu süreçte Türk tarafının uzlaşmaz tezleri terk ederek bizimle işbirliği içerisinde çözümün sağlanması hedefine ulaşmayı başarmamızı diliyorum ve ümit ediyorum.

Daha önceki çözüm girişimlerinde olduğu gibi sonuçta başarıya ulaşılamazsa:

Şu anda konjonktürün olumlu olduğu görüşündeyiz. Ancak tek başına olumlu konjonktür elbette ki çözüm yolunu açmamaktadır. Öze ilişkin olarak Türkiye’nin uzlaşmaz tezlerini terk etmesi gerekmektedir. Bu fırsatı son fırsat olarak nitelememiz söz konusu değil. Daha sonraki çabanın daha kötü koşullarda başlayacağını bildiğimiz için endişe duymaktayız. Arzu edilen sonuçlara ulaşabilmek için pek çok babanın ortaya konulması gerekmektedir.

12.3.2009