Home  |  Açıklamalar   |  Kayıpların akıbetinin belirlenmesine yönelik çalışmaları ve kayıp yakınlarını desteklemeye devam edeceğiz

Kayıpların akıbetinin belirlenmesine yönelik çalışmaları ve kayıp yakınlarını desteklemeye devam edeceğiz

 

Temsilciler Meclisi’nin kararıyla 29 Ekim, Kıbrıs’ta Kayıp Şahıslar Günü olarak belirlendi. Bu tarihten tam bir gün önce, 1974’te işgalin son tutsakları da Cumhuriyet’e dönmüştü. Bu özel gün, onlarca tutsak için işkencelerin sona ermediği gün olurken, aynı zamanda ülkedeki yüzlerce aile için de onlarca yıl boyunca süren beklenti ve mücadelenin başlangıcı oldu.

 

İki Toplumlu Kayıp Şahıslar Komitesi’nin çalışmalarıyla, 2002 Kıbrıslırum ve Kıbrıslıtürk kayıptan bugüne kadar 1034 kişinin kimliği tespit edilirken, bu süreç her geçen yıl objektif olarak daha da zorlaşıyor. Ortam değişiyor, tanıklar vefat ediyor ve hayatta olanlar da tam bilgiler vermekte zorlanıyor.

 

Kayıp Şahıslar Komitesi’nin karşılaştığı zorluklar aynı zamanda araştırmaların hızlı ilerlemesini sağlayacak anahtarı da gösteriyor. Türkiye ve işgalci ordu hem toplu mezarların yerleri hem de öldürülenlerin yerlerinin organize bir biçimde değiştirilmesi hakkında gerekli tüm bilgilere sahiptir. Türkiye iş birliği yapmazsa program daha da çıkmaza girecek. Türk ordusunda bulunan bilgilerin İki Toplumlu Kayıp Şahıslar Komitesi’nin bilim insanlarının eline ulaşması için gerekli siyasi ve diplomatik baskının Türkiye’ye uygulaması konusunda Avrupa Birliği’nin bu alanda oynayabileceği özel bir rolü var. Kıbrıs’taki kayıp kişilerin akıbetlerinin belirlenmesinde yardımcı olması hedefiyle kayıp kişilerle ilgili konularla ilgili özel bir raportör atanması yönünde AKEL Avrupa Parlamentosu aracılığıyla da çabalarını sürdürmektedir.

 

Devlet, kayıp yakınlarının yaşadığı dramı ve sonuçlarını bir an bile görmezden gelmemelidir. AKEL, kayıpların akıbetinin belirlenmesine yönelik çalışmalara destek vermeye ve aynı zamanda kayıp yakınlarına da destek olmaya devam edecektir. Bu nedenle, kayıp kişilerin ebeveynlerine, eşlerine ve dullarına bakım sağlanması yönündeki talebimizin olumlu karşılanmasının devletin asgari yükümlülüğü olduğu konusunda ısrar ediyoruz.

 

PREV

Sayın Hristodulidis Gazze'de sivillerin katledilmesinden üzüntü duymuyorsa, kendisinin de işgal yaşayan bir ülkenin Cumhurbaşkanı olduğunu düşünmelidir

NEXT

Savaşın ve işgalin sonlandırılmasını desteklemek ne zamandan beri hükümet ve DİSİ için bu kadar zor hale geldi?