“Herkes için Sürdürülebilir-Toplum Odaklı Güçlü Bir Ekonomi” başlıklı III. Ekonomi Forumu’nda AKEL Genel Sekreteri Stefanos Stefanu’nun Konuşması
“AKEL’in ‘Herkes için Sürdürülebilir, Toplum Odaklı Güçlü bir Ekonomi’ başlığıyla düzenlediği III. Ekonomi Forumu için bu yıl da seçtiğimiz konuların sunumlarını yapacak kişilere Kıbrıs ekonomisinin ve toplumunun durumunu özetleme, refahı yeterince destekleyen sağlam ve sürdürülebilir bir ekonomi için tavsiyelerde bulunma ve öneriler sunma fırsatını vereceğinden eminim” sözleriyle konuşmasına başlayan AKEL Genel Sekreteri Stefanos Stefanu “AKEL Avrupa’nın ve dünyanın siyasi ve ekonomi haritasının tamamen farkındadır. Bulunduğu yeri çok iyi bilmektedir ve elbette kendini inkâr etmeden, günümüzün koşullarına, taleplerine ve verilerine uyum sağlayabilecek reflekslere de sahiptir. Ekonomi politikası devletin ve kurumsal yapının temeli olduğu kadar aynı zamanda toplumun da dayandığı temel olduğunun bilincinde olarak AKEL’in topluma yönelik genel siyasi yaklaşımının da temelinde yer almaktadır” diyerek konuşmasına devam etti.
AKEL’in, insanı ve onun ihtiyaçlarını içeren kapsamlı, gerçekçi bir siyasi öneriye sahip olarak toplumsal paydaşlar ve ekonomik faaliyetin öncüleri ile iletişim ve diyaloğunu yıllardır sürdürmekte olduğunu kaydeden Stefanu “Çünkü ekonomi sadece rakamlardan ibaret değildir ve toplumdan ayrı olarak incelenemez. Ekonomik kalkınma sosyal refahı ve sürdürülebilir kalkınmayı desteklemelidir” dedi.
Ekonominin istikrarını ve kalkınmanın sürdürülebilirliğini güçlendirmek için yeni sektörlerin güçlenmesini teşvik eden ve aynı zamanda tarihsel olarak önemli olduğu kanıtlanmış birincil ve ikincil sektörlerin geleneksel alanlarına yatırım yapan yeni bir büyüme modeline ülke ekonomisinin ihtiyacının olduğunu vurgulayan AKEL Genel Sekreteri “Ayrıca kamu hizmetlerinin gecikmiş dijitalleşmesi konusunda daha kararlı ve hızlı hareket etmemiz gerekiyor. Ruhsatlandırma ve mahkeme sorunlarına ilişkin bürokrasi ve zaman alıcı prosedürler ele alınmalı ve vergi sistemi daha kolay, daha basit ve daha adil hale getirilecek şekilde yeniden düzenlenmelidir. Bunların yanı sıra, Akdeniz’i önemli ölçüde etkileyen iklim değişikliğinin getirdiği zorlukları da ele almamız, eğitim ve becerilere yatırım yapmamız, Sağlık Sistemi!ni ve sosyal refahı iyileştirmemiz gerekiyor” diye konuştu.
Ülkemizde son yıllarda yoksulluk olgusunun yanı sıra eşitsizlikler de arttığının altını çizen Stefanos Stefanu bu duruma, birçok mali ve sosyoekonomik soruna yol açan bankacılık alanındaki krizini, maliyetleri tüm topluma yansıyan mevduat kesintilerinin ve pandeminin de zemin hazırladığını kaydederek, son yıllarda uygulanan politikalarla da eşitsizliğin ve yoksulluğun arttığını ve sermayenin kârları artarken emekçilerin gelirlerinin azaldığını, sosyal devletin daraltıldığını ve çalışma hayatında düzensizliğe yol açıldığını belirtti.
“Pahalılık, enflasyon ve artan faiz oranları temel ihtiyaçlarını bile karşılayamayan toplumun büyük bir kesimi için durumu daha da zorlaştırdılar. Bu zor duruma ek olarak enerji, emlak ve kira fiyatlarındaki hızlı artış da özellikle yeni nesil ve genç aileler için konut edinmeyi ulaşılamaz hale getiren koşuları yarattı” diyerek konuşmasını sürdüren Stefanu pahalılığın etkilerini azaltmak için yeterli önlemlerin alınmadığı, dahası ciddi biçimde artan toplumsal sorunların kısa vadeli ve uzun vadeli şekilde ele alınmasına yönelik yapısal nitelikte kararların da alınmadığı kanaatinde olduklarını dile getirerek, neredeyse tüm temel sosyal göstergelerde Kıbrıs’ın Avrupa Birliği’nin en alt sıralarında yer almasının da bu durumun bir kanıtı niteliğinde olduğunu ifade etti.
Bu duruma karşı koyabilmek için tüm topluma yönelik yatay tedbirlerin yanı sıra, toplumun belirli kesimlerine yönelik somut hedefleri olan tedbirlere ihtiyaç duyulduğunun altını çizen Stefanu “Elektrik fiyatının, yakıt fiyatlarının ve faiz oranlarının düşürülmesine, konut edinmenin ulaşılabilir hale getirilmesine ve devletin sosyal politikasının iyileştirilmesine yönelik tedbirlerden bahsediyorum. Yarım yamalak önlemlerden, bölük pörçük çözümler değil. Buunlar pahalılığa karşı kapsamlı bir stratejinin temel direkleridir” diye ekledi.
Emekçilerin gelirlerini artıracak ve çalışma koşullarını iyileştirecek önlemlere duyulan ihtiyacı vurgulayan AKEL Genel Sekreteri Eşel Mobil Sistemi, asgari ücret ve çalışma yaşamına ilişkin diğer konularında sosyal diyaloğun ilerlemesi ve kararlar alınması gerektiğini belirtti.
Bankacılık, enerji ve perakende ticaret gibi ekonominin önemli sektörlerinde tekellerin ve oligopollerin varlığının da ciddi bir sorun olduğuna işaret eden Stefanu, bunların varlığının rekabeti bozmakta ve tüketiciler açısından olumsuz sonuçlar doğurmakta olduğunu söyledi.
- “Her yerde, özellikle de büyük çıkarların olduğu yerlerde inşaatlar yaparken gelecek nesilleri düşünüyor muyuz?
- Topraklarımızı geçici bir kâr uğruna yabancılara kontrol dışı bir şekilde satarken gelecek nesilleri düşünüyor muyuz? “Altın pasaportlar” ticareti yoluyla Avrupa vatandaşlığının satışı bu şekilde gerçekleşmedi mi?
- Elektrik üretmek için doğalgazı getirmeyi başaramadığımız için her yıl karbondioksit salınımları yüzünden yüz milyonlarca avro ödemek zorunda kalırken, gelecek nesilleri düşünüyor muyuz?
- Bir diğer ciddi sorun olan atık yönetimi meselesinde ne yapıyoruz?”
sorularını sıraladıktan sonra Stefanos Stefanu “Sonuç olarak, çevreyi kirleterek, değerli kaynakları israf ederek, doğal ve kentsel çevreyi tahrip ederek gelişiyoruz. Gelecek nesillere gerçekten ne bırakacağız? Son yıllarda karmaşık çıkar ilişkileri ve yolsuzluklar ayyuka çıktı ve kurumsal bir olgu haline geldi, hukuk devleti yıprandı ve vatandaşların kurumlara olan güveni tarihsel olarak en düşük seviyesinde bulunuyor. Kıbrıs adının uluslararası alanda vergi cenneti olarak nitelendirilen ülkelerle birlikte anılması, ülkemizin verimli yatırım çekmesini zorlaştırmaktadır” dedi.
“Yolsuzluklara karşı mücadele edilmesi, Kıbrıs’ın adının yeniden prestij kazanması ve vatandaşların kurumlara olan güveninin sağlanması şarttır. Bunu başarmanın ilk adımı da son yıllarda Kıbrıs’ı sarsan çeşitli skandalların kapsamlı ve hızlı bir şekilde soruşturulması ve bunların baş aktörlerinin mahkeme önüne çıkarılmasıdır” diyen Stefanu konuşmasını Kıbrıs sorunundaki duruma değinerek tamamladı.
Kıbrıs sorununun çözümünün ülkemizin geleceğinin güvence altına alınmasıyla doğrudan ilişkisi olduğunu vurgulayan Stefanu “yarı işgal koşullarında inşa ettiğimiz her şeyin kum üzerine inşa edildiğini söylersek hiç de abartmış olmayız. Özellikle çıkmazın aşılaması ve müzakerelere yeniden başlanması için uluslararası faktörün çaba gösterdiği bu dönemde altını çizmek istediğim şey, ihtimallerin peşinde koşmamız gerektiğidir. Somut inisiyatifler üstlenerek ve özel öneriler sunarak. Çözüm uzaklaşmış gibi görünebilir -uzun süren durgunluk ve Türk tarafının olumsuz tutumu göz önüne alındığında bu son derece normaldir- ama ihtimaller ortadan kalkmış değildir” dedi.
Müzakerelerin kesintiye uğradığı yerden ve yakınlaşmaları korunarak Guterres Çerçevesi temelinde başlaması halinde çözüm için katetmemiz gereken mesafenin büyük olmadığının altını çizen AKEL Genel Sekreteri Stefanos Stefanu “çünkü beklemede kalan önemli konuların sayısı az. Türk tarafının tutumundan bağımsız olarak, müzakere müktesebatının korunarak, müzakerelerin kesintiye uğradığı yerden devam etmesi konusunda ısrarcı olmalıyız. Anlaşma sağlanıp ve müzakereler devam ederse, o zaman tarafların ve her şeyden önce Türkiye’nin göstereceği siyasi iradeye bağlı olarak çözüme ulaşma şansı elbette önemli ölçüde artacaktır” diye ekledi.
Stefanu konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
“Kıbrıs sorununun çözümü ülkemiz, halkımız ve ekonomimiz için yeni büyük ufuklar yaratacaktır”.